Savaşa karşı ayaklanmalıyız

• Qilebanlı siyasetçi kadınlar, Türk devletinin askeri hareketliliğini yakından gördüklerini belirterek, KDP’yi içerisine girdiği yanlıştan dönmeye çağırdı. Kadınlar, ayrıca savaşın son bulması için Kürt halkının ulusal birliğini inşa etmesi gerektiğine işaret etti. 

Başûrê Kurdistan’ı fiili olarak işgal eden faşist, sömürgeci Türk devleti, Medya Savunma Alanları’nın yanı sıra, Bakurê Kurdistan’ın Cûdi, Gabar ve Besta alanlarına dönük saldırıları devam ediyor. Aynı zamanda Kürdistan Demokratik Partisi’nin (KDP) işbirliği ile Şengal ve Mexmûr Kampı’na yönelik saldırılar da sürüyor. Mexmûr’a dönük son 6 ayda 3 kez insansız hava araçlarıyla saldırı düzenlenirken, sonuncusu 5 Temmuz’da gerçekleşti. 

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Uludere (Qileban) İlçe Eşbaşkanı Zilan Yaman,  HDP İlçe yöneticileri Leyla Hilal ve Heybet Urun saldırılara ilişkin Jinnews’ten Rojda Aydın’a konuştu.

Barzani olmasaydı Türk devleti oraya giremezdi

Türk devletinin Başûrê Kurdistan’a yönelik saldırılarını kınayan,  HDP Qileban İlçe Eşbaşkanı Zilan Yaman, “Saldırılara karşı Kürt halkı asla geri adım atmadı. Biz savaş ve ölüm istemiyoruz. Yıllardır onurlu bir barış için mücadele ediyoruz. Ancak AKP ve MHP iktidarı savaştaki ısrarını sürdürüyor” dedi.  

Türk devletinin orada ne işi olduğunu soran Yaman, kimyasal silah kullanımana dikkat çekti. Yaman, Cûdi, Gabar ve Besta’ya yapılan bombalamaların sesini duyduklarını da dile getir. 

KDP’nin ihanetine de vurgu yapan Yaman, “Barzani Kürt halkından ne istiyor? Neden bu ihaneti yapıyor? Bu savaştaki çıkarı nedir?“ diye sordu. 

Kürt halkının Barzani ailesinin ihanetiyle defalarca yüz yüze kaldığını dile getiren Yaman şöyle devam etti: “Barzani, devlet tarafında olmaktan vazgeçmeli, halkın tarafında olmalı. O izin vermeseydi Türk devleti bugün oralara giremezdi. Tek isteğimiz, Barzani’nin bir an önce bu saldırılara son vermesidir. Kürt halkı ayağa kalkmalı ve bu saldırılara karşı tepki göstermelidir. Rusya, Ukrayna’ya saldırdığında bütün dünya ayağa kalktı. AKP iktidarı da bugün Başûr’a saldırıyor. Ukrayna’ya destek olanlar neden Başûr için ses çıkarmıyor? Nerede bu dünya halkları? Neden bu kadar sessizlik var?”  

Kürtlere düşmanlıktan ülkeyi tahrip ediyor

HDP İlçe yöneticisi Leyla Hilal ise, Kürt halkına dönük saldırıların uzun süredir devam ettiğini dile getirerek: “Devlet gerçekten halkın sorunlarıyla ilgilenseydi ekonomik krizi de çözerdi. Hem savaştan dolayı hem de ekonomik kriz nedeniyle gençlerimiz yüzlerini Avrupa’ya dönüyorlar” dedi.

Halkın açlıkla yüz yüze olduğu böyle bir süreçte Türk devletinin  Başûr’a yönelik saldırısını Kürtlere duyduğu düşmanlıktan geldiğini belirten Hilal, şöyle devam etti: Türk devleti, Kürt halkına duyduğu düşmanlıktan dolayı ülkeyi tahrip etmek istiyor ve ettiğini de görüyoruz. Devlet politikası Kürt halkına düşmanlık üzerine kuruludur. Düşmanlık yapacağına ekonomik krize çözüm bulmaya çalışsın. Kendi çıkarları için Başûr topraklarına saldırıyor. İlçede her gün hareketlilik var. Tanklara toplara ayırdıkları bütçeyi ekonomik krizi çözmek için kullansınlar.” 

KDP yanlıştan dönmelidir

Türkiye’nin saldırılarının, Kürt halkını yok etmeye dönük olduğuna işaret eden Leyla Hilal, “Kürt halkı hiçbir zaman yok olmadı ve olmayacak. Kürt sorunu çözülmüş olsaydı bugün bu halde olmazdık. Kürt sorunu çözülmeyene kadar Türkiye ciddi kazanımların sahibi de olamaz. Bu saldırılar, halkın öfkesini daha çok büyütüyor. Çözüm sürecinde Türk ve Kürt halkının ne kadar yakınlaştığını hepimiz gördük. O süreç, Türkiye’nin gelişimini de olumlu anlamda etkilemişti. 30 yıldan fazladır Kürt halkına dönük saldırılar var. Bunlar gittikçe arttı ve bütün dünyaya yayıldı. Hiçbir sorun savaşla çözülmez. KDP’nin yaklaşımı yanlıştır. Bu yanlıştan dönmelidir. KDP’nin bu saldırıların bir parçası olması utanç vericidir. Biz onunla bir birlik istemiyoruz, çünkü büyük ihanet etti” diye belirtti. 

Kadınlar, devlet ve erkek zihniyetine boyun eğmedi 

Türkiye ve KDP’nin işbirliğini kınayan HDP İlçe yöneticisi Heybet Urun, Kürt halkının tüm saldırılara rağmen ayakta durmaya devam ettiğini vurguladı. Urun, “Kürt halkı hiçbir zaman boyun eğmedi ve mücadeleden vazgeçmedi. Türk devleti, Kürt halkını ve onun özgürlük mücadelesini bitirmek istiyor. Bu saldırılar karşısında en büyük yük kadınların omuzlarındadır. Kadınlar, savaş, devlet ve erkek zihniyeti karşısında hiçbir zaman boyun eğmedi ve direndi. Kürt kadınları, çocukları için her zaman bu mücadelenin en ön saflarında yer aldılar. Savaşa karşı durdular” diye konuştu. 

Ulusal birlik inşa edilmeli 

Qileban’ın Başûrê Kurdistan’a sınır olduğunu dile getiren Urun, askeri hareketlilikleri çok yakından gördüklerini dile getirdi. Qileban’da Kürt halkına özel bir politika uygulandığını söyleyen Heybet Urun şunları kaydetti: “Bu bölgede ekonomik olarak çalışma koşulları olmadığı için çocuklarımız koruculuk yapmak zorunda bırakılıyor. Gençlerimiz ve çocuklarımız üzerinde çok büyük baskılar var. Korucu olanların yüzünü Başûr’a çeviriyorlar. Her gün gözümüzün önünde askeri hareketlilik yaşanıyor. Bu durum, bizim için büyük bir acı. Artık savaş ve ölüm istemiyoruz. Bu savaşın son bulması için Kürt halkının ulusal birliğini inşa etmesi gerekiyor. Birlik olunduğu zaman bu savaşlar da son bulur. Bir insan nasıl halkına ihanet eder? Vicdanları böyle bir şeyi nasıl kabul eder? Ona sadece şunu söylüyoruz; ‘Bu ihaneti bırak’. Sadece Başûr değil bütün Kürdistan halkı bu savaşa karşı ayaklanmalı ve iradesini ortaya koymalı.”   

HABER MERKEZİ