Parlamento Türk faşistlerine müdahale etmeli

Dünya Haberleri —

.

.

  • Almanya’da en uzun süre belediye başkanlığı yapan isim olarak tarihe geçen Hannover eski Belediye Başkanı Herbert Schmalstieg: “İçişleri Bakanlığı, Türk faşisti gruplara yönelik yeni bir yasa tasarısını gündeme alıp hangi organizasyonların yasaklanacağını somut olarak ifade etmeli.”

PERWER YAŞ

Almanya İçişleri Bakanlığı, Türk faşist gruplarının yasaklanması için meclisteki partilerin aldığı karara rağmen harekete geçmiyor. Hannover Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Herbert Schmalstieg, bu tavrı eleştirerek, “Kürtlerle ilgili siyasetinizi değiştirin, Türk faşistlerine müdahale edin” çağrısında bulundu.
Sosyal demokrat politikacı Schmalstieg, Fırat Haber Ajansı’na yaptığı değerlendirmelerde, Fransa’nın Türk faşistleriyle ilgili aldığı yasak kararının benzerinin Almanya’da da alınması gerektiğini belirterek, “Mecliste grubu bulunan partiler, yeni bir yasa tasarısı hazırlamalıdır” dedi.
Türk faşistlerine yönelik yasağın uygulanma biçiminin İçişleri Bakanlığı’na bırakılmaması gerektiğinin altını çizen Schmalstieg, “Almanya Federal Meclisi, söz konusu gruplara yönelik yeni bir yasa tasarısını gündeme almalı ve bu tasarıda hangi organizasyonların yasaklanacağı somut olarak ifade edilmelidir” diye konuştu.
İçişleri Bakanlığı’nın Kürtlere yönelik kriminalizasyon siyasetini de eleştiren eski belediye başkanı, “Bakanlık Kürtleri hedef gösteren ve baskı altına alan siyasetten vazgeçmelidir” dedi ve ekledi: “İçişleri Bakanlığı’nın bu konudaki tutumunu gözden geçirip değiştirmesinin zamanı geldi.”
Herbert Schmalstieg, 1972’den 2006’ya kadar Hannover Büyükşehir Belediye Başkanlığına seçilmiş, bu görevi en uzun süre yürüten isim olarak Almanya’nın yakın tarihine geçmişti.

Karar var, pratik yok

Avrupa’daki Türk faşistlerinin güvenliği ve halklar arasındaki barışı tehdit eden faaliyetleri, günaşırı teşhir olmaya devam ediyor.
AKP-MHP iktidarı ve Türk istihbaratının yönlendirmesiyle çalıştıkları defalarca belgelenen Türk faşistleri en son geçtiğimiz aylarda Avusturya’nın başkenti Viyana’da kadın örgütlerine yapılan saldırı ile gündeme gelmişti. Avusturya’nın güvenlik birimleri, kendilerini “ülkücü” veya “Erdoğancı” olarak adlandıran grupların saldırılarının Türk istihbaratı tarafından organize edildiğini ortaya koymuştu.
Fransa’nın Dijons kentinde 29 Ekim 2020 günü Ermenilere yapılan linç saldırıları ardından ise ülkede bu grupları yasaklama kararı alınmıştı.
Almanya’da 18 Kasım 2020’de hükümeti oluşturan partiler ile muhalefet partileri, “ülkücülerin” yasaklanmasının önünü açan bir yasa tasarısını Federal Meclis’te kabul etti. Karar ardından gözler İçişleri Bakanlığı’na çevrildi ama aradan geçen yaklaşık 6 aya rağmen somut adım gelmedi.

Kürtlere yönelik soruşturmalar,
2015’ten bu yana katlanarak arttı

Almanya’da nüfusu 1 milyonu aşan Kürtler, devlet eliyle yürütülen kriminalizasyon politikasının hedefi olmaya devam ediyor. İnsanlık düşmanı DAİŞ çetelerini yenen YPG/YPJ’nin bayraklarını taşımak dahi İçişleri Bakanlığı’nın çıkardığı genelgelerle “suç” sayıldı.
Kürtler, Bakanlığın Kürtlere yönelik saldırılarına karşı pek çok kez hukuki kazanımlar elde etti. Mahkemelerin kararlarına rağmen İçişleri Bakanlığı, 26 Kasım 1993’te yürürlüğe konulan PKK yasağını gerekçe yaparak Kürt düşmanlığında ısrar ediyor. Kürtlere açılan siyasi soruşturmaların sayısı da 2015’ten bu yana her yıl artıyor. Bu soruşturmalar, “pandemi yılı” olarak anılan 2020’de bile devam etti.
Almanya’da yaşayan Kürtlere,
* 2015’te 22,
* 2016’da 55,
* 2017’de 151,
* 2018’de 288,
* 2019’da 203
* 2020’de ise 100’e yakın soruşturma açıldı.
Soruşturmaların yanı sıra Kürtlere yönelik takibat, fişleme, siyasi sığınma hakkına ulaşımda zorluklar, vatandaşlık haklarından mahrum bırakma gibi farklı baskı politikaları devreye konultu.
Cumhuriyetçi Avukatlar Derneği (RAV) yöneticisi Avukat Lukas Theune’ye göre bunlar, Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talebiyle gerçekleşiyor.
Theune, şu değerlendirmeleri yapıyor: “Kürt Özgürlük Hareketi’ne yönelik öfkenin bir başka nedeni de Alman devletinin çıkarları. Gelişen, büyüyen ve topluma yayılan hareketler devletleri korkutuyor. Bu hareketlerin başında da Almanya’da Kürt özgürlük mücadelesi geliyor. Bundan dolayı harekete sempati duyanlar takibe alınıyor, fişleniyor ve soruşturmalara tabii tutuluyor.”

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.