Kemalbay: Geç kalmış bir karardı

Kadın Haberleri —

Aysel Tuğluk

Aysel Tuğluk

  • Kürt kadın siyasetçi Aysel Tuğluk cezaevinden çıkarken, içeriden de 'Jin jiyan, azadî’ sloganları yükseliyordu. O anları gazetemize anlatan HDP Milletvekili Serpil Kemalbay, "Çok güzel, uyumlu ve şık giyinmişti ve güler yüzlü çıktı" dedi.

Kocaeli 1 No’lu F Tipi Cezaevi’nde tutulan Kürt kadın siyasetçi Aysel Tuğluk, Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) “Cezaevinde kalamaz” yönünde raporu ardından tahliye kararı verildi. ATK tarafından raporun açıklanmasının ardından avukatlar, Kocaeli İnfaz Savcılığı’na infazın durdurulması talebini yineleyen bir dilekçe daha sundu. İnfaz savcılığına yapılan başvuru kararının cezaevine gönderilmesinin ardından Tuğluk, cezaevinden tahliye edildi. Kararla birlikte önceki geceden bu yana Tuğluk’un ailesi ve avukatlarının aralarında olduğu çok sayıda kişi cezaevi önünde bekleyişe geçti. Tuğluk'u cezaevi kapısında, ailesi, avukatları, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) avukatları, Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm, İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay, eski milletvekili Burcu Çelik, Kocaeli il ve Gebze ilçe yönetimi, Marmara Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Yardımlaşma Derneği (MA-TUHAYDER), HDP Parti Meclis (PM) üyeleri ile çok sayıda kişi alkış, zılgıtlar ve çiçekler ile Tuğluk’u karşıladı. Tuğluk’un cezaevi çıkışı sırasında tutuklular sık sık, “Jin jiyan azadî” sloganı attı.

Bilgi kirliliği vardı

Kürt siyasetçi Aysel Tuğluk'un cezaevinden çıkmasının ardından gazetemize değerlendirmelerde bulunan HDP Milletvekili Serpil Kemalbay, ATK kararının ardından cezaevine gittiklerini belirtti. Tuğluk'un 26 Ekim gecesi tahliye edilmesini beklediklerini söyleyen Kemalbay, "Sonuçta ATK cezaevinde kalamaz raporu vermişti ve bu raporun bilgisi paylaşıldığı andan itibaren tahliyenin yapılması gerekirdi. Hızlı bir şekilde yapılabilirdi ama ne yazık ki böyle bir şey olmadı. Bekledik ve ertesi güne kaldı. Ertesi günde çok fazla bilgi kirliliği ile mücadele ettik" dedi.

Zaten bir rehineydi

Tuğluk'a yapılanın en başından itibaren hukuksuzluk olduğunu dile getiren Kemalbay, "Bu sürecin hukuksuz bir süreç olduğuna hepimiz tanıklık ettik. Zaten Aysel Tuğluk’un bir Kürt kadını ve siyasetçi olarak rehine konumunda olduğunu biliyoruz. Her hangi bir suçu olduğu için cezaevinde değil. Siyaset yaptığı için cezaevindeydi. Tuğluk statükoyu sarsan yeni bir yaşamı özleyen demokratik barışçıl, eşit özgür bir Türkiye’yi özleyen bir kadın siyasetçi olarak var olmuştu. Önemli roller almıştı. Türkiye tarihinde ve Kürt siyasetinde de aynı şekilde. Öncelikle ilk kadın eşbaşkan olarak karşımıza çıkmıştı. Tarihsel görevler almıştı, İmralı’da görüşmelere katılmıştı. Aslında Türkiye siyasetini dönüştürmek için çok çaba sarf etmiş büyük mücadeleler vermiş bir arkadaşımız. Bildiğimiz Türkiye tarihinde çokça rastladığımız siyasi bir intikam durumu ile karşı karşıya kalmıştı" ifadelerini kullandı. 

Bu bir lutüf değil

Tuğluk'un yaklaşık 2 yıla yakın bir süredir sağlık sorunları yaşadığını hatırlatan Kemalbay, "500 günü aşkın bir süredir bu demans hastalığının etkileri, belirtileri ve teşhisi konmasına rağmen bu kadar uzun süredir hem kadın hareketinin hem demokratik kamuoyunun uluslararası alandan da itirazların yükselmesine rağmen serbest bırakılmamıştı. Bu özellikle tedavisinin yapılabilmesi için, sağlığını yitirmemesi için ve artık bundan sonra sağlığına kavuşabilmesi için çok önemli bir süreçti. Ama zaten oldukça ilerlemiş bir noktaya geldikten sonra kadın mücadelesinin ve demokratik kamuoyunun baskıları sonrası böyle bir kararı alabildik. Umuyorum ki bundan sonra Aysel Tuğluk tedavisine ve sağlık hakkına erişebilir. Sağlığını yeniden kazanabilir ve kadın mücadelesi ile siyasete katkı yapmaya devam edebilir. Biz aslında çok mutluyuz bugün ancak şunu da biliyoruz: Birincisi; bu bir lütuf değil. İkincisi de çok geç kalmış bir karar. Zaten Aysel Tuğluk’unda cezaevinde olmaması gerekiyordu. Yine de her şeye rağmen yeniden özgür olabildiği için, onu cezaevinden alabildiğimiz için çok mutluyuz" dedi.

Çok güzel çıktı

Aysel Tuğluk'un güler bir yüzle cezaevinden çıktığını dile getiren Kemalbay, şöyle devam etti: "Gerçekten gülen bir yüzle çok şık bir şekilde çıktı. Siyah ceket giymişti, siyah beyaz bir bluz giymişti, gerçekten uyumlu, saçlarıyla bakımıyla çok güzel çıktı. Güler yüzüyle çıktı. Hepimizi tek tek kucakladı, hatta defalarca kucakladı. Biz tabi onun çok yorulmaması için hemen araca koyduk ve basından da rica ettik. Onu yormayacak şekilde uzaktan görüntü olması için onları da düzenledik. Orada çok fazla heyecanlanmaması, çok fazla sesten ya da görüntüden olumsuz etkilenmemesi için de azami bir çaba sarf ettik. Umuyorum bundan sonraki süreci iyi ilerler."

Her şeyin farkında

Çok kısa sohbet ettiklerini söyleyen ve gözlemlerini aktaran Kemalbay, "Kendi sağlık durumunun farkında zaman zaman daha iyi olduğunu zaman zaman daha kötü olduğunu ifade etti. O yüzden onun da sağlıkla ilgili beklentileri ve endişeleri olduğunu fark ettim. Onun dışında umutlu bir şekilde çıktığını söyleyebilirim. Bir buçuk yıl önce tahliye olmuş olsaydı burada ilerleyeceğimiz yol çok daha fazla olurdu. Ancak hücredeki arkadaşlarının bize verdiği bilgilerden iki yıllık bir sürede kişisel yaşamını sürdürme konusunda ciddi zorluklar yaşadığını biliyoruz. Kolay olmayacaktır ancak cezaevi koşullarından daha iyi koşullarda tedavi olacağı için daha iyi olacaktır diye düşünüyorum. Türkiye’deki bu kutuplaştırıcı siyaset, nefret söylemi, şiddeti pompalayan siyaset anlayışına maruz kalmadan onu koruyabilirsek belki tedavisinde de başarılı olabiliriz" diye vurguladı.  

 

Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı

Fincancı’nın yaşadığı hukuksuzluğa da tanıklık ettik

Aysel Tuğluk'un serbest bırakıldığı gün Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı'nın tutuklandığını anımsatan HDP Milletvekili Serpil Kemalbay, sözlerine şöyle devam etti: "Bugün aynı zamanda Şebnem Korur Fincacı’nın yine hukuksuz bir şekilde gözaltına alınıp tutuklandığını tanıklık ettiğimiz birgün. Aysel Tuğluk’un dünden beri dışarıya çıkmasını beklerken bir taraftan da Şebnem Korur Fincacı’nın yaşadığı hukuksuzluğa tanıklık ettik. Bunlar paralel olarak gelişti. Yani biri içeri girerken biri çıktı gibi bir durum da oldu. Bunun içinde buruk bir sevinç de olduğunu söylemeliyim. Çünkü Fincancı, Türkiye’de önemli kadınlardan bir tanesi. Demokrasiye, insan haklarına çok önemli katkılar sunmuş bir bilim insanı. 

İnsan hakları mücadelesi vererek insanlık değerlerini koruyarak, kim olursa olsun otoriter rejimlerin şiddet ve tehdidine rağmen, direnerek, baş kaldırarak hakikati ifade etmeye çalışan bir bilim insanı olarak ve hak savunucusu olarak çok değerli bir insan. ‘Kimyasal silah iddiaları araştırılsın’ dediği için ve bu konudaki videolardan yola çıkarak bazı değerlendirmeler yaptığı için adeta linç edildi ve krilimalize edildi."

HABER MERKEZİ

 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.