Kırklar Makamı’nı resmediyor

Kültür/Sanat Haberleri —

.

.

  • “Alevilikte resim sanatı alanında günümüze kadar gelen çalışmalara bakıldığında elimizde illüstrasyon/tasarımcı çizimlerin dışında bir kaynak söz konusu değil. İnsanlarımız yıllarca varolan tasarımları sorgulamadan onun arkasında ceme durdular.”

ROZA KORKMAZ

Özgün tekniği ve dev boyuttaki eleştirel eserleriyle dikkat çeken ressam Ali Zülfikar, Almanya’nın NRW Eyaleti Kültür Bakanlığı’nın sunduğu bir burs kapsamında Unna bölgesi Alevi Cemaati’nin yeni yapılan binasında “Kırklar Makamı” projesini hayata geçirecek.
Ressam, Unna Alevi Cemaati Başkanı İsmail Koç’un daveti ve Alman Alevi Birlikler Federasyonu (AABF) tavsiyesi üzerine yeni yapılan cemevi için bir proje tasarladı. Sanatçı toplam 4 ay sürecek projenin önemli ayağını Quartier am Hafen adresindeki atölyesinde tamamladığını, Alevi cemaati başkanı ve yönetim kurulu üyelerinin katkılarıyla da kalan eserlerin tasarımına başladığını bildirdi. NRW Eyaleti Kültür Bakanlığı’na sunulan proje, Covid-19 kapsamında verilen bir burs ile destekleniyor. Bahsi geçen burs sadece belirli kriterleri içeren sanatsal bir proje kapsamında veriliyor.

Kırklar Makamı

Proje hakkında gazetemize bilgi veren ressam Ali Zülfikar şu açıklamalarda bulundu: “Unna ve çevresi Alevi Cemaati’nin daveti üzerine yeni yapılacak Kültür Merkezi’nin ‘Kırklar Cemi’ salonuna, farklı büyüklükteki eserlerleri tasarladım ve ‘Kırklar Makamı’ adını verdim. Buraya yaptığım tasarımlar bağlamında ’12 İmamları’ yeniden kendi kültürel anlayış ve yaşam tarzımıza göre dokuyacağım.
Alevilerin sembolü olmuş değerli ozanlarımız, Nesimî, Pir Sultan Abdal, Şah Hatayî, Fuzulî, Kul Himmet, Viranî, Yeminî ve 17 anamızı temsilen Fatma Ana, Zeynep Ana ve Kadıncık Ana’nın portresini bir kompozisyon içinde çalışacağım.
Kırklar Makamı kapsamında; 480x150 cm ebatlarında 12 imamlar yer almaktadır. Bu eserde İmam Hz. Ali kırmızı beresiyle eserin orta yerinde yer alırken sol tarafında Hasan, sağ tarafında Hüseyin yer almakta. Kırklar Cemi’ni andıran yarım daire bir çember etrafında diğer imamlarımızın portreleri birbiri arasında sohbet etmekteler. Alevilikte ‘lokma’ ve ‘delil’ cem deminin bir parçasıdır.
Pir Sultan Abdal tablosundaysa Pir Sultanı 110x140 cm portresinde bizim yöremizin karekterine uygun olarak bilgin ve asi bir karekterle omuzunda sazı, alnında kırmızı beresi, boynunda teslim taşıyla tasvir ettim.

Aşıklar Meydanı

Şah Hatayî portresi de 110x140 cm ebatında olacak. Diğer ozanlarımız Nesimî, Fuzulî, Viranî, Kul Himmet, Yeminî 200x140 cm ebatlarında bir tabloda Alevi inancının bir parçası olan ‘Aşıklar Meydanı’ adıyla muhabbet edecekler. Pir Sultan Abdal, gerek şiirleri gerekse de direnişçi kişiliğiyle Aleviler ve mazlum halklar için yedi ‘ulu ozandan’ birisidir. 16. yüzyıllarda yaşamış, kişiliğiyle, sanatıyla, direnişiyle günümüzde de güncelliğini ve haklılığını korumaya devam ediyor.
17 anamızı sembol olarak Fatma Ana, Zeynep Ana ve Kadıncık Ana’nın kompozisyonu 140 x 200 cm boyutlarında yapacağım.
Bu projenin son halkasında Hacı Bektaşi Veli portresi yer almaktadır. Onu da ekleyip, biraz sürpriz olarak saklayacağım.

Yıllarca arkasında ceme durdular

Maalesef Alevilikte resim sanatı alanında günümüze kadar gelen çalışmalara bakıldığında elimizde illüstrasyon/tasarımcı çizimlerin dışında bir kaynak söz konusu değil. Dolayısıyla, insanlarımız yıllarca bu tasarımları sorgulamadan onun arkasında ceme durdular. Yeni bir çalışma yapmaya kalktığınızda bu çalışmalardan bağımsız hareket edemezsiniz. Mesela, kişilik karekteri oluşumunda o örnekleri önünüze alarak var olan çalışmaya benzetmek durumundasınız. Bu eserlerin oluşumunda en fazla ‘deyişler, ozanların şiirleri, halk arasında anlatılan hikayelerden bir sentez oluşturmak durumundasınız. Yapılacak esere ruhunu veren, yaşadığı ruha can katan bir özellik ortaya koymak, her yönüyle elinde bir fotoğraf olmadan, o insanların yaşam felsefesinin derinliğine inebilmelisiniz.’’

Kadın portreleri

Erkekler tarafından domine edilen sanat tarihinde kadınlar ve kadın portreleri de son dönemlerde tartışılan konulardan biri. Dini çerçevelerde yapılmış eserlerde Meryem Ana haricinde neredeyse hiçbir kadına rastlamak mümkün değil. Bu bağlamda sanatçının eserlerinde kadın portreleri bulunması son derece yenilikçi. Fatima, Zeynep ve Kadıncık Ana portrelerine yer veren sanatçı “Bu Portrelerimin arasına 17 kadınımızı temsilen bir tablo tasarlıyorum. Tablonun ana eksenine güneşe bakan, 3 ana karekterinden bir diyalog oluşturacağım” açıklamasında bulundu.

Her sanatçı tercih etmez

Sanat sadece kendini ifade etmek değil, aynı zamanda kendine özgü bir duruş oluşturabilme kabiliyetidir. Tuval üzerinde kurşun kalem ile çalışan ressam Ali Zülfikar, "Projede rastlayacağımız büyük boy eserlerinizde de aynı tekniği görecek miyiz" sorumuzu şu şekilde cevaplandırdı: "Elimizde herhangi resmi bir bilgi yokken, karekterlerinizi yaratırken kafanızda tasarladığınızı direkt tuval üzerine işlemek, her sanatçının tercihi olamaz. Aslında bu karekterleri oluştururken onlarla sohbet ederek ruhlarını çağırıyorum. Böylesi toplumsal konuları ele almaya, hele de toplumun tabularıyla örülü dinsel motifleri her sanatçı yorumlamaya cesaret edemez. İşte meselede buradan başlıyor. Böylesi derin ve hassas konular için güçlü bir karekter, oturmuş bir çizgi ve kararlı bir sanatsal duruşunuz olaması gerekiyor. Sanatsal bilgi ve birikimlerinizi duygusal zekanızla bütünleştirince kendi farklılığınızı ortaya koyabilirsiniz. Sanat sadece kendini ifade etmek değil, aynı zamanda kendine özgü bir duruş oluşturabilme kabiliyetidir. Bu kabiliyet bu teknikle hayat bulabilmektedir. Bu eserlerde de bu tekniğimin bir başka evresini göreceksiniz.''

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.