Seçim kazanmak için bir savaşa ihtiyaç var

Forum Haberleri —

.

.

  • AKP-MHP’nin Suriye, Irak, Libya ve Doğu Akdeniz’de giriştiği macera anlaşılan beklenen heyecanı yaratmadı. İçerde çoğunluğu kaybetmiş cumhur ittifakı, kendisine yeni ortaklar bulamazsa iktidarını kaybedecektir.

Şükrü GEDİK

Türkiye’nin siyasi geleceği iyice belirsiz bir hale gelmiştir. Siyaset kurumu tıkanmıştır. Düşünce üreten, çözüme odaklanan arayışlar yerine, mevcut partiler bölünerek yeni partilere dönüşmekte ve Türkiye’nin siyasi açmazlarına yenileri eklenmektedir. Açıktan dillendirilmese de bir seçim havasına girildiği anlaşılmaktadır. Yeni arayışlar, yeni ittifaklar üzerinde tartışılmakta, fikir jimnastiği yapılmaktadır. AKP-MHP faşist İktidarı, kaybetme riskinden dolayı erken veya baskın seçime sıcak bakmasa da uygun bir zaman ve zemin oluşturmaya çalıştığı da bilinmektedir. AKP-MHP’nin cumhur ittifakı çoğunluğu kaybettiği için yeni ortaklara ihtiyaç duymaktadır. Meral Akşener’e “eve dön” çağrısı da bu ihtiyaçtan kaynaklanmaktadır. Muhalefet bloğunu parçalamak için de yoğun çaba içinde olacaklardır.

İçerde çoğunluğu kaybetmiş cumhur ittifakı, kendisine yeni ortaklar bulamazsa iktidarını kaybedecektir. Bu kaybetme riskini bertaraf etmek için dış siyasette yeni maceralara gereksinim duymaktadır. Saldırgan ve yayılmacı politikalara umut bağlayan iktidar, milliyetçilik ve dincilik söylemi üzerinden kendi kitle tabanını konsolide etmektedir. Kontrollü gerilim yaratarak, sahte kabadayılık pozlarına bürünerek, liderlik ekseninde politika yürütüp caka satmaktadır. Dış politikadaki saldırganlık, iç politikanın hizmetine girdiği oranda sürdürülecektir. Suriye, Irak ve Libya macerası beklenen heyecanı yaratmadı. Girdiği bataklıktan nasıl çıkılacağı dahi bilinmemektedir. Bu savaş halinin ekonomiye bindirdiği yükün altında kalkamaz duruma gelmişlerdir. Fakat yine de sahte zaferlere ihtiyaç duyulmaktadır. Doğu Akdeniz’de giriştiği macera ne kadar oya dönüşür bilinmez ama, Yunanistan ile restleşme aşamasına gelinmiş oldu.

Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki gerginliğin tarafı olarak Azerbaycan ile ortak askeri tatbikatlara girişti. Çatışmalı ortamdan fayda sağlamak için, ihtiyaç duyulduğu zaman devreye sokulmak üzere bu gerilimi yedekte bekletmektedir. İlerde körüklenmeye müsait bir konu olan Ermenistan ve Azerbaycan gerilimini kullanma zeminini hazırlamış oldu. Çözüm yerine iki ülke arasındaki ateşe körükle dalmayı tercih etti.

Seçim kazanmak için sahte zaferlere ihtiyaç duyduğunu belirten AKP’nin faşist şefi Erdoğan, bunu açıktan da dillendirmiş oldu. Bayram mesajında “Irak, Suriye ve Libya’da, geniş bir coğrafya da zaferler elde etme...” nakaratına, “Doğu Akdeniz zaferini” de eklemekte fayda var. Savaş gemilerinin korumasında Oruç Reis adlı sismik araştırma gemisi çalışmalarına başladı. Yandaş medya tam bir savaş havası içinde hücum botlarının yunan adaları etrafında devriye turlarını manşete taşıdılar. Karşılıklı restleşmeler sürerken, Fransa iki savaş jetini Kıbrıs’a konuşlandırdı. Bütün bu kargaşayı yaratmanın asıl amacı gerilim siyasetiyle sonuç almayı yöntem olarak seçmiş olmasından kaynaklanmaktadır.

İç siyasette deneyip sonuç aldığı çatışmalı ortam yaratma taktiğinin uygulanması, bundan böyle sonuç verecek durumda değildir. Şiddetti kullanma limiti dolmuştur. 2015 te Ceylanpınar’da iki polisin vurulması ile başlayan kanlı sürecin meyvelerini topladı. Kaybettiği seçimi yeniden kazandı. Sistem değişikliğine gitti. Tek adam yönetimini tesis etti. Cumhur ittifakı kurarak iktidarda kalmanın süresini biraz daha uzattı. Artık yolun sonuna gelmiştir. İçerde kazanmanın yolu dışarıda gerilim ve saldırganlık politikaların vereceği sonuca kalmıştır. Küçük çaplı bir savaş bile faşist iktidarın işine çok yarayabilir.

İktidar hırsı ve kişisel ihtirasları uğruna bir savaşı göze alacak kadar gözü kara oldukları bilinmektedir. Kendi çıkarları uğruna Türkiye’yi de halkı da harcamaktan asla çekinmeyeceklerdir. Ülkenin kaderini kendi kaderlerine bağladıklarını öteden beri dile getirmektedirler. Bu nedenle ülkeyi şiddet sarmalında tutarak kendilerini vazgeçilmez kılmaktadırlar.

Türkiye, Suriye’de, Irak’ta, Libya’da ve Doğu Akdeniz’de yaşadığı karmaşalı dış politikanın faturasını er ya da geç çok ağır ödemek zorunda kalacaktır. Daha şimdiden ekonomik göstergeler işin rengini beli etmeye başlamıştır. Kürt düşmanlığındaki kör inatlaşma yüzünden, yürütmek zorunda kaldıkları özel savaşın, Türkiye ekonomisine bindirdiği ağır yükü itiraf etmek zorunda kalmışlardır. AKP şefi, ekonomik çöküşün gerekçesini utangaç da olsa “terörle mücadele“ ye bağlamaktadır.

Faşist iktidar kendi geleceğini şiddete ve savaşa dayandırarak ayakta kalmaktadır. Savaş tamtamlarından medet umarak, bir seçim daha kazanır mı? bilinmez ama gidici olduğuna dair çok sayıda emare var. AKP-MHP faşist iktidarın gidişini hızlandırmak için toplumsal muhalefetin örgütlü gücünü mutlaka ortaya çıkarmak gerekmektedir.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.