Kürdistan’da vakalar 6 kat arttı

  •  Türkiye ve Kuzey Kürdistan’da vaka sayılarında her geç gün yeni bir rekor yaşanıyor. 7 Nisan’da günlük vaka sayısı 54 bini bulurken, can kaybı da 276’ya çıktı. 8 Nisan’da ise 55 bin 941 kişinin Kovid-19 testi pozitif çıktı, 258 kişi hayatını kaybetti. Kürt kentlerinde de Kovid-19 vakalarında önceki döneme göre 4 ila 6 katlık bir artış yaşanıyor.
  •  TTB Merkez Konseyi Üyesi Halis Yerlikaya, kısıtlama kararı için Ramazan ayının beklenmesini eleştirdi ve ekledi: ‘’Hastanelerde kapanan servislerin yeniden açıldı. Günlük 50 bin vaka görülüyor ki bu rakam açıklanması uygun görülen hasta sayısıdır. Bu rakamların gerçekliği ne kadar ifade ettiğini de bilmiyoruz.’’

 

Koronavirüs tedbirleri kapsamında 1 Mart’ta yürürlüğe giren “Normalleşme” sürecinin ardından vaka sayılarında artış yaşanmaya devam ediyor. Türkiye, 55 bin vaka sayısıyla Avrupa’da ilk sıraya yükseldi. Ülkenin mevcut haliyle alarm verdiğini ifade eden Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Üyesi Halis Yerlikaya, 50 bin vakanın seyrettiği bir dönemde, kısıtlama kararı için Ramazan ayının beklenmesini eleştirdi. 

Uygun görülen sayı 50 bin

Yerlikaya “Bu filmi daha önce görmüştük. 1 Haziran 2020’de çok hızlı bir açılma gerçekleşti. Bunun sonucu olarak yaz aylarında vaka sayılarında çok ciddi artışlarla karşılaştık. 1 Mart 2021’de alınan kararlarla, benzer bir süreci tekrardan yaşıyoruz. Çok hızlı bir açılma oldu. Kademeli olarak atılması gereken adımlar atılmadı. Her yerde aynı anda hızlı bir açılmanın sonucunda, çok hızlı bir biçimde vaka sayıları arttı. Avrupa’da birinci sıradayız. Dünyada da ilk sıraları paylaşıyoruz. Günlük 50 bin vaka görülüyor ki bu rakam açıklanması uygun görülen hasta sayısıdır. Bu rakamların gerçekliği ne kadar ifade ettiğini de bilmiyoruz” diye konuştu.

Servisler yeniden açılıyor 

En son açıklanan koronavirüs verilerinde 276 can kaybının yaşandığını anımsatan Yerlikaya, “Gerçekten çok ciddi bir durumla karşı karşıyayız. Şu anda Türkiye alarm veriyor. Bölge illerinde belirgin artışlar var. Önceki dönemle kıyaslandığında 4 ila 6 katlık bir artış söz konusu. Kimi hastanelerde Kovid servisleri kapanmıştı, şimdi yeniden açıldı. Yoğun bakımda sıfıra inen hasta sayıları şu an 15 ila 20 arasında yükselmeye başladı. Yaz aylarındaki seviyeye henüz ulaşmadık. Ancak bu biçimde devam etmesi halinde maalesef 1 Haziran sürecini tekrardan yaşamak durumunda kalacağız ve maalesef bedel ödemeye devam edeceğiz” ifadesinde bulundu.

Aşılama düşük 

Türkiye’de 17 milyon insanın aşılandığını ve bu oranının toplumsal bağışıklık kazandıracak boyuta erişmediğine dikkat çeken Yerlikaya, aşılama sürecinin çok yavaş ilerlediğini söyledi. Bölgedeki aşılama oranının düşük olduğunun altını çizen Yerlikaya, topluma güven veren tarzda bir aşılama programının yürütülmediğini belirtti.

50 bin vakanın seyrettiği bir dönemde kısıtlama kararı için Ramazan ayının beklenmesini eleştiren Yerlikaya, kısıtlama kararlarının bir takvime göre yapılmaması gerektiğini vurguladı. Yerlikaya, zorunlu olan üretim yerlerinin dışında tüm yerlerin kapanması gerektiği uyarısındabulundu. Yaygın test yapılması gerektiğini söyleyen Yerlikaya, aşı sırası gelen yurttaşların mutlaka aşı olması gerektiğinin altını çizdi.  MA/AMED/İSTANBUL

 

Tabip odaları uyardı: Sedye bulamayabiliriz

Türkiye’de günlük koronavirüs vaka sayısı 55 bini aşarken İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Bursa ve Samsun tabip odalarının başkanları durumun giderek kötüye gidebileceği uyarısı yaptı.Cumhuriyet gazetesinden Sibel Bahçetepe’nin aktardığına göre tabib odası başkanlarının uyarıları şöyle: 

Hasta sayısı 10 kat arttı
İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Pınar Saip: Hastaneler ve yoğun bakımlar doldu, sürekli yeni servisler açılıyor, acillerde yatış için bekleyen hastalar var. Hastanelerde servislerin çoğu Kovid-19 servisine dönüştürülüyor, bu durum diğer hastalar için ciddi sorunlar yaratmakta. Artık salgın yönetilmiyor ve hiçbir tedbir alınmıyor.

Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ali Karakoç: Ankara’da servislerdeki ve yoğun bakımlardaki hasta sayısı ciddi boyutlara ulaştı. Polikliğe başvuran hasta sayımız 10 kat arttı, her gün yeni yeni yataklı servis açıyoruz. Etkin filyasyon hiç yok, yalnızca eve ilaç veriliyor, temaslı takibi hiç yok. Hızlıca çok daha kötü günlere doğru ilerliyoruz ne yazık ki... 

Adana Tabip Odabı Başkanı Uzm. Dr. Selahattin Menteş: Önümüzdeki bir hafta 15 gün içinde belki değil yatak sedye bulamayacak seviyeye geleceğiz. Bilimsel bir beyinle düşünmek yerine sadece kişilere, zümrelere, tarikatlara, partilere çıkar sağlamak için yasakları kendi çıkarları için kullanan bir zihniyetin bizi getirdiği nokta budur. 

İzmir Tabip Odası Başkanı. Op. Dr. Lütfi Çamlı: Vaka sayılarımız 6 hafta içinde 5 katına çıktı. Filyasyon ekipleri takibe artık yetişmekte zorlanıyor. Neredeyse boş yatak kalmadı, yeni yoğun bakım ve yeni pandemi servisleri oluşturma çabaları var.

Bursa Tabip Odası Başkanı Doç. Dr. Alpaslan Türkkan: Son bir ay içinde yüzde 500’e yakın bir vaka artışı var. Böyle giderse sağlık hizmeti sunamayacağız. Çok hızla katı ve kalıcı önlemler alınmalı. 

Samsun Tabip Odası Başkanı Dr. Funda Furtun: Ocakta vakalar kısıtlamalarla beraber düşmeye başlamıştı. Sonrasında Karadeniz bölgesinde yoğun kongreler oldu. Bu insan hareketliliği Samsun’da ve Karadeniz bölgesinde vakaların Türkiye geneline doğru artmasında neden oldu. Maalesef tedbirler alınmadı.

 

Mezarlıklarda iki kat defin var

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Genel Sekreteri Prof. Dr. Vedat Bulut, ”Türkiye, PCR testi negatif olup klinik bulguları Covid-19 olanların ölüm raporlarına ‘doğal ölüm’ yazılıyor. Klinik bulguları Covid-19 olan bir hastanın ölüm nedenine ‘Covid’e bağlı ölüm’ yazılacak olursa sistem onaylanmıyor” dedi.

Bianet’e konuşan Prof. Dr. Bulut, salgın hastalıkların bildirimi zorunlu hastalıklar olduğunu belirtti ve ekledi: “Türkiye ölümlerin üstünü örtmek için iki kod uydurdu.”

Türkiye ile Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) farklı kodlar uyguladığını söyleyen Prof. Dr. Bulut, şöyle konuştu: “Türkiye’nin ölümlerde uyguladığı kodlardan biri  ‘viral pnömoni-bulaşıcı hastalık-/doğal ölüm’ diğeri de “PCR testi pozitif olan Covid-19’a bağlı ölümler’.

Türkiye farklı kodlar uyguluyor

DSÖ uyguladığı kodlar ise daha farklı. DSÖ, PCR testi pozitif olanları ve testi negatif olsa bile klinik bulguları Covid-19 olanları Covid kabul ediyor. Türkiye, PCR testi negatif olup klinik bulguları Covid-19 olanların ölüm raporlarına ‘bulaşıcı hastalık (viral pnömoni)/doğal ölüm’ yazıyor.

“Ölüm Bilgi Sistemi’ne (ÖBS), ölüm nedeni girildiğinde bu iki kod çıkıyor hekimlerin karşısına. Buraya ölüm nedenleri girildikten sonra İl Sağlık Müdürlükleri tarafından onaylanıyor. Testi negatif, klinik bulguları Covid-19 olan bir hastanın ölüm nedenine ‘Covid’e bağlı ölüm’ yazılacak olursa sistem onaylanmıyor.”

Ölüm ve hastalık sayısı 2 kat daha fazla

Prof. Dr. Bulut, ölümlerin açıklanandan çok daha fazla olduğunu vurguladı ve ekledi: “Şu an ölüm ve hastalık sayıları açıklananın en az 2 katı daha fazla, bunu bilimsel olarak söylüyorum.

Belediyelerden defin sayılarını alıyoruz. Geçtiğimiz yılın ortalamasına göre bütün mezarlıklarda iki kat defin var. Başka bir salgın olmadığına göre bunun nedeni Covid-19 ve bu sayılar Sağlık Bakanlığı’nın sayılarıyla uyuşmuyor.”

”Dört aydır yoğun bakımdaydı”

Prof. Dr. Bulut, ölüm nedeni “doğal ölüm” olarak kayıtlara geçen meslektaşına ilişkin ise, “Meslektaşımız 4 aydır yoğun bakımda yatmasına rağmen bir hafta önce Covid nedeniyle ilaç istenmesine rağmen doğal ölüm yazıldı. Tamamen haklarını kaybetmesi için böyle yapıldı. Ayrıca meslektaşımız PCR pozitifti. Bakan, illiyet bağından söz ediyor, sağlık çalışanlarının ölümlerini illiyet bağı kurulmasın diye bu şekilde üstünü örtüyorlar” diye konuştu.

 

‘Bir kırım yaşanıyor’

Günler önce ‘Bu hızla gidersek vakalar 50 bini’ bulur uyarısını yapan Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Osman Elbek, hem ölüm hem de vaka sayısında büyük bir artış olduğunu ve önlem almakta çok kalındığını belirterek, “Biz varyantların problemini yaşıyoruz aslında” dedi. Evrensel Gazetesi’ne konuşan Elbek, “Türkiye’de resmi olarak vaka sayısı 54 bin. Böyle bir ortamda Türkiye’ye özgü adı konulmamış varyant virüs kesinlikle vardır” değerlendirmesinde bulundu.

Bu gidişle 70 binli rakamların görüleceğini ifade eden Elbek, “Asıl problem bugün kapansak bile 400 binin üstünde aktif vakayla toparlanmamız ve ölümlerin azalması çok uzun süre alacak. 1. ve 2. pikteki gibi hızlı düşüş olamayacak. Önümüzdeki 4-6 hafta çok yoğun geçecek” diye konuştu.

İktidar sürü bağışıklığına çevirdi

İktidarın salgını toplumsal bağışıklığa, tabiri caizse sürü bağışıklığına çevirerek durdurmaya çalıştığını düşündüğünü ifade eden Elbek, “Bu ay yaşadığımız ortalama ölümler bugüne kadar gördüğümüzden çok yüksek. Biz 3. pikte 2. piki de aşacak ölümler yaşayacağız gibi gözüküyor. Ki pandemide ölümlerin yüzde 60’ını 2. pikte yaşamıştık. Demek ki 3. pikte çok daha fazla ölüm yaşanacak. Toplumda göz göre göre kırım yaşanacak. Bunun adı kırımdır” diye konuştu.     

Son bir haftadır servis yatağı yok

İstanbul’da hekimlik yapan Elbek, son bir haftadır servis yatağı bulamadıklarını, yatıramadıkları için ayaktan izledikleri hastalar arasında orta ve ağır hastalar olduğunu belirtti ve ekledi: “Yoğun bakımlarda sıkıntı başladı. 50 binli vakaların hastanelere yansımasını önümüzdeki günlerde göreceğiz. Pandemi hastaneleri ise tümüyle doldu. Yoğun bakımlar için birkaç telefonla yer bulabiliyoruz. Önümüzdeki 15 gün içinde kaygım odur ki yoğun bakımda yer bulamayacağız.”

Türkiye’ye özgü varyant

Türkiye’de varyant suşlara dair açıklanan rakamların bilimle bir ilişkisi olmadığını çünkü Türkiye’de buna dair sekans analizi yapılmadığını belirten Elbek, “Türkiye kadar virüsün serbest dolaştığı dünyada 1-2 ülke var. Bu demektir ki Türkiye’ye özgü bir varyant kesinlikle var. Bu kadar virüsün yaygınlaştığı toplumda Türkiye’ye özgü adı konulmamış bir varyant olmaması imkansız” ifadelerini kullandı. 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.