Rojava'ya yeni saldırı vizesi 

Erdoğan

Erdoğan

  • Ukrayna savaşıyla yeniden pazarlık gücünü artıran Türk hükümeti, İsveç ve Finlandiya'nın NATO başvurusuyla birlikte Güney Kürdistan'da olduğu gibi Batı Kürdistan'daki yeni işgal saldırıları için elinin iyice rahatlatılmasını istiyor.
  • Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan, Güney Kürdistan'da desteğini esirgemeyen İngiltere ve ABD'nin başını çektiği NATO'dan, Efrîn ve Girê Spî arasındaki hat için vize aldığının; ilişkilerini hatırlattığı Rusya'nın da sessiz kalacağının işaretini verdi. 

Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan, NATO ve Batı bloku ile görüşmelerini anlattığı önceki günkü konuşmasında, "Güney sınırlarımız boyunca 30 kilometre derinliğinde güvenli bölgeler oluşturmak için başlattığımız çalışmaların eksik kalan kısımlarıyla ilgili yeni adımları da yakında atmaya başlıyoruz" dedi. QSD, tehdidi ciddiye alırken, 'garantör devletler' dediği Rusya ve ABD dün öğleye kadar herhangi bir açıklama yapmadı. QSD bileşenlerinin sahadaki askeri komutanları da artan saldırılarla birlikte yoğun güç yığınağına işaret etti. 
Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan, önceki gün Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki Kabine Toplantısı'nın ardından konuştu. Son Kabine Toplantısı'nın ardından uluslararası gündemle ilgili kritik görüşmeler yaptıklarını söyledi.

NATO için tek başlıkları

NATO'nun genişlemesi konusundaki yaklaşımlarının Kürtlere karşı savaştan kaynakandığını "terörle mücadele konusundaki ilkeli tutumumuzdan kaynaklanıyor" şeklinde formüle eden Erdoğan, bu çerçevede, geçen cuma ve cumartesi günü yoğun telefon diplomasisi yürüttüğünü; Hollanda Başbakanı Mark Rutte, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, İngiltere Başbakanı Boris Johnson, İsveç Başbakanı Magdalena Andersson ve Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Niinistö ile enine boyuna konuştuklarını söyledi. Muhataplarının tamamına, Türkiye'nin, NATO'nun genişlemesi konusundaki yaklaşımını açıkça paylaştığını belirten Erdoğan, QSD ve kurucu bileşenleri YPG ile YPJ'yi de "terör örgütü" olarak gördüğünden "Her şeyden önce, terör örgütlerinin, insanlığın güvenliği için ortada olan NATO'da yer almasını kabullenemeyiz" dediğini aktardı.

İsveş Başbakanı ne söyledi?

Erdoğan, İsveç ve Finlandiya'da halen Türkiye karşıtı yaklaşımların devam ettiğini ileri sürerek, Kürtlerine bu ülkelerdeki gösterilerine işaret etti ve İsveç Başbakanı Magdalena Andersson'a seslendi: "Bak bana neler söyledin ama buyur. Bak Stockholm caddelerinde bağırarak çağırarak yürüyorlar. Senin polisin de onları koruma altına alıyor. Bu ülkelerin, terör örgütlerine fiili ve siyasi destek vermekle Türkiye'den NATO üyeliğine 'evet' demesini beklemek arasında bir tercih yapmaları, bunun da somut emarelerini ortaya koymaları gerektiğini söyledik. Buradan bir kez daha altını çizerek ifade etmek istiyorum, somut uygulamalarıyla bu değişimi gördüğümüzde Türkiye olarak üzerimize düşenleri yerine getireceğimizden kimsenin şüphesi olmasın."

Yeni işgal saldırısı

Erdoğan, asıl pazarlık konusunun ve kendilerine verilen vize ile güvenceleri ise şu sözleriyle ifade etti: "Güney sınırlarımız boyunca 30 kilometre derinliğinde güvenli bölgeler oluşturmak için başlattığımız çalışmaların eksik kalan kısımlarıyla ilgili yeni adımları da yakında atmaya başlıyoruz. 

Saldırılacak alanlar

Ülkemize ve güvenli bölgelerimize sık sık yapılan saldırıların, tacizlerin, tuzakların merkezi konumundaki alanlar harekat önceliğimizin başında yer almaktadır. 

MGK'nın Perşembe toplantısı

Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, istihbaratımız, emniyet güçlerimiz hazırlıklarını tamamlar tamamlamaz bu operasyonlar başlayacaktır. Perşembe günü yapılacak Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantımızda bu hususları enine boyuna değerlendirecek ve kararlarımızı alacağız. Biz de gereken görüşmeleri yaparak, sürecin sağlıklı bir şekilde yürümesini temin edeceğiz. Ülkemizin güvenlik hassasiyetlerine saygı gösterenler ile kendi çıkarları dışında hiçbir derdi olmayanların ayrımını bu süreçte bir kez daha görecek ve gelecekteki politikalarımızın referansı yapacağız."

Rusya hatırlatması

Erdoğan, Suriye'deki etkisi ve Kuzey-Doğu Suriye'de hedef alanlardaki rolü dolayısıyla Rusya'yı dikkate aldığını ve 'sessizliğini' sağlayabileceğinin işareti, şu sözleriyle verdi: "Karadeniz'in kuzeyindeki savaşta dahi toprak bütünlüğüne ve egemenlik haklarına yapılan saldırıyı asla kabul etmediğimizi açıkça belirttiğimiz Ukrayna'ya en ciddi, somut ve işe yarar desteği biz verdik. Rusya ile ilişki kurduğumuz her platformda ve her seviyede bu tutumumuzu kendilerine de mertçe söyledik. Rusya ile siyasi ve insani ilişkileri sürdürerek, bölgede önce ateşkesin sağlanması, ardından kalıcı bir barış anlaşmasının yapılması hususunda en samimi çabaları Türkiye sergiledi."

QSD: Garantörlerle paylaşıyor

Demokratik Suriye Güçleri (QSD) Basın İrtibat Merkezi, Erdoğan'ın bu konuşmasının ardından kısa bir açıklama yaptı. Basın Sözcüsü, “Kuzey-Doğu Suriye’de bulunan garantör güçlerin stratejik konumlarında herhangi bir değişiklik söz konusu değildir. Türk devletinin gündemi ısıtmak ve bölgenin istikrarını bozmak için yaptığı tehditlerin amacı DAİŞ’i yeniden canlandırmaktır. Güçlerimiz Türk devletinin tehditlerini en ince ayrıntısına kadar araştırmakta ve elde ettiği bilgileri uluslararası garantör güçlerle paylaşmaktadır” dedi. 

ABD ve Rusya duymadı!

Erdoğan'ın konuşmasının ardından QSD'nin "garantör güçler" dediği ABD ve Rusya'dan ise dün öğle saatlerine kadar herhangi bir açıklama yapılmadı. 

 Ferhad Canfeda

Sahadaki durum

QSD'nin sahadaki komutanlarından Ferhad Canfeda, Egîd Qeremox ve Riyad El Xelef, Türk askeri hareketliliğine dikkat çekti. 
Til Temir Askeri Meclisi Komutanı Ferhad Canfeda, Nisan'dan bugüne kadar Til Temir köylerinden Zirgan'a kadar bölgede saldırıların arttığını, öncelikli hedefin bölgenin boşaltılması olduğunu söyledi. Günlük saldırıların yanı sıra Türk ordusunun Nisan'dan beri cephelerdeki hareketliliğini arttırdığını dile getiren Canfeda, “İşgalciler üslerine ağır silahlar yerleştiriyor ve insansız hava araçlarıyla bölge üzerinde keşif uçuşları gerçekleştiriyor” dedi. Rus güçlerinin bölgedeki rolüne değinen Canfeda, "Rus güçleri saldırıları görüyor, üsleri de top atışlarına maruz kalıyor. Geçtiğimiz günlerde üssün çevresi bombalandı. Aynı şekilde Şam hükümet güçleri hedef alınıyor, ancak bu konuda sessizliklerini koruyor. Saldırılara karşı ateşkes anlaşması çerçevesinde tavır almadıkları gibi, saldırıları gerçekleştiren işgalcilere yanıt vermiyorlar" şeklinde konuştu.

Riyad El Xelef

Serêkaniyê ve Girê Spî şehirleri işgal edildikten sonra Rus güçleri ve Şam hükümetinin sınır birliklerinin garantör olarak bölgeye girdiğini hatırlatan Ferhad Canfeda, sessiz kalınmasının bir anlaşma olduğu anlamına geldiğini ifade etti. Canfeda, şunları ekledi: “Biz her zaman hazırız. Zafere ulaşana kadar Cezayir'deki gibi bir milyon şehit vermeye hazırız.” 

Tüm senaryolara hazır

QSD saha komutanlarından Egîd Qeremox da "İşgalci Türk devleti yeni saldırılar düzenlemek için Eyn İsa ve birçok köy çevresine büyük askeri kuvvetler gönderdi" dedi. QSD’nin Kuzey-Doğu Suriye’yi savunmak, işgalcileri ve müttefiklerini yenmek için tüm senaryolara hazır olduğunu söyleyen Egîd Qeremox, Rus güçlerinin bölgedeki varlığı ve rolüyle ilgili olarak, "Rusya'nın bölgedeki varlığı şekli olmaktan başka bir şey değildir" yorumunda bulundu. Türk ordusunun 18 Mayıs'ta Suriye topraklarının 45 kilometre iç kısmına bile saldırdığına dikkat çeken Qeremox, onlarca köyün yıkıldığını, onlarca kişinin katledildiğini, yaralandığını hatırlattı. 
Girê Spî Askeri Meclisi Eşbaşkanı Riyad El Xelef ise savaş cephelerine yakın olan Hoşan, Xalidiyê, Fatisa, Mişêrfê, Sakîro, Xefiye El-Weheb, Erîde ve Kor Hesen köylerde maddi hasarların meydana geldiğini belirterek, Türk ordusunun tanklar, orta ve hafif silahlarla bölgeyi hedef aldığını aktardı. Uçak ve SİHA'ların da kullanıldığını kaydeden Riyad El Xelef, bölgede garantör güç konumunda olan Rusya’nın bu suçlar karşısındaki sessizliğini kınadı. Riyad El Xelef, Girê Spî Kantonu’nu Türk işgal saldırılarından koruma ve işgal altındaki bölgelerin özgürleştirilmesi sözünü verdi.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.