Nagihan’la son görüşme

Kadın Haberleri —

Nagehan Akarsel

Nagehan Akarsel

  • Jineolojî Akademisi üyesi Necibe Karadağ: Nagihan Akarsel’le şehit düşmeden bir gün önce telefonla konuşup, ertesi gün kütüphanede buluşmak üzere sözleştik. Ne zaman kütüphaneye gelse çiçekleri suluyordu. En çok siyah dut ağacını seviyordu. Buluşma saatimiz biraz geçmişti, kurşun seslerini duydum. Sanki içimden bir şey koptu. Nagihan arkadaş şehit düşmüştü.
  • Nagihan, bir ara Yaresan Bölgesi’ne gitmişti. Ressam Salar Mecit, Nagihan’a bir tablo çizmek istediğini söylemiş. O da ‘Bana kelebeklerin olduğu bir tablo çiz. Ölünce kelebek olmak istiyorum’ demiş. Taziyesinde O’nun ve bilgenin fotoğraflarının olduğu bir masa vardı. Büyük ve kanatları rengarenk bir kelebek gelip masaya kondu.

Nahigan Akarsel, iki yıl önce bugün Silêmaniyê’de Türk devletinin saldırısıyla şehit düştü. Kürdistan’ın dört parçasındaki kadınlar için mücadele eden ve Jineolojî’nin her yere yayılması için çalışan Akarsel’in en büyük hayali kadın kütüphanesinin açılmasıydı. Arkadaşları, Akarsel şehit düşürüldüğü sırada çalışmalarını yürüttüğü “Kürt Kadınları Kütüphane, Arşiv ve Araştırma Merkezi”nin açılışını 24 Haziran 2023’de gerçekleştirildi. Bu projeyi tamamlayanlardan biri de Jineoloji Akademisi üyesi Necibe Karadağ.

Karadağ, Akarsel’le ilk kez 2018 yılında Başûrê Kurdistan’da Jineolojî çalışmalarına dair tartışmalarının yürütüldüğü zaman tanıştı. Karadağ, o günü MA’ya şu sözlerle anlattı: “Kuzey ve Doğu Suriye’nin Serekaniyê kentinde, Til Xelef kültürüne ait arkeolojik ve tarihi yerlerin olduğuna dair tartışmalar yürütüyorduk. Çünkü Til Xelef, Kürdistan’ın bir parçası ve buraya yönelik bir proje hepimiz açısından önemliydi. Yani yüz yıl önce buradan çalınan kültürümüz, Almanya'nın Berlin kentindeki Pergamon Müzesi’nde değer buluyordu. Nagihan Akarsel bu anlamda çok iyi bir araştırmacıydı, bu yüzden de çok göz önündeydi. Kuzey ve Doğu Suriye’ye dair derinlikli tartışmaları ve yoğunlaşması vardı. Bu anlamda projemiz için önemli bir kaynaktı. Yıllar önce Kürdistan topraklarından kültürümüzü çalmışlardı ve hikayemizi anlatmamız gerekiyordu. Nagihan heval ‘Kültürümüzü, tarihimizi nasıl yeniden yazarız?’ diye yoğunlaşıyordu.”