Şerife’nin sesi, nefesi ve isyanıyız!

Kadın Haberleri —

Şerife Muhammedi

Şerife Muhammedi

  • DEM Parti Kadın Meclisi Şerife Muhammedi’ye ilişkin yaptığı açıklamada, “Tüm kadınları; Şerife Muhammedi’ye verilen idam cezasının onaylanmasına karşı ‘Jina Mahsa Amini’nin saçının her teli isyanımızdır’ diyerek dayanışmayı büyütmeye çağırıyoruz” dedi.
  • Usulsüzlükler devam etmesine rağmen  idam kararının onaylandığını ifade eden Avukat Amir Reisiyan: “Karar onaylanmasına rağmen, yeniden yargılama için yasal yolları kullanmaya devam edeceğiz ve bu cezayı bozmak için çaba göstereceğiz”

İran’da işçi hakları aktivisti Şerife Muhammedi’nin idam cezası, Yargıtay 39. Dairesi tarafından kesinleşti. Avukat Amir Reisiyan,  yaptığı açıklamada, daha önce aynı mahkemenin usul hataları nedeniyle iptal ettiği cezanın, bu kez aynı eksiklikler devam etmesine rağmen onaylandığını belirtti. Muhammadi’nin avukatı, yasal yollarla idam cezasının durdurulması için mücadelelerini sürdüreceklerini ifade etti. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Kadın Meclisi ve Bakur Kürt Kadın Birliği Platformu Şerife Muhammedi’nin idam cezasının onanmasına ilişkin yaptığı açıklamada tüm kadınlara idam kararına karşı tepki göstermesi çağrısında bulundu.

Hatalara rağmen yargıtay onayladı

Hengaw İnsan Hakları Örgütü'ne ulaşan rapora göre, siyasi tutsak Şerife Muhammedi'nin idam cezası Yargıtay tarafından onaylandı. Avukat Amir Reisiyan, Şark gazetesine yaptığı açıklamada müvekkili Şerife Muhammedi’nin Reşt Devrim Mahkemesi 1. Dairesi tarafından verilen idam cezasının, silahlı eylemlerle bağlantısının kanıtlanamaması ve kolluk kuvvetlerinin raporundaki eksiklikler gibi nedenlerle Yargıtay tarafından bozulduğunu hatırlattı. Dosya, eşdeğer bir mahkeme olan Reşt Devrim Mahkemesi 2. Dairesi’ne gönderilmiş, ancak bu mahkeme de yalnızca kolluk raporuna dayanarak tekrar idam cezası vermişti.  Avukat Amir Reisian, yaptığı açıklamada şunları söyledi: "Daha önce çok sayıda usulsüzlük nedeniyle idam cezasını bozan Yargıtay 39. Şubesi, bu kez aynı usulsüzlükler devam etmesine rağmen Devrim Mahkemesi'nin kararını onayladı. Karar onaylanmasına rağmen, yeniden yargılama için yasal yolları kullanmaya devam edeceğiz ve bu cezayı bozmak için çaba göstereceğiz”

Yargı bağımsız değil

Hengaw, daha önce Şerife Muhammedi'nin idam kararına ilişkin bir belgeye dayanarak şunları yazmıştı: "İran İstihbarat Örgütü, örgüt üyelerini belirlemek için tek yetkili uzman mercidir ve Gilan Eyaleti İstihbarat İdaresi ile Kürdistan Eyaleti İstihbarat İdaresi'nin tüm raporları dosyaya eklenmiştir. Bu raporlar, sanığı Komala örgütü ve Koordinasyon Komitesi üyesi olarak tanımlamıştır." Bu, İran İslam Cumhuriyeti yargı sisteminin bağımsız olmadığını ve güvenlik kurumlarının yargı sistemine müdahalesini açıkça gösteren bir belgedir.

İsyanımızı büyütüyoruz!

DEM Parti Kadın Meclisi, Şerife Muhammedi’ye verilen idam cezasının onanmasına ilişkin yazılı açıklama yaptı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Dünyanın neresinde olursa olsun kadınlara yönelik her saldırıyı kendi bedenimize yönelmiş kabul ediyor, buna karşı isyanımızı büyütüyoruz. Kadınların yaşamlarını ve direnişlerini hedef alan faşist Molla rejimi, erkek egemen iktidarını sürdürmek için bir kez daha insanlığa, kadınlara karşı suç işlemiştir. Hak ihlallerine, şiddete, sömürüye ve adaletsizliğe karşı mücadele eden Şerife Muhammedi’ye verilen idam cezası; hak temelli bir hukuk düzeninin değil, erkek egemenliğini besleyen ve kadınların yaşam hakkını hedef alan bir sistemin ürünüdür. Kadın özgürlük mücadelesi yürüten yüzlerce kadın, bu kadın düşmanı rejimin daha önce de hedefi olmuştur. Her sıkıştığında yargıyı sopa olarak kullanan, erkekliğini hukukun arkasına gizleyerek büyüten bu sistemlere karşı sessiz kalmadık, kalmayacağız. 

Hukuk eliyle meşrulaştırılyor

İşçi ve kadın haklarını savunduğu için ‘devlet adına kara propaganda yapmak’ suçlamasıyla idama mahkûm edilen Şerife Muhammedi’nin sesi, nefesi ve isyanı biziz. Onun yargılanması, İran’daki sömürünün ve kadına yönelik şiddetin ‘hukuk’ neliyle nasıl meşrulaştırıldığının açık göstergesidir. Tüm kadınları; Şerife Muhammedi’ye verilen idam cezasının onaylanmasına karşı ‘Jina Mahsa Amini’nin saçının her teli isyanımızdır’ diyerek dayanışmayı büyütmeye çağırıyoruz. Bu dayanışmayı büyütmek, bulunduğumuz her coğrafyada erkek egemen sisteme karşı eşitlik ve özgürlük mücadelemizi büyütmek demektir. Şiddete ve sömürüye karşı yaşamımızı, emeğimizi savunarak özgür ve eşit bir yaşamı inşa edeceğiz. İnancımızla, kararlılığımızla ve ‘Jin jiyan azadî’ şiarımızla Şerife Muhammedi’nin sesi ve nefesi olacağız.” 

Kadınların sesini yükseltelim

Bakur Kürt Kadın Birliği Platformu da  Şerife Muhammedi’ye ilişkin  yaptığı yazılı açıklamada, İran rejiminin her yıl Kürt halkına, özellikle de kadınlara karşı sert ve baskıcı politikalar izlemeye devam ettiği kaydedildi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “2022 yılında Jina Emînî’nin katledilmesinin ardından başlayan kadınların direniş eylemleri artmış ve birçok kadın tutuklanmıştır. Bu kadınlar arasında özgürlük mücadelesinin sembollerinden biri olan Şerîfe Mihemed’in adı öne çıkmaktadır. Biz, Bakur’daki Kürt Kadınları Birliği Platformu olarak baskı altında bulunan tüm kadınlara destek veriyor; özellikle uluslararası kamuoyunu, insan hakları kuruluşlarını ve basını Şerîfe Mihemed’in ve diğer tutuklu kadınların sesini yükseltmeye çağırıyoruz. İran rejimine karşı uluslararası baskı uygulanmasını, Şerîfe Mihemed’in idam kararının iptal edilmesini ve kadınlara yönelik tüm baskıcı uygulamaların sona erdirilmesini talep ediyoruz.” 

Şerife Muhammedi kimdir?

İran’ın Reşt kentinde yaşayan Şerife Muhammedi, Temmuz 1979’da Azerbaycan Eyaleti’ne bağlı Miyaneh ilçesinin bir köyünde dünyaya geldi. Kalabalık bir ailenin çocuğu olan Şerife Muhammedi, iki abla ve iki abisiyle büyüdü. Çocukluk yıllarında ailesiyle birlikte Karaj’a taşınan Şerife, burada ortaöğrenimini tamamladı. Daha sonra Tahran Üniversitesi’nde Endüstriyel Tasarım bölümünden mezun oldu ve bir inşaat mühendisliği şirketinde meslek hayatını sürdürdü. 2011’de oğlu Aydın’ı dünyaya getiren Şerife, ailesi tarafından “sakin ve aile dostu” bir kişi olarak tanımlanıyor. Hayatının büyük bir kısmını 13 yaşındaki oğlunun bakımına ve yetiştirilmesine adadı.

Ne olmuştu?

Şerife Muhammedi, 5 Aralık 2023 tarihinde Reşt’teki evinde İstihbarat İdaresi güçleri tarafından şiddet kullanılarak gözaltına alındı. Senendec İstihbarat İdaresi sorgucuları tarafından zorla itiraf alınması için fiziksel ve psikolojik baskıya maruz kaldı. 14 Aralık 2023’te “devlete karşı propaganda yapmak” suçlamasıyla tutuklandı. 4 Temmuz 2024’te İran Devrim Mahkemesi tarafından idam cezası verildi. Yapılan itirazlar sonucu geçen yıl 12 Ekim’de Şerife Muhammedi’ye verilen idam cezası bozuldu. 13 Şubat’ta İran Reşit Devrim Mahkemesi 2. Dairesi Şerife Muhammedi hakkında bir kez daha idam cezası verdi.

Baskı ve psikolojik şiddet

Şerife Muhammedi, Reşt’teki Lakan Cezaevi’nden yazdığı bir notta, sorgucuların kendisini yalan itiraflara zorladığını ifade etti. Gözaltı sürecinde aylarca tek kişilik hücrede tutulduğunu ve fiziksel ile psikolojik baskılara maruz kaldığını belirtti. Yeni idam cezasının oğlunun doğum gününde ve aile görüşmesi öncesinde kendisine bildirildiğini yazarak bunu “psikolojik işkence” olarak nitelendirdi. Notunda, “Böyle adaletsiz ve zalimce bir cezayı hak edecek hiçbir şey yapmadım” diyerek, adil olmayan koşullara boyun eğmeyeceğini vurguladı.

Sembol haline geldi

Şerife Muhammedi’nin davası, İran’daki işçi aktivistlerine yönelik baskının bir sembolü haline geldi. Kendisine verilen ilk idam cezası, hem İran içinde hem de uluslararası alanda büyük protestolara yol açtı. İşçi sendikaları, sivil ve siyasi aktivistler ile Amnesty International gibi insan hakları örgütleri cezayı iptal etmeye çağırdı. İran İnsan Hakları Merkezi, Dünya İşçi Günü vesilesiyle yayımladığı bir raporda, son bir yılda 2 binden fazla İranlı işçinin güvensiz çalışma koşulları nedeniyle hayatını kaybettiğini bildirdi. Ayrıca, Şerife Muhammedi dahil 19 işçi aktivistinin hapiste olduğunu ve barışçıl sendikal faaliyetlerin ağır güvenlik suçlamalarıyla karşı karşıya kaldığını belirtti. Merkez, bu durumun İran hükümetinin bağımsız işçi örgütlerinin oluşumunu engelleme çabasını yansıttığını ifade etti. HABER MERKEZİ

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.