Şam’a kapsayıcı anayasa şartı
Dünya Haberleri —

- ABD Kongre heyeti, Şam’da HTŞ lideri Ahmed el-Şara ile bir araya geldi. Heyet, Şam’dan yerel güvenlik birimleri kurmasını, insani yardım koridorları açmasını, Rojava ve azınlık bölgelerinde güvenlik tamponu oluşturmasını ve kapsayıcı bir anayasa hazırlamasını talep etti.
ABD Kongresi’nden iki partili bir heyet, Suriye’nin geçici Başkanı Ahmed el-Şara ve üst düzey yetkililerle Şam’da bir araya geldi. Bu ziyaret, Beşar Esad’ın Aralık 2024’te devrilmesinin ardından ABD Kongre üyelerinin Suriye’ye yaptığı ikinci resmi ziyaret oldu. Şam’da görüşmelerde azınlık hakları, “güvenlik tamponu” önerisi, QSD entegrasyonu ve yaptırımların geleceği masaya yatırıldı.
Heyette Cumhuriyetçi Senatörler Joni Ernst (Iowa) ve Markwayne Mullin (Oklahoma) ile Cumhuriyetçi Temsilci Jason Smith (Missouri) ve Demokrat Temsilci Jimmy Panetta (California) yer aldı. Suriye tarafını ise Başkan el-Şara, Dışişleri Bakanı Esad el-Şeybani ve İçişleri Bakanı Anas Hattab temsil etti.
Yerel güvenlik birimleri
Süveyda’da Dürziler yönelik katliamlar, Halep’teki Hristiyanlara yönelik saldırılar ve azınlıkların korunmasını gündeme getirildi. ABD heyeti, Şam’dan yerel güvenlik birimleri kurmasını ve insani yardım koridorları açmasını talep etti. Al Jazeera, 50 milyon dolarlık bir yardım paketinin azınlık bölgelerindeki altyapıyı desteklemek için önerildiğini bildirdi.
Güvenlik tamponu
Şam’daki görüşmelerde ABD Kongre heyeti, Rojava ile azınlık alanlarında bir “güvenlik tamponu” oluşturulmasını önerdi. Bu öneri, ABD Merkez Komutanlığı’na (CENTCOM) bağlı yaklaşık 2 bin askerin bölgedeki varlığına dayanıyor. ABD Kongre heyetinin Şam’a sunduğu bir teklif (güvenlik tamponu), Hesekê, Qamişlo ve azınlık bölgelerinde DAİŞ tehdidini engellemek, İran milislerini sınırlamak ve bölgesel istikrarı sağlamak için oluşturulan bir ara bölge planını ifade ediyor. Ayrıca bu tamponun Türkiye ve İsrail’in sınır güvenliğine katkı sağlayabileceğini iddia ediyor.
“Şam acilen adım atmalı”
QSD’nin Şam ordusuna “gönüllü birleşme”si de tartışılan konulardan biriydi. Eş zamanlı olarak Paris’te gerçekleşen İsrail-Suriye-ABD görüşmeleri, entegrasyonun bölgesel etkilerini ele aldı. Washington Post’a göre, Paris toplantılarında Suriye Dışişleri Bakanı el-Şeybani, İran’ın varlığının sınırlı olduğunu ancak egemenliğin kırmızı çizgi olduğunu vurguladı.
Trump yönetiminin Haziran 2025’te hafiflettiği yaptırımların devamı, Şam’ın “kapsayıcı bir anayasa” hazırlamasına bağlandı. Senatör Joni Ernst Reuters’e yaptığı açıklamada, “Suriye’de istikrar, terörle mücadele ve azınlıkların korunması için buradayız. Süveyda’daki trajediler, Şam’ın acilen adım atması gerektiğini gösteriyor. Güvenlik tamponu hem Kürt bölgelerinde hem de azınlık alanlarında bir çözüm olabilir, ancak Şam’ın taahhütleri şart” dedi.
“Bu bir güven testi”
Toplantı sonrası Senatör Markwayne Mullin ise, “Şam ile ekonomik işbirliği, yaptırımların hafifletilmesiyle mümkün. Ancak Kürtlerin Şam ordusuna entegrasyonu ve İran milislerinin sınır dışı edilmesi olmazsa bu süreç durur. Austin Tice’ın durumu da çözülmeli; bu, güvenin bir testi” şeklinde konuştu.
Kapsayıcı anayasa şartı
Suriye’nin yeniden inşasının Amerikan iş dünyası için bir fırsat olduğunu belirten Jason Smith ise “Ancak Şam, kapsayıcı bir anayasa hazırlamazsa, Kongre’de yaptırımları geri getirme baskısı artar. Güvenlik tamponu, bu süreçte istikrarı sağlayabilir” diye konuştu.
ABD heyetinde yer alan Demokrat Parti’den Jimmy Panetta toplantı sonrası, Al Jazeera’ya verdiği demeçte, “Azınlık hakları ve insan hakları gözetilmeden ilerleme mümkün değil. Süveyda’daki şiddet, Şam’ın zayıflığını gösteriyor. Yardım paketi bir başlangıç, ama Şam’ın reform taahhütleri olmadan destek sınırlı kalır” dedi.
‘Pragmatik dönüş’
Reuters, görüşmeleri “ABD’nin Suriye politikasında pragmatik bir dönüş” olarak yorumladı, ancak azınlık hakları ve Kürt meselesinde Şam’ın taahhütlerinin belirsizliğini koruduğuna dikkat çekti.
Chatham House analisti Haid Haid ise şu yorumu yaptı: “Güvenlik tamponu kağıt üzerinde etkili ama Şam’ın merkeziyetçilik ısrarı ve Kürt direnci uygulanabilirliği zorlaştırıyor. Uzun vadede istikrarsızlık riski yüksek.” HABER MERKEZİ
***
HTŞ hapishanelerinde 56 kişi öldürüldü
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), HTŞ rejimine bağlı hapishanelerde 2025’in Ocak-Ağustos ayları arasında en az 56 kişinin öldürüldüğünü rapor etti. Ölenler arasında farklı mezheplerden siviller, kamu görevlileri, eski subaylar, avukatlar, bir fotoğrafçı ve Avrupa’dan aile ziyareti için gelen gençler bulunuyor.
SOHR’a göre infazlar, Askerî Operasyonlar Komutanlığı, Genel Güvenlik birimi ile Humus, Şam ve Deyrezor’daki polis ve istihbarat birimleri tarafından gerçekleştirildi. Raporda, işkencenin sistematik bir öldürme yöntemi olarak kullanıldığı vurgulandı. SOHR, bu suçların geçiş hükümetine bağlı güvenlik birimlerince işlendiğini belirterek, insan hakları ihlallerine karşı acil önlem çağrısı yaptı. ŞAM







