Karayipler’de yeni savaşın ayak sesleri
Dünya Haberleri —

Venezuella askeri tatbikat/foto:AFP
- Karayipler’de ABD-Venezuela gerilimi tırmanıyor. Trump’ın “uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele” gerekçesiyle kendisine yönelik askeri saldırıya hazırlandığını belirten Venezuela, BM’ye acil toplanma çağrısı yaptı.
- ABD’nin son batırdığı geminin Kolombiya’ya ait olduğunu söyleyen Devlet Başkanı Gustavo Petro, Trump’ın saldırılarının Venezuela’nın dünyanın en büyük petrol rezervleriyle bağlantılı olduğunu ekledi.
ABD’nin, uyuşturucu kaçakçılığı yaptığı iddiasıyla gemilere yönelik Karayipler’deki askeri saldırıları, bölgeyi krize sürüklüyor. Venezuela, Washington’un “askeri saldırı” hazırlığı yaptığını belirterek Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’ni acil toplantıya çağırdı. Eylül başından bu yana en az 21 kişinin hayatını kaybettiği saldırılar, Karayipler’de daha geniş bir istikrarsızlığa yol açabileceği korkularını körükledi.
Olaylar, Ağustos başında ABD’nin Güney Karayipler’e yedi savaş gemisi, bir nükleer denizaltı ve F-35 hayalet uçaklarından oluşan büyük bir askeri güç konuşlandırmasıyla başladı. Beyaz Saray, bu operasyonu, Venezuela’dan ABD’ye ve komşu Karayip adalarına yılda yaklaşık 350-500 ton kokain taşındığını iddia ettiği uyuşturucu rotalarını engellemek için başlattığını savundu. ABD Başkanı Donald Trump, Venezuela Devlet Başkanı Nicolás Maduro’yu, “Güneşler Karteli” adlı bir örgütü yönetmekle suçlayarak operasyonu bu ülkeye odakladı. ABD, bu örgütü “terörist grup” olarak sınıflandırmıştı.
Gerilim, 2 Eylül’de uluslararası sularda, Venezuela kıyılarına yakın bir noktada gerçekleşen ilk hava saldırısıyla tırmandı. ABD, uyuşturucu kaçakçılığı yaptığı iddia edilen bir sürat teknesini batırdı ve 11 kişi hayatını kaybetti. Trump, Beyaz Saray’dan yayınlanan görüntülerle operasyonu duyurdu ve teknenin Venezuela’dan ABD’ye uyuşturucu taşıdığını iddia etti. Bunu, 15 Eylül’de üç kişinin öldüğü ikinci bir saldırı ve 16 Eylül’de gerçekleşen üçüncü bir saldırı izledi. Son olarak, 3 Ekim’de Venezuela kıyılarında bir başka gemiye düzenlenen saldırıda dört kişinin öldürüldüğü açıklandı. Beyaz Saray, bu dört saldırıda toplam 21 kişinin öldüğünü doğruladı, ancak ölenlerin kimlikleri açıklanmadı ve uyuşturucu kaçakçılığına dair somut kanıtlar sunulmadı.
ABD’nin operasyonları, bölgedeki tansiyonu hızla yükseltti. Venezuela, bu eylemleri “gözdağı verme” ve “rejim değişikliği” girişimi olarak nitelendirerek sert bir şekilde kınadı. Devlet Başkanı Maduro, Ağustos ayında BM Genel Sekreteri António Guterres’ten iki ülke arasındaki gerilimi azaltmak için arabuluculuk yapmasını talep etti. Aynı dönemde, milyonlarca sivil milisi silah altına çağırarak sürekli askeri tatbikatlar düzenledi. 1 Eylül’de Maduro, sekiz ABD gemisinin 1.200 füzeyle Venezuela’yı hedef aldığını iddia ederek ülkeyi “maksimum hazırlık” durumuna geçirdi.
‘Dünya buna dur demeli’
Trump’ın Karayipler’deki saldırıları Kolombiya’ya da sıçradı. Kolombiya Devlet Başkanı Gustavo Petro, son saldırılardan birinde Kolombiyalı vatandaşların öldüğünü belirtti ve “Bu, tüm Latin Amerika ve Karayipler’e yönelik bir saldırıdır. Dünya buna dur demeli” dedi. Petro, ABD’nin ölenlerin kimliklerini açıklamasını talep ederken, operasyonların uyuşturucu kaçakçılığıyla değil, Venezuela’nın dünyanın en büyük petrol rezervleriyle bağlantılı olduğunu savundu. Beyaz Saray, Petro’nun iddialarını “temelsiz” olarak reddetse de, The New York Times’a konuşan iki ABD’li yetkili, en az bir gemide Kolombiyalıların bulunduğunu doğruladı. Petro, ayrıca Karayipler’deki gerilimin sona erdirilmesi için Katar’ın arabuluculuk yapabileceğini önerdi.
Trump’ın üç tehlikeli açıklaması
Venezuela, Trump’ın son dönemde yaptığı üç açıklamayı “tehlikeli” olarak nitelendirerek, bunların saldırı hazırlığına işaret ettiğini vurguladı. İlk olarak, 22 Eylül’de BM Genel Kurulu’nda konuşan Trump, ABD’nin askeri gücünü “Venezuela’daki uyuşturucu kaçakçılarını yok etmek” için kullanabileceğini söyledi. Ardından, 3 Ekim’de ABD Kongresi’ne Venezuela’nın uyuşturucu kartelleriyle “uluslararası olmayan silahlı bir çatışma” içinde olduğunu bildirdi. Son olarak, 4 Ekim’de uyuşturucu kaçakçılarını “karada aramaya başlamak gerektiğini” belirtti. Venezuela, son açıklamayı “ülke egemenliğine yönelik bir ihlal tehdidi” olarak değerlendirdi.
Eski ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton da New York’ta Dış İlişkiler Konseyi’nde yaptığı konuşmada, Trump yönetiminin Maduro’ya karşı “bir tür askeri harekât için zemin hazırladığını” öne sürdü.
BM’ye acil mektup
Venezuela, artan tehditlere karşı askeri hazırlıklarını yoğunlaştırdı. Savunma Bakanı General Vladimir Padrino López, ABD’nin Karayipler’deki varlığını “ciddi bir tehdit” olarak nitelendirerek, Maduro’nun “karşı saldırı” çağrısı yaptığını duyurdu. Maduro, Çarşamba günü yaptığı açıklamada, “Eğer gringolar saldırırsa, biz de karşılık vereceğiz” dedi. La Guaira ve Carabobo kıyı eyaletlerinde yeni askeri tatbikatlar başlatıldı.
Diplomatik alanda da harekete geçen Venezuela’nın Dışişleri Bakanı Yván Gil, Rusya’nın BM Güvenlik Konseyi Dönem Başkanı Vassily A. Nebenzia’ya gönderdiği mektupta, ABD’nin kısa vadede Venezuela’ya karşı “askeri harekât” başlatabileceği uyarısında bulundu. Mektup, “doğrulanmış, makul ve nesnel bilgilere” dayanarak, BM Güvenlik Konseyi’nden “barışa yönelik bir tehdit” olup olmadığının belirlenmesini ve “ABD’nin devam eden saldırgan planlarını durdurmak için öneriler” geliştirilmesini talep etti. Olası bir ABD saldırısının “Latin Amerika ve Karayipler bölgesinin barış, istikrar ve güvenliği üzerinde büyük etkiler yaratacağı” uyarısında bulundu.
Maduro daha önce Papa 14. Leo’ya gönderdiği mektupta, “barışın korunması” için çağrıda bulunmasını istemiş ve ülkesinin uyuşturucu kaçakçılığında bir “aktör” olmadığını tekrarlamıştı. Öte yandan, ABD, Maduro’nun yakalanmasına yol açacak bilgiler için ağustos ayında ödülü 50 milyon dolara yükseltti, bu da gerilimi daha da arttırmıştı. HABER MERKEZİ













