Kadın katliamı savaştan bağımsız değil

• Pınar Gültekin’in katledilmesi, Kürt kadınına yönelik özel savaş stratejisinden bağımsız değil. Katil Cemal Metin Avcı’ya verilen “Haksız tahrik indirimi’, Kürtlere karşı yürütülen savaş karşılığında aldığı bir ödüldü.

Muğla'da 21 Temmuz 2020’de üniversite öğrencisi Pınar Gültekin'i ‘canavarca hisle öldürmek’ suçundan Cemal Metin Avcı ve ailesinin yargılandığı davayı yakından takip eden Muğla Kadın Dayanışma ve Danışma Derneği üyesi Gülsüm Nazlıoğlu davayı Jinnews’ten Melike Aydın’a değerlendirdi.

Pınar neye sürüklendi, bilmiyoruz

Gülsüm Nazlıoğlu davada feminist avukatların bulunmamasına dikkat çekerek, gerekçeli kararda da sözü edilen delillerin yokluğuna işaret etti. Nazlıoğlu, “Pınar neyle tehdit edildi, neye sürüklendi bilmiyoruz. Birçok eksiği var gerekçeli kararın. 13 davanın hepsi yok orada” dedi.

Katlettikten sonra piknik yapmışlar

Dosya incelendiğinde Pınar’ın tasarlanarak katledildiğini anlamak zor değil diyen Nazlıoğlu, “Bütün raporlara ve delillerin aksine verilen bir karar. Bunlara rağmen haksız tahrik nasıl verildi bilemiyoruz. Bankamatiğin önünde çekilen fotoyu gerekçe olarak sunamazsın. Bu hukukun değil, insanın bittiği yer. Bu ilklerden biri, katilin ve avukatının açıklaması ‘canavarca hisle davransaydı ellerini bağlardı’. Başka bir yargıç ‘Yargının kararına karışılmaz’ dedi. Üstelik katliamdan sonra arkadaşı ve ailesiyle piknik yapıyor. Kendinin kötü niyetli olmamasını da katlettiği yeri göstererek kanıtlamış oluyor” dedi.

Çukurca’da askerliğin karşılığı cezasızlık

Failin Çukurca’da askerlik yaparken Aktütün baskınında yer aldığına, ardından psikolojik tedavi gördüğüne ifadesinde yer verdiğini hatırlatan Nazlıoğlu, “Bu haksız tahrik indiriminin nedenini anlatıyor. Dosyada hiçbir şey haksız tahrik indirimini onaylar nitelikte değil aslında. Sıcak savaşın olduğu bölgelerdeki savaş batıya gelmez sanıyoruz. Bunlar çok bilinçli verilen ifadeler. Devletten güç alıyor. ‘Sen bana bunu yaptırdın bu da ödül’, karşılığı da haksız tahrik indirimi. Çünkü orada düşmanları Kürtler. Mahkemeye sunulan tahrik nedeni sadece katilin ifadeleri ve ifadelerin hiçbir karşılığı yok. Eğer ceza alması gerekenler bu tür ifadelerle indirim alıyorsa tarifi yok” şeklinde konuştu.

Katil 10 yıl yatacak

Davaya feminist bakışla bakılmamasının birçok sorunun sorulmamasını getirdiğini kaydeden Nazlıoğlu şöyle dedi: “Dava sadece Pınar’ın namusunu aklama meselesine gitmiş. Neden katilin ve ona yardım etmekle yargılananların ve dosyada adı geçenlerin telefon kayıtları istenmedi? Bu süreçte herkes işine devam etti. Ama Pınar’ın ailesi ve biz kadınlar edemedik. Arkamıza bakarak yürüyoruz. Katil 10 yıl yatacak diğer 5 kişiyle aynı ilde yaşamak zorundayız. Biz de güvende değiliz. Aynı sokakta aynı ilde okula giden çocuklarımız var. Ne kadar olağanlaşmış, bu kadar sıradanlaşmış mı katliam? Bu ilk olmadığını hissettiriyor ve dehşet veriyor. Bu bölgedeki savaşı da gösteriyor. Katlet git tatile, insanın doğasına aykırı.” 

Hiçbir kadın katliamı savaşın dışında değil

Gülistan Doku’nun baş şüphelisi Zaynal Abarakov ve İpek Er’i intihara sürükleyen Musa Orhan’ın yargı süreçlerine ve cezasızlık politikalarına dikkat çeken Nazlıoğlu, bölgedeki savaşa katılanların Kürt kadınlara karşı yürütülen savaş stratejisinin bir şekilde parçasını olduğunu dile getirdi. Gülsüm Nazlıoğlu şöyle devam etti: “Birileri üniformalı birileri değil. Hiçbir kadın katliamı savaşın dışında değil. ‘Kadının kocası erkek, erkeğin kocası devlettir. Erkek şiddeti askerde öğrenir’ demişti bir ihtiyar kadın. Üniformalı da üniformasız da aynı şeyi yapıyor. Devletin korumadığı kimse o kadar rahat ifade veremezdi. ‘Sizin doğru karar vereceğinize eminin vicdanım rahat’ diyor. Bir insan böyle bir katliamı yapıp vicdanım rahat diyemez.” 

Pınar Gültekin davasında alınan kararla tüm kadınlar ceza verilmek istendiğini belirten Nazlıoğlu, bunun ancak kadın örgütlenmesiyle aşılabileceğini kaydetti.