Kan dökenden adalet beklenmez
Kadın Haberleri —

Süveyda saldırı, HTŞ / foto:AFP
- Süveydalı kadınlar: “Evlerimiz yakıldı, soyuldu, insanlar yerinden edildi. Artık ne güvenlik güçlerine ne orduya ne devlete güvenimiz kaldı. Kan döken hiçbir taraf soruşturma yapamaz. Bu komiteyi reddediyoruz.
Suriye cihatçı geçici yönetimi, geçtiğimiz günlerde bir açıklama yayımlayarak Süveyda’da 13 Temmuz’da yaşanan saldırı ve katliamların araştırılması için bir komite kurduğunu duyurdu.
Komitenin yedi üyeden oluştuğu belirtilen açıklamada, "Soruşturma sonuçları üç ayrı turda sunulacak ve nihai sonuçlar üç ay içinde rapor haline getirilecek" denildi. Süveydalı kadınlar HTŞ’ninn oluşturduğu soruşturma komitesini reddettiklerini dile getiriyor. Komitenin geçici yönetime bağlı olduğunu ve tarafsız kalamayacağını belirten kadınlar, gerçekleri olduğu gibi yansıtacak ve faillerin hesap verdiği bağımsız ve uluslararası bir komite istiyor. Nujinha’ya konuşan kadınlar cihatçı Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) bağlantılı silahlı grupların sivillere, özellikle kadın ve çocuklara yönelik işlediği vahşetler nedeniyle, bu yapıya bağlı herhangi bir kuruma güvenlerinin kalmadığını ifade ediyor.
Cellat hakim olabilir mi?
Süveyda’da yaşananlara dair videolar, belgeler ve canlı tanıklıkların bulunduğunu vurgulayan Afaf El Aridi, “Bunların hepsi güvenlik birimlerinin ve bilinen bazı isimlerin olaylara karıştığını açıkça gösteriyor. Bu delillere neden başvurmuyorlar? Gerçeklerle neden yüzleşmiyorlar? Bugün buradaki her kadın adına konuşuyorum. Ölümle burun buruna geldik. Sevdiklerimizi koruyamadık. Şimdi yönetim kalkmış bir soruşturma komitesi kurduğunu söylüyor. Peki nasıl? Cellat hâkim olabilir mi? Katil, yakıcı, tecavüzcü birinden nasıl adalet beklenir?” şeklinde konuştu.
Susmayacağız, kabul etmiyoruz
Tarafsız ve uluslararası bir komitenin sahaya inmesi gerektiğini belirten Afaf El-Aridi, konuşmasına şöyle devam etti:
“Süveydalılar kimseye saldırmadı, kimseyi tehdit etmedi. Ama onlar 500 kişiyi kaçırdılar, aralarında kadınlar da vardı, 35 köyü yaktılar. Elimizden geleni yaptık ama artık kimse bize güvenlik getirdiğini iddia etmesin. Bu yöntemle güvenlik sağlanmaz. Biz susmayacağız, bu komiteyi de kabul etmiyoruz.”
Her şey daha kötüye gitti
Süveyda’nın Ed-Dur köyünden Lina El-Şaarani de “Evlerimizi, eşyalarımızı geride bırakıp öyle bir şekilde çıktık ki, bunu insan olan kaldıramaz. Her şey bir anda değişti. Sessizlik istedik, onlara bir şans verdik, iyi niyetle yaklaştık. Esad’ın devrilmesinden sonra, geçici yönetimden bir umut bekledik ama her şey daha kötüye gitti. Elimizde ne yemek ne uyku ne huzur kaldı. Bir saat arazideyiz, bir saat sokakta, sonra okullarda. Göndermek istedikleri komiteyi istemiyoruz. Dünya ne olduğunu gördü. Onların hiçbir şeyi düzeltecek gücü yok.”
Komiteyi reddediyoruz
El-Thaale köyünden Rim Eş-Şufi ise yaşadıklarını şöyle aktardı: “Evlerimiz yakıldı, soyuldu, insanlar yerinden edildi. Artık ne güvenlik güçlerine ne orduya ne devlete güvenimiz kaldı. Kan döken hiçbir taraf soruşturma yapamaz. Bu komiteyi tamamen reddediyoruz. Burada hiç kimse onları kabul etmiyor. Tarafsız ve uluslararası bir soruşturma şart. Gerçekleri görüp aynen aktarsınlar istiyoruz.
Ağaçlarımız bile söküldü, geriye ne kaldı? Ama biz hâlâ toprağımıza, onurumuza ve dönüş hakkımıza sahip çıkıyoruz. Ne kadar zaman geçerse geçsin, geri döneceğiz.” SÜVEYDA












