Kadın sinemacıların çeyrek asırlık emeği: Uçan Süpürge 

Kadın Haberleri —

  • 25. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali “Kadınların Mirası” temasıyla 26 Mayıs-05 Haziran tarihlerinde Ankara’da düzenlendi. Uçan Süpürge ekibinden Fatma Edemen ile festival ve festivale olan ilgiyi konuştuk. 

MASİS HESKİF / ANKARA 

Bu yıl 25’incisi düzenlenen Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali ekibinden Fatma Edemen, çeyrek asırdır erkek egemen sektörü aşarak kadın sinemacıların emeğini görünür kıldıklarını belirtti ve ekledi: “Festivalimiz aynı zamanda kadın mücadelesinin de aynasıdır.” 

25. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali “Kadınların Mirası” temasıyla 26 Mayıs-05 Haziran tarihlerinde Ankara’da düzenlendi. Uçan Süpürge Vakfı tarafından düzenlenen festivalde 60’ı aşkın film, Ankara Büyülü Fener Kızılay Sineması ve Doğan Taşdelen Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde gösterildi. Festival ekibi, ulusal ve uluslararası alandaki 100’den fazla kadın filmlerini izleyici ile buluşturdu. Uçan Süpürge ekibinden Fatma Edemen ile festival ve festivale olan ilgiyi konuştuk. 

Erkek egemen sektör aşılıyor

Edemen, ilk olarak Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali’nin 25 yıllık deneyiminden bahsetti. Türkiye’de bir kadın örgütünü bu kadar yıl ayakta ve aktif tutabilmek de bir kültürel alanı 25 yıl canlı tutabilmenin başlı başına zor olduğuna dikkat çeken Edemen, festivalin 25 yıllık serüvenin de bu zorluklardan ve her alanda verilen kadın mücadelesinden bağımsız olmadığını kaydetti. “Erkek egemen sektörü aşmaya çalışarak kadın sinemacıların emeğini görünür kılıyoruz” diyen Edemen, kadın sinemacıları meslektaşlarıyla ve seyircileriyle bir araya getirmenin öneminden söz etti. 

Kadın yönetmenlerin filmleri

Bu yılki festivalin temasına ve filmlerin genel olarak içeriğine de değinen Edemen, festivalin kadın mücadelesine ayna olduğunu söyledi. Edemen, “‘Kadınların Mirası’ teması tam da bu yüzden Uçan Süpürge’nin ve kadın hareketinin tarihini sahiplenen, onu yeni kuşaklara taşıyan bir yerde duruyor. Filmlerimizi seçerken çok temel koşullarımız var; bunlardan ilki filmin yönetmenlerinden en az birinin kadın olması. Diğer şartımız ise filmin son iki yılda çekilmiş olması. Örneğin bu yıl 2021 ve 2022 yılları arasında çekilen filmleri tercih ettik. Elbette nadiren de olsa istisna yapabiliyoruz. Mesela bu yıl Ukraynalı yönetmen Alina Gorlova’nın 2020 yapımı ‘Bu Yağmur Hiç Dinmeyecek’ filmini de seçkimize dahil ettik” diyerek filmin aylardır süren savaşın yıkıcılığına dikkat çekmek için çok başarılı bir belgesel olduğunu düşündükleri söyledi. 

Yeni bölümler de eklendi

Titiz bir çalışmayla bu yılın programının oluşturulduğunu, çok farklı yerlerden kadın filmlerinin izlendiğini dile getiren Edemen, “Yıllardır devam eden ‘Her Biri Ayrı Renk, Olay Yeri: Aile ve Pembesiz Mavisiz’ gibi bölümlerimiz bu yıl da devam etti. Bu yıl ‘Yıkmak Diyor Kadın’, ‘Kadın Yok Savaşın Yüzünde’ ve ‘Perdeyi Sahipleniyoruz’ gibi yeni bölümlerimiz de mevcuttu. ‘Her Biri Ayrı Renk’ seçkisi Uluslararası Film Eleştirmenleri Federasyonu (FIPRESCI) jürisinin verdiği ödül için yarışan filmlerimizin olduğu seçki. Bu yıl FIPRESCI ödülünü de Kübalı yönetmen Daniela Muñoz Barroso’un belgeseli ‘Mafifa’ aldı” şeklinde konuştu. 

Toplumsal sorunlar öncelik

“Filmlerde kadın yönetmen şartının yanısıra, toplumsal sorunlara eğilmesi, toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda savunduğumuz değerlerin aksine hareket etmemesi önemli” diyen Edemen, ekoloji temelli filmlerin de bu yıl ön plana çıktığını söyleyerek şöyle devam etti: “Hasankeyf’in ve onun sular altında bırakılması sonucu yerlerinden edilen insanların hikayesini Elif Yiğit’in ‘Heskîf’ filminde gördük. Yine Gürcistan’da ormanların talan edilmesini anlatan Salome Jashi’nin ‘Bahçe İşleri’ filmi de seçkimizde yer aldı. Berlinale’den Altın Ayı ödülüyle dönen ‘Alcarras’a mülkiyet ilişkilerine ve erkek dünyada kadınların hakları için ne kadar zor koşullardan geçmek zorunda kaldığını gösteriyor. Kosova’dan Kaltrina Krasniqi’nin ‘Vera Denizi Düşlüyor’ filmi de seçkimizdeydi.”

100’den fazla film

Türkiye ve dünyadan 100’den fazla film seçkisinin seyirciyle buluştuğunu belirterek, katılımdan memnun olduklarını ifade eden Edemen, “İzleyici profilimiz gerçekten çok çeşitliydi. Ancak özellikle gençlerin yoğun katılımı ve filmlere olan ilgilisi bizi çok mutlu etti. Bu yıl özellikle Zuhal, Alcarras, Bıçağın İki Yüzü, Hatıra, Hatıra 2. Bölüm gibi birçok filmde salonlarımız tamamen doluydu. Sanıyorum daha önceden duydukları ama Ankara’da ilk kez izleme fırsatı buldukları filmlere seyirciler ilgi gösterdi” dedi. 

Gelecek yıl Mayıs'ta

Son olarak çeyrek asrı aşarak gelecek yıl da sinemaseverlerle olacaklarını kaydeden Edemen, 26. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali’ni Mayıs 2023’te planladıklarının bilgisini verdi. Edemen, yıllar geçtikçe daha fazla kadın filmiyle, daha fazla kadın yönetmenle seyirciyi buluşturmayı umduklarını kaydetti.

 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.