Özgürlük mücadelesini kimse boğamaz

Kültür/Sanat Haberleri —

  • Hemîd Dilbahar: ’’Cezaevinde kaldığım süre içerisinde özellikle Kürt dili konusunda çalışmalara ağırlık verdim. Hazırladığım birçok çalışmayı dışarıda gözden geçirerek, onları halkımızın hizmetine sunacağım.’’

Van’da yürütülen KCK operasyonları kapsamında 13 Şubat 2010’da tutuklanan ve “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla 16 yıl hapis cezası verilen Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Parti Meclisi (PM) Üyesi ve yazar Hamit Duman (Hemîd Dilbahar), 10 yıl 3 ay süren tutukluluk ardından tahliye edildi. Tahliye olan Dilbahar, cezaevinde geçirdiği yıllarını Mezopotamya Ajansı’na (MA) anlattı.

Azadiya Welat, Kovara W, Tamara, Kîbele gibi gazete ve dergilerde çıkan yazılarının yanı sıra ‘Piştî Tu Çûyî’, ‘Dem Bûye Xencereke Reş-Ezîzam’, Ez Bûm Jînperest Ji Evîna te“ adında üç şiir kitabı bulunan Hemîd Dilbahar geçtiğimiz günlerde tahliye oldu.

Bir damla olmak istiyorum

Cezaevinde kaldığı yaklaşık 11 yıllık süreçte, özellikle Kürtçe konusunda çalışmalar yaptığını söyleyen Dilbahar yazınsal çalışmaları ile ilgili şunları belirtti: “Ben de her Kürt gibi elimden geldiğince direndim. Cezaevlerindeki en önemli çalışmalardan biri de sanat, kültür ve edebiyat alanlarıdır. Bu süre içerisinde özellikle Kürt dili konusunda çalışmalara ağırlık verdim. Hazırladığım birçok çalışmayı dışarıda gözden geçirerek, onları halkımızın hizmetine sunacağım. Önümüzdeki yıllarda Kürt dili konusunda hazırladığım çalışmaları tamamlayarak, bir okyanus olan Kürt dili içerisinde bir damla olmak istiyorum. Ben cezaevinden çıktım ama isteğim orada bıraktığımız tüm arkadaşlarımızın serbest bırakılmasıdır.”

 

Mutlaka başarıya ulaşacaktır

“Özgürlük mücadeleye bağlıdır’’ diyen Hemîd Dilbahar, içerde olduğu gibi dışarada mücadelesini sürdüreceğini belirterek, şunları aktardı:’’İnsanlığın özgürlük mücadelesini kimse boğamaz. İnsanları öldürebilirler ama o özgürlük ve mücadeleleri asla öldürülemez. Bunun için bedel gerekiyorsa, tüm dünya halklarından daha fazla bedel ödeyen Kürt halkı bu bedeli de ödemeye hazırdır. Bu kan, gözyaşı ve savaşın artık durması gerekiyor. Bunun yolu da her gün Kürt halkının siyasi temsilcileri tarafından dile getiriliyor. Kürt halkı bu demokrasi mücadelesinde mutlaka başarıya ulaşacaktır.”

Cezaevlerinde baskı artıyor

Sokakta baskının artmasıyla cezaevinde de paralel olarak artış yaşandığını dile getiren Dilbahar, “Her dönem cezaevleri, saldırıların en büyük hedefi haline getiriliyor. Saldırıların şekli ne olursa olsun, cezaevlerindeki baskı, insan hakları ihlalleri ve tecrit ağırlaşarak devam ediyor. Özellikle koronavirüs salgını nedeniyle birçok hak, ayaklar altına alındı. Görüyoruz ki iktidar bu virüsü kendisi için bir fırsata çevirerek, cezaevlerinde insan hakları ihlallerini ağırlaştırdı. Bu durum merkezi politikadan bağımsız değildir. Cezaevlerinde sohbet, spor, kurs ve diğer aktiviteler tümden yasaklandı. Virüs bahane edilerek, cezaevlerindeki insanların bir araya gelmesi engellendi. Özellikle yine Kürtçe yayınlar konusunda çok büyük sıkıntılar yaşanıyor. Kürtçe yayınları ‘çevirmenimiz yok’ bahanesiyle vermiyorlar. Neredeyse bu yolla Kürtçe kitap, dergi ve gazeteler yasaklı hale getirildi. Cezaevlerine tek bir muhalif gazete alınmıyor. Yine binlerce hasta tutsak cezaevlerinde tutulmaya devam ediliyor. Buna karşı tutsaklar elbette direnmeye devam ediyorlar. Açlık ve ölüm orucu eylemlerinde de gördük ki şartlar ne olursa olsun, tutsaklar farklı yol ve yöntemlerle direnmeye devam ediyor. Bu baskı politikalarıyla asla sonuç alamayacaklar” diye konuştu. 

HABER MERKEZİ

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.