Kobanê serhildanı dönüm noktasıydı

.

.

  • Görevlendirilen DAİŞ’in Kobanê saldırısı ve Türkiye’nin politikasını protesto amacıyla başlayan eylemlerde, 50’yi aşkın kişi yaşamını yitirdi, binlerce kişi gözaltına alındı. Tarihe "6-9 Ekim Kobanê Serhildanı" olarak geçen eylemler, 6 yıl sonra HDP yürütmesinde yer alan siyasetçilere dava olarak döndü.

DAİŞ’in, 15 Eylül 2014’te Kobanê Kantonu'na saldırısı oldu. Bu saldırının yoğunlaştığı Ekim’in ilk günlerinde, Türkiye’nin kışkırtıcı politikası Kürt illerinin tamamında kitlesel protestolara yol açtı. 6 Ekim’de başlayan ve 9 Ekim’e kadar süren protestolar, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın çağrısıyla durdu. Çoğu HDP’li 54 kişinin yaşamını yitirdiği serhildanın üzerinden 7 yıl geçti. 

Kürt illeri başta olmak üzere Türkiye metropollerinde de binlerce kişi, Kobanê’yle dayanışma amacıyla kitlesel şekilde çadırlar kurarak, basın açıklaması ve yürüyüşlerle devletin saldırıları görmezden gelmesini protesto edip bu tavrından vazgeçmeye çağırdı. Eylemlerde Suriye'nin diğer bölgeleri ve Federe Kürdistan üzerinden gelecek askeri yardımın ulaşması için Türkiye toprakları üzerinden Kobanê'ye bir koridor açılması, Türkiye'nin DAİŞ’e verdiği desteği kesmesi ve Türkiye'nin Kobanê'ye saldırmaması talep edildi. Yurttaşların bu tavrına karşılık ise devlet olayların yaşandığı birçok ilde polis ve askerleri devreye koyup açılan çadırlara el koyup halka gaz bombası ve plastik mermilerle cevap verdi. Türkiye’nin yaklaşımının sebeplerinden biri de Suriye sınırında bulunan İdlib, Halep ve Kobanê hattında güvenli/tampon bölge oluşturmak istemesiydi. Türkiye’nin oluşturmak istediği tampon bölge talebini Kürt kazanımlarını tehlikeye atacağı gerekçesiyle Kürt güçleri tarafından uygun bulunmadı. 

DAİŞ’in Kobanê’ye dönük saldırıları ve hükümetin başta Kobanê sınırı olan Suruç başta olmak üzere birçok ilde direnişte olanlara karşı saldırılarına karşın HDP heyeti, devlet yetkilileri ile yaptığı görüşmeleri hızlandırdı. Adeta İmralı, devlet ve KCK arasında mekik dokuyan HDP heyeti, hükümet yetkilileri ile yaptığı tüm görüşmelerden Kobanê olayları için sonuç ve sürdürülen çözüm sürecine ise bir ivme kazandırmayı planladı. 

Kobanê’ye saldırılar her geçen gün artarken PKK Lideri Öcalan ile görüşen vasisi Mazlum Dinç üzerinden 23 Eylül günü yaptığı açıklama ile dört parçadaki Kürt halkına Kobanê için seferberlik çağrısı yaptı. Öcalan, Rojava ve DAİŞ saldırılarına karşı şu açıklamayı yaptı: “Türkiye'nin Rojava siyaseti Kürt’e karşı savaş siyasetidir. Zaten Davutoğlu iki üç yıl önce açıklamıştı, Rojava'yı ve onun özerkliğini tanımayacağını söylemişti. Tanımama ne demek, size karşı savaşacağım, demektir. Orada bir yönetimin oluşmasına müsaade etmeyecek, çökertmek için her şeyi yapacak demektir.”  

Öcalan, Rojava’ya dönük saldırıların artacağı uyarısında bulunarak tüm Kürt halkına “Kürdistan halkı topyekûn bu saldırıya karşı direniş halinde olmalıdır" ifadeleriyle direnişe çağırdı.
 
HDP’den genelge
 
HDP MYK’sı ise Kobanê’de yaşanan gelişmeleri ele almak üzere 21 Eylül'de İstanbul'da toplandı. MYK, 24 Eylül günü Kobanê için kriz merkezi oluşturduğunu belirterek, genelge yayınladı. Genelgede, Kobanê halkının yaşadığı vahşete dikkat çekmek, kamuoyunda duyarlılığı arttırmak amacıyla toplantının yapıldığını belirtti. Ayrıca genelgede toplantı sonrası alınan kararlara ve kararlar doğrultusunda çıkarılan planlamaya yer verildi. HDP MYK'sı planlamanın tüm il ve ilçe teşkilatlarının bulunduğu bölgelerde yaşama geçirilmesine ilişkin çağrıda bulundu.
 
CHP’den yardım
 
Cumhuriyet Halk Partili (CHP) birçok milletvekili Kobanê sınırında direnişte bulunan Suruç’taki yurttaşları ziyaret edip Kobanê’ye TIRlar dolusu yardım malzemesi göndermeye devam etti.  Ayrıca CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, Dersim Milletvekili Hüseyin Aygün, İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal ve İstanbul Ataşehir Belediye Başkanı Abdullah Der'den oluşan heyet, Murşitpınar Sınır Kapısı'ndan Kobanê’ye geçti. Heyet burada Kanton Başbakanı Enver Muslim, Dışişleri Bakanı İbrahim Kurdo ve PYD Eşbaşkanı Asya Abdullah ile görüştü.
 
PYD’nin acil çağrısı
 
Demokratik protesto hakkını kullanan halka sert bir şekilde cevap veren devletin bu tavrı  sürdü. PYD Eşbaşkanı Salih Muslim, DAİŞ’in Kobanê’ye dönük yoğun saldırıları altında 26 Eylül’de acil bir şekilde harekete geçme çağrısında bulundu. Bu çağrının ardından Türkiye’nin birçok ilinden on binlerce Kürt harekete geçerek Kobanê’ye sınır olan Urfa’nın Suruç ilçesine doğru yola koyuldu. İlçede günlerce süren dayanışma gösterileri burada da devletin sert tavrına maruz kaldı. Gösteriler devam ederken binlerce Kürt sınırı geçip havan topları altında savaşan Kobanê halkına destek verdi.
 
Namlular Kobanê’ye çevrildi
 
Kobanê-Suruç sınır hattında askeri hareketlilik de arttı. Türk ordusu, DAİŞ’in saldırılarını yoğunlaştırdığı Kobanê sınırının sıfır noktasına 40 adet tank yerleştirdi. Tanklar, Mürşitpınar Sınır Kapısı'nın hemen üstünde bulunan ve Kobanê'yi gören tepeye yerleştirilirken, tankların namlularının Kobanê’ye dönük olması saldırı hazırlığı olarak yorumlandı. 
 
Demirtaş-Davutoğlu görüşmesi
 
HDP Eşbaşkanı Salahattin Demirtaş, 1 Ekim’de Başbakan Ahmet Davutoğlu ile görüme gerçekleştirdi. Demirtaş, bu görüşmede, “Türkiye Kobanê'de yaşanan katliama sessiz kalırsa, çözüm süreci önemli oranda zarar görür. Hükümetin, 'IŞİD'e destek veriyorlar' algısını yıkması için pratik adımlar atması gerekiyor" uyarılarını yaptı. HDP heyeti, 2 Ekim’de ise Öcalan ile görüşme gerçekleştirdi. Öcalan, Rojava’da olası bir katliam girişiminin amacına ulaşması takdirde yeni ve uzun sürecek darbenin temelleri atılacağı uyarısında bulundu. 

Erdoğan provoke etti
 
Başbakan Ahmet Davutoğlu ve hükümet yetkililerinin, "çözüm sürecini kararlıkla devam ettiriyoruz" açıklamalarını tekrarlarken Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Kobanê’ye yönelik üç bölgeden yapılan saldırılarının olduğu 4 Ekim Bayram Namazı çıkışında "IŞİD neyse bizim için PKK odur" demesi, hem de arkasında "Bizim için çözüm süreci bozuldu diye bir şey yoktur" sözlerini sarf etmesi sokaklarda sürdürülen protestoları da hareketlendirdi.  
Saldırıların artmasıyla PYD Eşbaşkanı Salih Muslim, 5 Ekim günü DAİŞ'in, Kobanê'ye yönelik saldırıların giderek şiddetlendiğine dikkat çekerek “Kim ne yapacaksa şu anda yapsın. Halkımız her tarafta ayağa kalksın” dedi. Öcalan’ın kardeşi Mehmet Öcalan ise yaptığı görüşmede ağabeyi Öcalan’ın “Kürtlerin yaşadığı bölgede nerede bir IŞİD varsa sonuna kadar direnilecek” dediğini kamuoyuna aktardı. Protestolar tüm dünyada yayıldı ve Uluslararası Koalisyon DAİŞ’e karşı hava saldırısı düzenlemeye zorladı. Saldırıların arttığı günlerde devlet ise yaralanan Kobanêlilere sınırı kapattı.
 
HDP’nen MYK toplantısı
 
Dönemin HDP Eşbaşkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ başkanlığında Eğitim Sen Genel Merkezi’nde 6 Ekim’de toplanan Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Kobanê'deki son durum ile ilgili sosyal medyadan “Şu anda toplantı halinde olan HDP MYK’dan halklarımıza acil çağrı” notuyla, “Kobanê’de durum son derece kritiktir. IŞİD saldırılarını ve AKP iktidarının Kobanê’ye ambargo tutumunu protesto etmek üzere halklarımızı sokağa çıkmaya ve sokağa çıkmış olanlara destek vermeye çağırıyoruz” bilgisi paylaşıldı.  
 
Erdoğan durmadı
 
DAİŞ’in Koalisyon tarafından havadan vurulmasına Erdoğan’ın, 7 Ekim’de Antep’te yaptığı, "Havadan bombalayarak bu sorunlar çözülmez. Bununla ilgili yerde mücadele eden yapılarla iş birliği kurulmadan netice alınamaz. İşte aylar geçti ve herhangi bir netice yok. Şu anda Kobanê de düştü düşüyor” şeklindeki açıklaması gerilim ve protestoların artmasına neden oldu. 

Halk ayaklandı

Erdoğan’ın bu açıklamasının ardından 6 Ekim’de başlayan kitlesel halk gösterileri daha da arttı. Protestolar sürerken halk kepenk kapatarak eylemlere dahil oldu. 35 kentte protesto eylemleri giderek arttı. Daha sonra kentlerden ölüm haberleri gelmeye başladı. Bölgenin 7 kentinde sokağı çıkma yasağı ilan edildi. Sokaklardaki tansiyon, ancak Öcalan’ın 8 Ekim’de yaptığı çağrıyla düşmeye başladı.  
 
Erdoğan ve Davutoğlu 
 
Olaylar devam ederken Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu ise yaptıkları açıklamalarla Kobanê protestolarında katılanları suçladı. Başbakan Davutoğlu’nun 8 Ekim’de gerçekleşen ‘Güvenlik zirvesi’ ardından yaptığı açıklama ile "Kamu düzeni ne suretle olursa olsun sağlanacaktır. Tüm birimler ve valiler gerekli talimatları almıştır" eylemlerde hayatını kaybedenleri görmezden gelerek protestocuları suçladı. 
 
54 kişi yaşamını yitirdi
 
Olaylar yatıştıktan sonra Emniyet Genel Müdürlüğü, 36 ilde meydana gelen 2 bin 389 olayda, 48 sivil ve 2 polisin yaşamını yitirdiği, 438 sivil ve 331 polisin yaralandığı, 4 bin 291 kişinin gözaltına alındığı, bunlardan bin 105’i tutuklanarak cezaevine konulduğunu açıklardı. İHD tarafından hazırlanan ve 2-12 Ekim 2014 tarihlerini kapsayan raporda ise 46 kişinin hayatını kaybettiği bilgisi yer aldı. Fakat daha sora yapılan detaylı araştırmalarda ise olaylarda 54 kişinin yaşamını yitirdiği belirtildi. 

6 yıl sonra HDP’ye
 
HDP yürütmesinde yer alan siyasetçiler 6 yıl sonra hedef haline getirildi. HDP eski Eşbaşkanları, MYK üyeleri ve yöneticilerinin de aralarında bulunduğu 108 siyasetçi hakkında 25 Eylül 2020’de soruşturma başlatıldı. Gözaltına alınanlardan çoğu tutuklanırken, 108 siyasetçi hakkında Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. 108 kişi hakkında 29 ayrı suçlamayla 38’er kez ağırlaştırılmış müebbet ve 19 bin 680’er yıl hapis cezası talep ediliyor. MA/AMED

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.