Köle sahip ilişkisine ret

  • Hakkında ev hepsi kararı verilen HDP Kadıköy İlçe Yöneticisi Koray Türkay, kararı tanımayarak, elektronik kelepçeyi “köle sahip ilişkisini simgelediği” için reddediyor. 

Boğaziçi Üniversitesi’ne atanan kayyum rektör Melih Bulu’nun istifasını talep etmek amacıyla 2 Şubat’ta Kadıköy’de düzenlenen eyleme katılmaktan gözaltına alınan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadıköy İlçe Yöneticisi Koray Türkay, iki gün gözaltında tutulduktan sonra adliyeye çıkarıldı. Türkay, çıkarıldığı mahkemede “2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet ettiği” gerekçesiyle ev hapsi cezası aldı. 2018’de cezaevinde 4.5 ay tutulan Türkay, aynı davadan daha sonra beraat etmişti.

Mahkemenin verdiği kararı kabul etmeyen Türkay, eve gelip elektronik kelepçe takmak isteyen polise, “Ben rutin hayatıma devam ediyorum” diyerek elektronik kelepçe takmayı kabul etmedi. Elektronik kelepçeyi taktırmayacağını defalarca polislere bildirdiğini anlatan Türkay, ”Eve geldiler bulamadılar. Aradılar ‘savcıya bildiriyoruz’ dediler. Muhtemelen bir tutuklama kararı çıkaracaklar” dedi. 

Özel hayatın ihlali

 Ev hapsi ve elektronik kelepçeyi insanlık dışı bir uygulama olarak gördüğünü dile getiren Türkay, ”cezaevi mi yoksa ev hapsi mi” seçeneklerinin sunulduğunu belirterek, şunları söyledi: ”İnsanlar ev hapsinin daha iyi olduğunu düşünüyor. Ben ise tersini düşünüyorum. Cezaevinde spora çıkabiliyorsunuz, avluda volta atabiliyorsunuz. Ev hapsinde evininiz balkonu yoksa dışarı çıkamıyorsunuz. Cezaevlerinde yatılan yerlerde herhangi bir cihaz yok ama evde cihaz var ve bununla yatak odanızı bile dinliyorlar. Bu başta özel hayatı ihlal etmektir. Ev cezaevine çevriliyor. Evi cezaevine çevirmek demek aileden başlayarak her yerde itibarsızlaşmanız demektir.”

Elektronik kelepçe prangadır

 Elektronik kelepçeyi ”pranga” olarak tanımlayan Türkay, elektronik kelepçenin, köle sahip ilişkisini simgelediğini vurguladı. Türkay, şöyle izah etti: ”Bu ilişki üzerinden bugün hangi derecede baskı yapabileceklerini söylüyor. ‘Ben bin sene önceki köle sahip ilişkisini bugüne getirebilecek kudretteyim’ diyor. İktidarın bu ve buna benzer uygulamaları ileriye dönük takvimlerinde bir yere tekabül ediyor. Toplum bir şeylere alıştırılıyor. Toplumun demokrasi mücadelesi veren uçlarını ev hapsi ile baskılamaya çalışıyorlar. Bu hayatın akışına ters, bunlar binlerce yıl öncesini bugüne taşımaya çalışan bir karanlık. Bu karanlık sökmeyecek.”

Ev hapsi suçtur

 ”Ev hapsi suç ve bu suçun işlenmesine izin vermeyeceğim için bu uygulamayı reddediyorum” diyen Türkay, devamla şunları söyledi: ”İktidar tarafından hakimlere savcılara bu suç işletiliyor. İktidarın en tepesindekiler yarın seçimi kaybettiklerinde işledikleri suçların bedelini ödememek için kaçabilir ama bu kadar polis, savcı kaçamayacak. Bunlar burada olacaklar. Biz bugün bütün baskılara rağmen buradayız. Biz demokrasi mücadelesi için bedel ödenmesini göze alıyoruz. Bugün suç işleyenlerin yargı önünde bir cezası olacak, hesap verecek.”

Türkay, ”Elektronik kelepçe takılan birçok arkadaşımız var ama onlar evden mücadeleyi evden sürdürmeye devam ediyor. Bu süreçte karşı duruşu birlikte örgütleyebiliriz” şeklinde konuştu.  İSTANBUL

 

Evin cezaevine dönüştürülmesi

Ev hapsi, hafif suçlarda mahkemeler tarafından verilen hapis cezalarının kişinin kendi konutunda geçirmesi anlamına geliyor. Mahkeme tarafından ev hapsi ile cezalandırılan kişi hapis cezası sonuna kadar konutundan dışarı çıkamaz. Cezasını çekeceği konuttan çıkıp çıkmadığı ise elektronik kelepçe sistemi ile takip ediliyor.

Soruşturma ya da yargılama aşamasında ev hapsi kararı verildiğinde bu kişinin konutuna gelen ekipler, alıcı ve verici olarak iki parçalı bir cihazı da yanlarında getiriyor. Ev ünitesi iki parçadan oluşur. Biri kişinin ayağına takılan kelepçe (RF verici), ikinci parça ise eve kurulan, GSM teknolojisi ile izleme merkezi ile haberleşmeyi sağlayan alıcı parçadır. Bu iki parça radyo frekansı sinyali üzerinden birbirleriyle iletişim kurmaktadır. Kurulum aşamasında kişinin ayağına kelepçe takılır. Alıcı parça evin merkezi konumunda bir yere yerleştirilir. Balkon ve kapı da hesaba katılarak evin tüm sınırları içerisindeki mesafelerde alıcı ünite ile iletişimi sağlanır. İki araç arasındaki mesafenin belirlenen mesafenin dışına çıkması durumunda bu bilgi izleme merkezine iletilir. Bir yıl içinde 2 kez ihlal edilirse, ikinci ihlalde dosyası kapatılıyor. Bu durumda kişi tutuklu olarak, hükümlü ise şartla tahliye tarihine kadar cezaevine dönme durumuyla karşı karşıya kalıyor.

Ceza Muhakemesi Kanunu’nda ev hapsi konutunu terk etmeme olarak yer alıyor. Yasada konut tabiri geçtiği için kişi yaşamını nerede idame ettiriyorsa orada ev hapsine alınabilir. Yani ikametgahtan bahsedilmiyor. Önemli olan kişinin belirlenen alanın sınırları dışına çıkmaması. Yasada da sınırlayıcı tedbir olmadığı için, resmi ikametgahlarının bulunduğu adres, evde değil kişinin beyan ettiği, ‘ben burada yaşamımı idame ettiriyorum’ dediği yere gelen ekipler o sınırlar içinde elektronik kelepçeyle takip yapıyor.

 

Aralık’ta 335 bine yakın

Aralık 2020’deki genel tabloya bakıldığında toplam 399 bin 78 dosya var. Takip ve denetimi yapılan kişi sayısı ise 9,678’i çocuk olmak üzere toplam 334 bin 114 kişi. Detayları şöyle:

*  Adli Kontrol (CMK 109) : 135 bin 910

*  Tedavi ve Denetimli Serbestlik (TCK 191): 63 bin 954

*  Denetimli Serbestlik Tedbiri Uygulanarak Cezanın İnfazı (CGTİHK 105/A): 136 bin 162

*  Adli Para Cezası Karşılığı Kamuya Yararlı Çalışma (CGTİHK 106/3): 33 bin 667

*  Mükerrirlere Özgü Denetimli Serbestlik (CGTİHK 108/4, 6 ve 9): 23 bin 530

* Seçenek Yaptırımlar (TCK 50): 3 bin 141

*  Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma (TCK 53/5): 3 bin 141

*  Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (CMK 231): 276

*  Erteleme Süresinde Denetimli Serbestlik (TCK 51): 220

*  Çocukların Denetim Altına Alınması (ÇKK 36): 189

*  Konutta İnfaz (CGTİHK 110/2,3 ve 4): 76

*  Koşullu Salıverilme Sonrası Denetimli Serbestlik (CGTİHK 107/7, 8 ve 9): 26

 

Yüz binlerce insana cezaevi dışında hapis

Elektronik izleme ile yükümlülerin denetimi; 5402 sayılı Denetimli Serbestlik Hizmetleri Kanunu’nun 15/A maddesinde yer alan; “Şüpheli, sanık ve hükümlülerin toplum içinde izlenmesi, gözetimi ve denetimi elektronik cihazların kullanılması suretiyle de yerine getirilebilir” hükmü gereğince yerine getirilmektedir.

Denetimli serbestlik sisteminde elektronik izleme sistemlerin kullanımı ile infazın yerine getirilmesi mevzuatımızda yer alan 6 kanun maddesi hükmü kapsamında yerine getiriliyor:

*  Adli kontrol tedbirleri (CMK 109)

*  Kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırım (TCK 50)

*  Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (CMK 231)

*  Hapis cezasının konutta çektirilmesi (CGTİHK 110)

*  Denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezaların infazı (CGTİHK 105/A)

*  Mükerrerlere ve bazı suç faillerine özgü infaz rejimi ve denetimli serbestlik tedbiri (CGTİHK 108)

Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü bünyesindeki Denetimli Serbestlik Daire Başkanlığı’nın web sayfasında paylaştığı son verilere göre; Aralık 2020’de 334 bin 114 kişiye, cezaevleri yerine dışarıda hapis uygulandı. Daire Başkanlığı, henüz bu yılın verilerini paylaşmadı. 2020’nin tüm aylarında ise veriler şöyle:

*  Aralık: 334 bin 114

*  Kasım: 334 bin 40

*  Ekim: 335 bin 888

* Eylül: 333 bin 896

*  Ağustos: 391 bin 124

* Temmuz: 383 bin 417

*  Haziran: 316 bin 360

* Mayıs: 362 bin 30

* Nisan: 359 bin 74

* Mart: 544 bin 964

* Şubat: 539 bin 503

* Ocak: 535 bin 987

 

Cezaevlerinin kapasitesi aşıldı

Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği’nin (CİSST), son açıklanan rakamlardan derlediğine göre; Türkiye’de toplam 244 bin 896 kapasiteli 78’sı açık, toplam 369 hapishanede 271 bin 919 tutsak var. Kapasite fazlası yüzde 11,03. Bu tutsakların 230 bin 425’i hükümlü, 41 bin 494’si tutuklu. 200’ü LGBTİ, 7 bin 897’si yabancı, bin 453’ü ise ağırlaştırılmış müebbet mahkumu. Hapishanelerde 18 yaş altında 3 bin 19 çocuk tutuluyor. 10 bin 208 kadın tutsağın yanında annesi ile kalan çocuk sayısı ise 743.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.