Komisyon raporu güçlü olacakmış

Meclis bütçe görüşmeleri

Meclis bütçe görüşmeleri

DEM Parti, bütçeye şerhinde, AKP’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik “tasfiye” ve “güvenlikçi” politikalarda ısrar etmesinin çözüm üretmeyeceğini vurguladı

  • Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş, Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nun güçlü bir rapor yazacağını belirterek, "Bu sorunun ve Türkiye’nin demokratik standartlarının yükseltilmesiyle ilgili genel perspektifi, en kısa süre içerisinde yazdığı bir raporla TBMM’ye sunacaktır" dedi.

Türkiye Meclisi Genel Kurulu’nda, 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 2024 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi’nin görüşmelerine başlandı. Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş, sürecin bir devlet projesi olduğunu söyledi. DEM Parti, Bütçe Kanun Teklifi’ne muhalefet şerhi düştü. 222 sayfalık muhalefet şerhinde, bütçenin Türkiye’nin derinleşen ekonomik ve sosyal sorunlarına çözüm üretmediği belirtildi.

Genel Kurul, Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’un başkanlığında bütçe görüşmeleri için toplandı. Aralıksız 14 gün sürecek bütçe görüşmeleri, 21 Aralık Pazar günü sona erecek. Bakanlıkların, bağlı kurum ve kuruluşların bütçe ve kesin hesapları üzerindeki müzakereler 9 turda ele alınacak. Genel Kurul'daki görüşmelere, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, AKP Genel Başkanvekili Efkan Ala, AKP Grup Başkanı Abdullah Güler, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, DEM Parti Eşbaşkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu ve Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan katıldı. Genel Kurul'daki bütçe görüşmeleri öncesi Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, AKP Genel Başkanvekili Ala ve Grup Başkanı Abdullah Güler, salondaki parti liderleri ve grup başkanlarıyla tek tek selamlaştı. CHP Genel Başkanı Özel de parti liderleri, grup başkanları ve grup başkanvekilleriyle tokalaştı. DEM Parti Eşbaşkanları Hatimoğulları ve Bakırhan, MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin yanına giderek tokalaştı.

Genel perspektifi sunacak

Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş, Genel Kurul’da yaptığı konuşmada, Kürt meselesinin çözümü için başlatılan süreç kapsamında Meclis'te kurulan Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun önemine vurgu yaptı. Kurtulmuş, şöyle konuştu: “TBMM’deki siyasi partilerin kahir ekseriyetinin katıldığı Komisyon marifetiyle son derece olgun bir demokratik ortamda fevkalade ciddi tartışmalar yapılarak Cumhuriyet’in ilk yüzyılının en yakıcı sorunu olan terörün ortadan kaldırılması için çok katmanlı bir çalışma gerçekleştirilmiştir. Dinleme faaliyetleri geçtiğimiz hafta sona erdirilmiştir. Bundan sonraki süreçte ümit ediyorum ki; TBMM’de oluşturulan bu Komisyon, şimdiye kadar sürdürmüş olduğu müzakere olgunluğunu devam ettirerek fevkalade güçlü bir raporu yazacak ve bu sorunun ve Türkiye’nin demokratik standartlarının yükseltilmesiyle ilgili genel perspektifi en kısa süre içerisinde yazdığı bir raporla TBMM’ye sunacaktır. Bundan sonraki düzenlemelerin ne şekilde yapılacağı, bu Komisyon raporları doğrultusunda TBMM’de bulunan değerli siyasi partilerin ortak çalışmasıyla sonlandırılacaktır. Ümit ediyorum ki; aynen Komisyon çalışmasında olduğu gibi Meclis çalışmasında mesele olgun bir şekilde ele alınarak süreç ilerletilir ve sonuçlar alınır.”

Bu, bir devlet projesidir

Bu sürecin, sadece Meclis'te oluşturulan Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun görev alanında olmadığını belirten Kurtulmuş, şunları söyledi: "Bu bir devlet projesidir. Devletin bütün ilgili kurumları, başta güvenlik kurumlarımız olmak üzere bu sürecin kazasız belasız yürütülmesi ve sonlandırılmasıyla ilgili olarak çok üst bir koordinasyonla görevlerini yerine getirmektedir. Ümit ederim ki; Türkiye tarihinde önemli bir tarihi fırsatın başarıyla sonuçlandırılmasına vesile olur.”

Diğer demokratik adımlar

Kurtulmuş ayrıca yeni anayasa, Meclis İçtüzüğü, Siyasi Partiler Yasası ve Seçim Yasası çalışmalarına ilişkin de “28. Dönem TBMM’nin tarihi olarak üzerinde büyük bir sorumluluk olan diğer demokratik adımların atılmasının da altını çizmek isterim. Türkiye’nin ikinci yüzyılına yaraşır, milli, katılımcı, demokratik, kuşatıcı, yeni ve sivil bir anayasanın yapılması TBMM’nin 28. Dönemi’nin önemli sorumluluklarından birisidir. Aynı şekilde demokratik standartlarımızı yükseltmemiz açısından demokratik bir Meclis İçtüzüğü, Siyasi Partiler Yasası ve Seçim Yasası’nın da gerçekten büyük bir olgunlukla ve siyasi hesapların dışında gündeme getirilerek TBMM’de ele alınması ve sonuçlandırılmasını da ümit ve arzu ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Muhalefet reddediyor

Kurtulmuş'un konuşmasının ardından Genel Kurul'da Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, bütçeyle ilgili sunumuna başladı.

CHP, Plan ve Bütçe Komisyonu'na sunduğu 860 sayfalık karşı oy metniyle bütçeye "ret" gerekçelerini açıkladı. Metinde bütçenin, "bütçe hakkının gerilemesi", "kamu mali yönetiminde kurumsal tahribat" ve "makro hedeflerde tutarsızlık" eksenlerinde eleştirildiği bildirildi. Karşı oyda, parlamentoların tarihsel temel yetkilerinden olan bütçe hakkının 2017 Anayasa değişiklikleriyle zayıflatıldığı, 5018 sayılı Kanun'un TBMM denetimini güçlendirmek için çıkarıldığı hatırlatılarak, bütçe çıkarılamaması halinde bir önceki yıl bütçesinin yeniden değerleme oranıyla uygulanmasına imkân veren düzenlemenin Meclis'in fiili etkisini azalttığı ifade edildi.

Bütçe denetimi zayıfladı

CHP, Plan ve Bütçe Komisyonu'nda 23 Ekim - 1 Aralık 2025 arasında yürütülen görüşmelerde bakanlara yöneltilen çok sayıda soru ve Sayıştay raporlarına dayalı eleştirinin büyük bölümünün yanıtsız bırakıldığını belirtti, bunun bütçe denetimi işlevini zayıflattığını kaydetti. Bütçe hazırlık takvimi de eleştirilerek 2026 - 2028 OVP'nin 7 Eylül'de, Bütçe Çağrısı'nın 15 Eylül'de yayımlandığı; buna karşın 2026 bütçe teklifinin 16 Ekim 2025'te ilk aşamada bütçe cetvelleri olmadan Meclis'e sunulmasının "yürütme içi eşgüdüm sorunu" işareti olduğu belirtildi. CHP, 12. Kalkınma Planı ile 2026 - 2028 OVP hedefleri arasında, özellikle 2028 için GSYH, kişi başına gelir, dış ticaret, enflasyon ve kur öngörülerinde "büyük farklılık" bulunduğunu ve Plan - OVP - bütçe bağı açısından bunun anlaşılır olmadığını ifade etti.

Bütçe çözüme katkı vermiyor

DEM Parti de 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi’ne muhalefet şerhi düştü. 222 sayfalık muhalefet şerhinde, NATO’nun savunma harcamalarını Gayrisafi Yurt İçi Hasıla’nın (GSYH) yüzde 5’ine çıkarma kararının Türkiye ekonomisini ciddi şekilde olumsuz etkileyeceği ve sosyal alanlara ayrılan bütçeyi daraltacağı vurgulandı. Bu kararın küresel silahlanma yarışını hızlandırarak gerilim ve çatışma risklerini büyüteceği kaydedildi.

Şerhte, AKP’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik “tasfiye” ve “güvenlikçi” politikalarda ısrar etmesinin çözüm üretmeyeceği belirtildi. Bu yaklaşımın Türkiye’yi Suriye’nin geleceğinde etkisiz bir aktör haline getirdiği vurgulandı. Bölgedeki Kürtlerin, Arapların ve farklı inanç topluluklarının ihtiyaç ve beklentilerinin görmezden gelinmesinin yanlış olduğu ifade edilen şerhte, Kürtlerin dışlandığı her denklemin kaybetmeye mahkum olduğu dile getirildi.

Kürt fobisinden kaynaklı

Kürtlerin tasfiye edildiği dönemin geride kaldığı ve bugün tüm aktörlerin bu realiteye göre hareket ettiği belirtilen şerhte, “AKP iktidarının Kürt fobisinden kaynaklanan güvenlikçi ve askeri perspektife mahkûm edilmiş dış politikadan uzaklaşması, yeni bir barışçıl, şeffaf ve demokratik perspektife geçiş yapması artık kaçınılmazdır. Böylesi bir yaklaşım, Türkiye’nin bölgesel barış ve istikrarda önemli bir aktör olmasına kapı aralayacaktır. Uzun yıllardır sürdürülen gerilim diplomasisi yerine şeffaf ve demokratik müzakereci bir anlayış, hem bölge halklarının barış talebini karşılayacak hem de bölgede yeni çatışma alanları açmaya çalışan yerel, bölgesel ve küresel çıkar gruplarının provokatif çabalarını boşa düşürecektir” denildi. 

Sürece duyarsız

"2026 Bütçesi Kürt sorununda yaşanan demokratik ve barışçıl çözüm çabalarının yoğunlaştığı bir dönemde, bu gelişmelere duyarsız bir şekilde hazırlanmıştır" ifadesinin de yer aldığı şerhte, böylesi bir dönemde söz konusu bütçenin kabul edilemez olduğuna dikkat çekildi. Şerhte, "Oysa içerisinde bulunduğumuz dönem ve koşullar bu ezberlerden vazgeçmeyi zorunlu kılmaktadır. 2026 Bütçe tercihleri daha önce sürekli gerekçe olarak sunulan olağanüstü koşullar devam ediyormuş gibi, 1 Ekim 2024’ten bu yana olağanüstü gelişmeler yaşanmamış gibi, 27 Şubat Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı yapılmamış gibi hazırlanmıştır" diye kaydedildi.  

Emek ve barış bütçesi

DEM Parti, şerhinde ihtiyaç duyulanın “Ekmek ve Barış İçin Bütçe” olduğunu belirterek, halkın kaynaklarının güvenlikçi politikalara değil kamusal hizmetlere yönlendirilmesi çağrısında bulundu. Şerhte, önerilen bütçenin ücretsiz eğitim, sağlık ve barınma hizmetlerini güçlendirmeyi ve milyonlarca işsize istihdam sağlayacak yatırımları içermesi gerektiği vurgulanarak, şunlar kaydedildi: "Emek ve Barış Bütçesi; bölgede ve dünyada barıştan yana politikaları esas alır. En düşük emekli maaşını en az yoksulluk sınırının yarısı düzeyine (bugün 46 bin lira) çıkartır, emeklilere bir asgari ücret bayram ikramiyesi verir, kademeli emeklilik sistemini getirerek EYT mağdurlarının adil bir şekilde emekli olmalarını sağlar. Asgari ücreti yoksulluk sınırının en az yarısı olacak şekilde (bugün 46 bin lira) belirler, vergi dilimlerini tüm emekçiler lehine güncelleyerek yeniden düzenler, işsizliği önlemek için kamusal istihdam garantisi ve desteği sağlar, işsizlik Fonu’nu yalnızca işçiler ve işsizler yararına kullanır, her türlü güvencesiz istihdama son verir, herkese güvenceli iş ve gelir güvencesi sağlar, grevli ve toplu sözleşmeli sendikal hak ve özgürlüklerin önündeki engelleri kaldırır, işçi sağlığı ve güvenliğini tavizsiz uygular."

Birçok başlığın yer aldığı ve demokratik entegrasyon ile yeni anayasa vurgusunun yapıldığı şerhte, özetle 2026 bütçesinin yoksulluğu, işsizliği ve borçluluğu azaltmadığı; aksine daha da derinleştirdiği ifade edildi. Şerhte, sermayeyi koruyan vergi politikalarının sürdüğü, çocuk emeğinin arttığı, iş cinayetlerinin devam ettiği ve bütçenin Kürt meselesinin çözümüne duyarsız kaldığına dikkat çekildi. ANKARA

 

* * *

Faizin, kârın ve rantın bütçesi

Bütçede en büyük artış gösteren kalem, sermaye transferleri oldu. İkinci olarak en yüksek oransal artış faiz giderleri kaleminde oldu. 2026'da 2025’e göre 791,6 milyar TL artacak. Toplam faiz ödemeleri bir yılda yüzde 40,6 artışla 2,7 trilyon TL’ye ulaşacak. Böylece bu yıl faiz ödemeleri toplam bütçenin yüzde 14,5’ine çıkacak. 2025'TE  bu oran yüzde 13,2 idi. Bütçede bir yılda faiz ödemeleri 1,3 puan arttı.

2025 yılında devletin vergi gelirleri içinde doğrudan vergilerin payı yüzde 33,8; dolaylı vergilerin payı ise yüzde 65,15 oldu.
Devlet yılın başında şirketlerden toplamayı ilan ettiği 1,6 trilyon TL kurumlar vergisinin yalnızca 868 milyar TL’sini tahsil etti. Yılın ilk 10 ayında halka verdiği taahhüdün sadece yüzde 53’ü gerçekleşti. 2026 yılı bütçe teklifinde dolaylı vergilerin payı yüzde 61,69; doğrudan vergilerin payı ise yüzde 37,22. KDV, ÖTV gibi dolaylı vergilerin ağırlığı, vergi yükünün yine emekçilerin sırtında olduğunu gösteriyor. Bütçede 3 trilyon 597 milyar TL vergi gelirinden vazgeçilerek sermayeye yüzde 19 oranında vergi avantajı da sağlanacak.

Karayolları Genel Müdürlüğü ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığına ait Kamu-Özel İşbirliği (KÖİ) projelerine 2026 yılında 101,8 milyar TL ödenecek. Diğer KÖİ projeleri de dahil edildiğinde bu rakam 238 milyar TL’yi bulacak.

Sağlık Bakanlığı için ayrılması öngörülen kaynak 1 trilyon 474 milyar TL oldu. Ancak tutar, resmi enflasyondan arındırıldığında reel büyüme sadece yüzde 4. Sağlık Bakanlığı bütçesinin yüzde 63’ü zorunlu personel ve prim ödemelerine gidecek. Kaynağın yüzde 70’i tedavi odaklı hizmetlere ayrılırken, koruyucu sağlık hizmetlerinin payı yüzde 27,54’te kaldı. 18 şehir hastanesini işleten şirketlere 2026’da en az 136 milyar TL kira ve hizmet bedeli aktarılacak.

Eğitim Bakanlığı (MEB) bütçesi 1 trilyon 943 milyar TL oldu. Bütçenin yüzde 83’ü ise zorunlu ödemelere gidecek. Eğitim alanındaki sorunlar, öğrencilerin ve öğretmenlerin ihtiyaçları için geriye yalnızca 331 milyar TL kalıyor. Kamu okullarının tamir, onarım, yeni okul yapımı, demirbaş ve diğer ihtiyaçları için ayrılan oran yüzde 15,26. Bütçenin yüzde 1,98’i ise dini vakıf ve derneklere aktarılacak.

2026 bütçesinde cari transferlerin (Yaşlılık, engelli, dul ve yetim aylıkları aile yardımları, doğum yardımları, sosyal güvenlik sistemi dışındaki nakdi yardımlar) payının yüzde 43.26’dan yüzde 39.93’e düşmesi, devletin bu alandaki harcamaları kıstığını veya başka kalemlere (faiz gibi) kaynak aktardığını ortaya koydu.

 

* * *

EMEP acil düzenleme önerdi

EMEP Genel Başkanı Seyit Aslan, halktan yana bir bütçe için 15 acil düzenleme önerdi. 

Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Seyit Aslan, Meclis Genel Kurulu'nda görüşmelerine başlanan 2026 bütçesine ilişkin basın toplantısı düzenledi. Partisinin İstanbul il başkanlığında düzenlediği toplantıda açıklama yapan Aslan, Türkiye'nin savaş bütçesinin 2026 yılı için rekor seviyeye ulaşacağını kaydeTTİ.  Aslan, savunma harcamalarına, silahlanmaya 1 trilyon 202 milyar TL, "iç güvenliğe" 953 milyar TL, toplamda 2 trilyon 155 milyar TL kaynak aktarılacağını vurguladı. Aslan, halktan yana bir bütçe için acil düzenleme taleplerini şöyle sıraladı:

 * Çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alınmalıdır. Yoksulluk sınırı ve altında ücret geliri olan emekçilerden gelir vergisi alınmamalıdır. ÖTV, KDV gibi tüm dolaylı vergiler kaldırılmalıdır.

* Yoksulluk sınırının altında yaşayan emekçilerin elektrik, su, ulaşım gibi temel ihtiyaçları ücretsiz karşılanmalı ve bütçeden pay ayrılmalıdır.  

* Servet vergisi getirilmelidir.

* Her vatandaşın parasız, nitelikli ve kamusal olarak alabileceği bir sağlık hizmeti için sağlığa yeterli bütçe ayrılmalıdır.

*Eğitim parasız, bilimsel, demokratik, laik ve ana dilinde olmalı, öğretmen sayısı artırılmalı, çocuklara bir öğün sağlıklı yemek sağlanmalı, okulların koşulları ve kapasitesi teknik ve hijyen açısından geliştirilmeli ve eğitim bütçesi bu doğrultuda artırılmalıdır.

* Savaşa, askeri harcamalara ve yandaş savaş tekellerine ayrılan bütçe, halkın ihtiyaçları için kullanılmalıdır. 

* Çalışma Bakanlığı bütçesi yeniden yapılandırılmalı, işyeri denetimlerinin düzenli yapılması, işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerinin takibi, çocuk işçiliğinin önlenmesi ve gerçek anlamda bir denetim için kullanılmalıdır.

* Bütçeden çeşitli adlar altında tarikat ve cemaatlere yapılan tüm aktarımlar son bulmalı, bu bağlamda yapılan anlaşmalar iptal edilmelidir.

* Tarım Bakanlığı bütçesi yeniden yapılandırılmalı; tarımın geliştirilmesi, hayvancılığın desteklenmesi ve küçük üreticilerin korunması için küçük üreticilerin borçları silinmeli, mazot, gübre vb. girdilerde vergi sıfırlanmalıdır.

* Tüm bakanlıkların bütçeleri açık ve şeffaf biçimde denetlenmeli, tüm üst düzey personelin maaşları kalifiye işçi ücretlerinin ortalamasını aşmayacak şekilde sınırlandırılmalıdır.

* Cumhurbaşkanlığı bütçesindeki gizli ödenek uygulaması kaldırılmalı, harcamalar şeffaf bir biçimde halka açıklanmalı ve bütçe sınırlandırılmalıdır.

* Tüm keyfi uçak, otomobil, kiralık bina ve diğer araçlar gerçek bir tasarruf için satılmalı ya da halk için kullanılmalıdır.

* Faiz ödemelerinin tamamı gözden geçirilmeli ve gerekirse durdurulmalıdır.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.