Moskova buluşması çözüm getirmez

•  Türkiye, Rusya, Suriye ve İran arasında Moskova’da gerçekleşecek dörtlü toplantından bir çözüm çıkmayacağını söyleyen İlham Ehmed, “Rusya’nın amacı kalıcı barıştan ziyade Türkiye ve Suriye’yi aynı saflarda buluşturmaktır” dedi.

ERKAN GÜLBAHÇE/BRÜKSEL

Türkiye, Rusya, Suriye rejimi ve İran dışişleri bakan yardımcıları bugün Moskova’da bir araya gelecek. Suriye Demokratik Konseyi Yürütme Komitesi Eşbaşkanı İlham Ehmed, Rusya’nın hesabının kalıcı barıştan ziyade Türkiye ve Suriye’yi aynı saflarda buluşturmak istediğini belirterek, “Buradan çıkacak kararlar halkların aleyhinedir” uyarısında bulundu. 

Gazetemize konuşan Ehmed, Suriye rejimiyle ilişkilerin durma noktasına geldiğini belirterek, “Elle tutulur siyasi bir diyalogdan bahsedemeyiz. Şu anda ilişkiler durma noktasında” dedi. Ehmed, Türkiye, Rusya, Suriye rejimi ve İran dışişleri bakan yardımcıları düzeyinde bugün Moskova’da yapılması planlanan Suriye konulu ilişkin ise şunları söyledi: “Daha önce de Türkiye, Rusya, İran ve Suriye rejimi istihbarat birimleri arasında görüşmeler olmuştu. Rusya, Türkiye ile rejim arasında arabuluculuk yaparak barıştırmak istiyor. Amaç burada Suriye’deki sorunu kalıcı barışa kavuşturmaktan ziyade, kendisi için önemli iki müttefik olan Türkiye ve Suriye’yi aynı saflarda buluşturmaktır. Rusya, ikisi arasında bir barış sağlayarak, ikisini kendi saflarına çekmek istiyor.” 

Suriye halkları için tehdit

Şu ana kadar Suriye ve Türkiye istihbaratının birçok kez bir araya geldiğini kaydeden Ehmed, bu buluşmanın siyasi taraflar arasındaki ilk görüşme olacağının altını çizdi. “Biz bu görüşmeyi Suriye’de yaşayan halklar açısında tehlikeli bir görüşme olarak görüyoruz” diyen Ehmed şöyle devam etti: “Hem Türkiye hem de bir noktaya kadar Suriye rejimi bize karşı bir düşmanlık içerisinde. Bu görüşmelerde alınacak kararlar Suriye’de yaşayan halkların aleyhine alınmış kararlar olacaktır. İyi niyet çerçevesinde yapılan bir görüşme olarak görmüyoruz. Yani kalıcı bir barış isteniyorsa böylesi siyasi görüşmeler Suriye’de yaşayan halkların düşünceleri alınarak, temsilleri sağlanarak gerçekleşirse daha anlamlı ve sonuç alıcı olur.”

Türkiye’nin işgal tehdidi sürüyor

Ehmed, Türk devletinin işgal saldırılarına ilişkin de konuştu. Türkiye’nin depremin birinci gününde insanlar enkaz altında iken dahi Kuzey-Doğu Suriye Özerk Bölgesi’ne bombalar yağdırdığını belirten İlham Ehmed, “Türkiye saldırıları hiçbir zaman durmadı. Bazen dronelerle bazen de bombalarla saldırı gerçekleştiriyor. Türkiye’de deprem olduğu gün saldırı gerçekleştirdiyse her gün ve her an saldırı gerçekleştirebilir” diyerek, işgal tehdidinin hala sürdüğünü söyledi. “Sonuçta Türkiye’den bahsediyoruz; ne yapacağı, sağı solu belli olmayan bir ülke” diyen Ehmed ekledi: “Bundan dolayı her an saldırabilir pozisyonundayız. Bu temelde de hazırlıklarımızı yapıyoruz. AKP-MHP iktidarı kaostan beslenen bir yönetim. Seçimlere giderken de bir kaos ve bir savaş ortamı yaratarak seçimlere gidebilirler. Azalsa da saldırma ihtimallerini göz önünde bulunduruyoruz.”

Uluslararası güçlerin tavrı belirleyici

“Türkiye tek başına askeri gücünü alarak saldırıya girişmez. Eğer bir saldırı olacaksa uluslararası güçlerin yeşil ışık yakmalarından sonra olacaktır” diyen Ehmed, ABD, Rusya, Avrupa ve İngiltere’ye bu yönlü görüşlerini ilettiklerini ifade etti: “Ancak Türkiye’nin saldırıları noktasında uluslararası güçlerin ne yapacakları konusunda çok net bilgiye sahip değiliz. Uluslararası güçlerin bize söylediği ve verdikleri söz, ‘Bu saldırıya karşı duracağız ve bu saldırı yapılmaması için her türlü yola başvuracağız’ yönünde.”

İstemek yetmez garantör olun

QSD Genel Komutanı Mazlum Ebdî, geçtiğimiz haftalarda uluslararası bazı güçlerin Türkiye ile PKK arasında barış görüşmeleri için arabulucu olmalarını istediğini açıklamıştı. Ateşkes çağrısının tek başına yeterli olmayacağının altını çizen Ehmed, “Bu uluslararası güçlerin istemi çerçevesinde gerçekleşecek ateşkesin garantörü olmaları gerekiyor. Ateşkes sağlandı, bundan sonrası bizi ilgilendirmez dememeleri gerekiyor. Türkiye’deki sorunun çözümü için de garantör olmaları gerekiyor. Ağırlıklarını koyarlarsa sonuç da alabilirler” diye ekledi. 

Ortak mücadele için önemli

ABD Genelkurmay Başkanı Mark Milley’in Mart ayı başında Rojava’ya yaptığı ziyareti hatırlattığımız Ehmed, “Bunu yeni bir politikanın başlangıcı olarak görebilir miyiz” sorusuna ise şu yanıtı verdi: “Şu ana kadar ABD yetkilileri tarafında Kuzey-Doğu Suriye Özerk Bölgesi’ne yapılan en üst düzey ziyaret olması açısından elbette önemli. İlk defa bölgeye gelerek mücadelenin nasıl verildiğini gözlemliyorlar. Durumu yerinde gördükten sonra Demokratik Suriye Güçlerine desteklerinin devam etmesi ve ortak mücadele etmeleri noktasında da önem arz ediyor.”