65 milyon insan uzun Covid-19 hastası

• Küresel tahminlere göre şimdi 65 milyon insan uzun COVID'den muzdarip. Şu anda çocuklar çok daha düşük oranlarda etkileniyor gibi görünüyor, ancak onlar da tamamen korunaklı değil.

Her COVID-19 enfeksiyonu, uzun COVID riskinizi artırıyor ve bu durum, hafif vakaların bile bedeli olduğunu gösteriyor. Aşılar sayesinde COVID-19 vakaları pandeminin başındakinden çok daha az ölümcül olsa da, her enfeksiyonla birlikte uzun COVID riski artıyor. Bu risk, özellikle aşılanmış gençler ve çocuklar için başlangıçta (nispeten) düşük olmasına rağmen, daima düşük kalmayabilir. Her yeni vücut işgalinde bu sinsi virüsün zarar verme şansı artıyor ve böylece küçük riskler zamanla büyük bir risk haline gelebilir.

Her enfeksiyon sonrası

Doktor Rambod Rouhbakhsh, bu yılın başlarında bir Amerikan Tıp Birliği podcast'inde gazeteci Sara Berg'e, "Her sonraki COVID enfeksiyonu, kronik sağlık sorunları geliştirme riskinizi artıracak" diye uyarmıştı. Uzun COVID, herhangi bir organ sistemini yıkıcı etkisi olan, potansiyel olarak ömür boyu sürebilecek, birden fazla sistemi etkileyen bir hastalık olarak tanımlanıyor. Uzun COVID oranları, SARS-CoV-2 ile enfekte olanlar arasında çalışmalara ve bölgelere göre %10 ila %50 arasında değişiklik gösteriyor. Küresel tahminlere göre şimdi 65 milyon insan uzun COVID'den muzdarip. Şu anda çocuklar çok daha düşük oranlarda etkileniyor gibi görünüyor, ancak onlar da tamamen korunaklı değil.

138 bin 818 kişi takip edildi

Bu nedenle, epidemiyolog Benjamin Bowe ve meslektaşları, daha fazla bilgi edinmek için 2 yıl boyunca SAR-CoV-2 enfeksiyonu geçiren 138 bin 818 ABD’li gaziyi takip ettiler. Verileri, yeniden enfeksiyon hastalarının çoklu organ sistemlerinde uzun COVID riskinin arttığını gösteriyor. İki enfeksiyondan kaynaklanan sağlık etkileri bir tanesinden daha kötü ve üç enfeksiyon iki tanesinden daha kötü. Bu, uzun COVID'in bu kişiler grubunda ve bu sayıda yeniden enfeksiyonla kümülatif olduğu anlamına gelir.

Enfeksiyonların şiddeti

Bu araştırma sadece ABD gazilerine dayandığı için herkes için geçerli olmayabilir, ancak bu endişe verici eğilimi bulan tek çalışma bu değil. 18 yaş ve üstü kişileri kapsayan, 10 Kanada eyaletinde yapılan daha geniş örneklemli bir çalışma da aynı sonuca işaret ediyor. McGill Üniversitesi istatistikçisi Sianne Kuang ve ekibi, "Çalışma, COVID-19 yeniden enfeksiyonu ve uzun süreli semptomların bildirilmesi arasındaki ilişki hakkında artan bir kanıt birikimi ekliyor" diyor.

Henüz hakem değerlendirmesinden geçmemiş başka bir çalışma, başlangıç ve sonraki enfeksiyonların şiddetini karşılaştırmak için ABD'deki 1,5 milyon kişiden alınan verileri kullandı. Delta ve Omicron'u takip eden varyantlardaki yeniden enfeksiyonlardan sonra uzun COVID'de bir artış da not ediyorlar.

Covid, T hücrelerimizi tüketiyor

Bu durum, genel olarak yeniden enfeksiyona mı yoksa daha yeni SARS-Cov-2 suşlarındaki değişikliklere mi bağlı olduğu henüz belirsiz. Kuang ve ekibi, risk artışını gösteren çalışmaların hala "sayı ve genelleştirilebilirlik açısından sınırlı" olduğunu belirtiyor.

Ancak virüsün bağışıklık sistemimizi nasıl değiştirdiğini de biliyoruz. COVID, uzun süreli bağışıklık oluşturmada kritik olan hafıza T hücrelerimizi avlıyor. SARS-Cov-2, bu hücrelere zorla giriyor ve hücrenin kendini imha programını aktive ederek esasen patlamasına neden oluyor.

Hafif veya şiddetli bir COVID enfeksiyonu yaşasak da, COVID, T hücrelerimizi tüketiyor. Bu, COVID'in uzun vadeli sonuçlarından sadece biri ve zatürre ve RSV gibi diğer hastalıkların daha şiddetli ve sık salgınlarına katkıda bulunabilir.

Almanya'da çok yüksek

Şimdi, atık su testleri, ABD de dahil olmak üzere birçok ülkede COVID enfeksiyonlarında büyük yeni artışlar yaşandığını gösteriyor. Bazı yerlerde, örneğin Almanya'da, daha önce hiç olmadığı kadar yüksek.

Bu hızla mutasyona uğrayan patojenin serbestçe yayılmasına izin vermek, ona SARS-CoV-2'nin rastgele gen mutasyonlarını deneyerek savunmamızın bir sonraki hattını aşabilecek ve diğer suşları saf dışı bırakabilecek birini bulana kadar mükemmel bir laboratuvar sağlamış gibi görünüyor.

Pirola olarak da adlandırılan yeni JN.1 suşu, tam da bunu başarmış. Tek bir mutasyon, bağışıklık sistemimizin onu yakalayıp engellemesini zorlaştırmış gibi görünüyor, bu da geçmiş aşıların ve enfeksiyonların artık o kadar koruyucu olmadığı anlamına geliyor.

Erken işaretler, en güncel XBB.1.5 aşılarının Pirola'ya karşı daha iyi şansı olabileceğini gösteriyor. FRANKFURT