Katili kadın karşıtı zihniyet

Kadın Haberleri —

.

.

  • 6 çocuk annesi Fatma Altınmakas’ın kardeşi, Agirî’de aile içerisinde tecavüze uğradıktan sonra katledilen ablasının failinin tek bir kişi olmadığını söyledi, kadın karşıtı zihniyet aşılmadığı müddetçe kadın cinayetlerinin önüne geçilemeyeceğini ifade etti.

DİNDAR KARATAŞ
MA/AGIRÎ

Mûş’un Melazgir ilçesine bağlı Qêranlî köyünde yaşayan Fatma Altınmakas, evli olduğu erkek Kazım Altınmakas tarafından 14 Temmuz günü öldürüldü. 6 çocuk annesi olan Altınmakas’ın cenazesi, ailesinin yaşadığı Patnos’a bağlı Hozdemir köyünde defnedildi. 
İşlediği cinayetin ardından gözaltına alınan Kazım Altınmakas ise, “Kasten öldürme” suçundan tutuklanarak cezaevine konuldu.
 
Tecavüzden iki gün sonra katledildi

Fatma Altınmakas’ı ölüme götüren süreç, iddialara göre evli olduğu erkeğin kardeşi S.A.’nın tecavüzüne uğramasıyla başladı. Ulaşılan bilgilere göre, eşiyle birlikte 12 Temmuz’da günü Malazgirt Jandarma Karakolu’na giderek, S.A. hakkında şikayetçi olan kadın, iki gün sonra eşi tarafından katledildi.
 
Tecavüzcü aynı gün bırakıldı

Öldürülen Altınmakas’ın kardeşi Mir Bedirhan Ayaz, S.A.’nın tecavüzüne uğradığını söylediği ablasının eşi ile birlikte karakola gidip şikayetçi olduklarını doğruladı. Şikayet sonrası S.A.’nın gözaltına alınıp iki gün sonra serbest bırakıldığını anlatan Ayaz, “Cinayet yaşanmadan önce gerçeğe yakın bir iddianın haberini aldık. Bu da kardeşim Fatma Altınmakas’ın eşinin kardeşi olan S.A.’nın tecavüzüne uğramasıdır. Kardeşime eşi olan Kazım Altınmakas’la birlikte karakola gitmeleri ve suç duyurusunda bulunmaları gerektiğini söyledim. S.A.’nın 2 gün sonra serbest bırakılmasını anlayabilmiş değilim. S.A’nın serbest kalmasından sonra bu katliam gerçekleşiyor. Acaba bu katliam emrini veren ya da Kasım Altınmakas’ın sadece fikir ve eylemi içerinde mi oluşmuş yoksa köydeki akrabaların ve S.A.’nın baskısıyla mı bu cinayet işlenmiş, hepsine bakmak gerekiyor” dedi.
S.A.’nın daha önce de kendi öz kardeşini öldürdüğünü söyleyen Ayaz, “Böylesi bir insanın bu olayı yapmaması için bir neden yok” diye konuştu.

Sorumlusu tek kişi değil

Ayaz, ablasının katledilmesinin sorumluluğunun sadece bir kişi ile sınırlı olmadığını da vurguladı. Ayaz, “Bireysel olarak bizzat bu fiili gerçekleştiren bir kişi olabilir ama bu işin temelinde bir toplumsal baskı vardır” ifadelerini kullandı. Kadın karşıtı zihniyet aşılmadığı müddetçe kadın cinayetlerinin önüne geçilemeyeceğini dile getiren Ayaz, şöyle devam etti: “Türkiye’de yaşanan kadın cinayetlerinin politik olduğunun altını çizmekte fayda var. Toplumdaki kadın bakışı nedeniyle bir kadın haksızlığa uğradığında, sesini haykırdığında bu durum onun ölümüne sebep olur. Kadın üzerinde toplumsal ve politik bir baskı söz konusu.” 

 

 

 

Asıl tetikçi AKP’dir

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Mûş Milletvekilli Gülistan Koçyiğit, katledilen kadınların AKP’nin yürüttüğü politikalardan bağımsız olmadığını belirtti. Koçyiğit, Fatma Altınmakas’ın tecavüze uğradığına dair beyanının bulunmasına rağmen hakimin faili bırakmış olmasıyla İstanbul Sözleşmesi’nin temel maddelerinin ihlal edildiğini kaydetti:
“İstanbul Sözleşmesi’nde, kadının beyanı ile başvurusunun esas olduğu ve kadının özellikle can güvenliğinin sağlatılmasının da devletin temel sorumluluğudur. Bu konuda devlete sorumluluk düşüyor ama yerine getirmiyor. Bunu yapmayan kim? Adli merciler. Kadın canına tak ettiği için bütün toplumsal tabuları yıkarak, karakola gidip aslında devletten ve kolluktan yardım istiyor. Ama bu yargı merci yani devlettin kendisi Fatma Altınmakas’ı evine göndererek, tecavüz failini de serbest bırakarak, ölüme davetiye çıkarıyor.”  
 
Fatma’ya ‘ölürsen öl’ dedi

Tetiği çekenin Fatma Altınmakas’ın evli olduğu erkek Kazım Altınmakas olduğunu, ancak asıl tetiği çekenin bu önlemi almayan erkek sistemi ve AKP’nin olduğunu ifade eden Koçyiğit, şunları kaydetti: “Kadının yaşam hakkı ihlal edilmiştir. Muş gibi bir kentte kayını tarafından tecavüze uğrayan bir kadının sonradan yaşayacaklarına dair hiçbir şey olmayacağına dair onay veren bir yargılamadan bahsediyoruz. Bu çok korkunç bir durumdur. Bu kadının korunma altına alınması gerekiyordu. Failin tutuklanması ve kadının yaşam hakkının gözeten bir karar alınması gerekiyordu. Bunların hiçbiri yapılmadığı gibi failin sabit bir adresinin bulunması gerekçesiyle serbest bırakılıyor ve Fatma da failinin yaşadığı köye geri gönderiliyor. Bu kadına ‘ölürsen öl’ demektir ve sonuç olarak da katledildi. Bugün AKP hükümetinin İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmeyi tartışması, aslında kadınların idam fermanının da imzalanması demektir. Durum bu kadar açık ve nettir.” 
 
Cins kırımına dönüştü

Fatma Altınmakas’ı öldüren, İstanbul Sözleşmesi’ni tartışmaya açan anlayış ve tecavüz sanığının serbest bırakılmasına karar veren anlayışın aynı olduğuna dikkati çeken Koçyiğit, “Buna karşı kadınların hep birlikte mücadele etmesi gerekiyor. Biz artık ölmek, öldürülmek istemiyoruz. ‘Bir kişi dahi eksilmek istemiyoruz’ derken bunu slogan olarak değil, cins kırımına dönüşen kadın cinayetlerine karşı çığlık olarak söylüyoruz” ifadelerini kullandı.

 

 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.