Fiziki özgürlüğün eşiğindeyiz
Dosya Haberleri —
- Şu görüldü: Dünya en az Kürdistan kadar arayış içerisindedir, yeni alternatif arayışı var, kapitalist modernite sistemi ve ulus-devlet egemenliği altında herkes boğulmuş. Önder Apo’nun demokratik modernite paradigmasının bir gelişme yarattığını görüyoruz. ‘Jin Jiyan Azadi’ devrimi Kürdistan parçalarından dünyaya yayıldı, bu yepyeni bir gelişmeyi ifade ediyor.
- Özgürlük Hareketi'nin ve Kürt halkının ömrünü bir yıl olarak biçenler bir yıl sonra kendi düşüncelerinin ömrünün bittiğini yaşar duruma da gelebilirler. Başkasına ömür biçersen bu kendine de ömür biçmek gibi bir durumu ifade eder. Küresel Özgürlük Hamlesi daha etkili bir düzeye getirilirse, yeni bir sürecin önünün açıldığı bir durumla karşı karşıya kalınabilir.
- Önder Apo 3. Dünya Savaşı'ndan çıkış açısından hep ara çözümlerden ya da yan yana ortak çıkışlardan söz etti. En azından böyle bir süreci daha etkili geliştirmek mümkün olabilir ama daha ötesinde sonuç almak, Özgürlük Mücadelesinde daha başarılı sonuçları ortaya çıkarmak yaşanabilir. Bu Önder Apo’nun fiziki özgürlüğüyle sonuca götürülebilir.
DURAN KALKAN
Kürdistan Özgürlük Mücadelesi Kuzey Kürdistan’dan çıkıp Kürdistan’ın diğer parçalarını etkiledi. Kürdistan’dan çıkıp çevresini Ortadoğu’yu belli düzeyde etkiledi ama Küresel Özgürlük Hamlesi bunu küresel bir hareket haline getirdi. Öncesinden de gelen, kadın özgürlük mücadelesi, gerilla direnişinin etkileri belli bir zemin yaratmıştı ama Küresel Özgürlük Hamlesi'yle bütün bunlar birleştirildi, planlandı, demokratik modernite paradigmasının bütün dünyada hayata geçirilmesi doğrultusunda bir devrimci çalışma haline geldi. Demokratik modernite devrimi Kürdistan’dan çıkarak bölgesel ve küresel bir devrim hareketi, bu doğrultuda bir devrimci çalışma düzeyi kazandı. Bu da büyük bir hakikattir.
Dünya arayış içinde
Şu görüldü: Dünya en az Kürdistan kadar arayış içerisindedir, yeniliğe açıktır, yeni alternatif arayışı var, mevcut kapitalist modernite sistemi ve ulus-devlet egemenliği altında herkes boğulmuş, toplumlar çürüyorlar, baskı ve zulüm altındalar, yaşayamaz durumdalar. Dolayısıyla nefes almak yaşamı yeniden yaratmak istiyorlar, böyle bir arayış içindeler. Önder Apo’nun geliştirdiği demokratik modernite paradigması kadınlara, gençlere, işçi ve emekçilere dünyanın dört bir yanına ulaştırıldığında böyle bir gelişme yarattığını görüyoruz. Bu gerçekten de bir dünya gençlik hareketini yarattı, dünya kadın özgürlük devrimini ortaya çıkardı. ‘Jin Jiyan Azadi’ devrimi Kürdistan parçalarından bölgeye ve dünyaya yayıldı, insanlık artık Kürtçe yürüyor, kadın özgürlüğü öncülüğünde yürüyor. 21. yüzyılın temel devrimci gerçeğinin kadın özgürlüğü temelindeki toplumsal özgürlük devrimi olduğunu gösteriyor ve bunun temel sloganı ‘Jin Jiyan Azadî’ oldu. Daha şimdiden bir somutlaşmayı yaşadı, pratikleşen hakikat haline geldi ve önü açıktır. Her türlü gelişmeyi yaratabilecek bir özelliğe sahiptir. Eğer saptırılmazsa, hata yapılmazsa, sağa sola kaydırılmazsa, çeşitli provokasyonlara, dış saldırılara, özel savaş saldırılarına kurban edilmezse, doğru anlaşılır ve uygulanırsa, şimdiden yüzyıla damgasını vuran ve 21. yüzyılı gerçekten de 20. yüzyılın başında devrimcilerin, sosyalistlerin dillendirip de gerçekleştiremedikleri ‘yeni bir dünyanın, alternatif bir dünyanın’ 21. yüzyılda yaratılmasını sağlayacak bir başlangıcı ortaya çıkarmış durumdadır. Bu gerçekten de çok önemlidir, çok ön açıcı, ufuk açıcı bir durumdur. Devrimi, devrimciliği, devrimci mücadeleyi doğru anlamak açısından ve geliştirmek açısından yepyeni bir gelişmeyi ifade ediyor.
Hamlenin ilk sonuçları
‘Hamle’ dedik acaba sadece bir kavram olarak mı kullandık dememek gerekiyor. Öyle bakılmamalıdır. Önemli sonuçları daha şimdiden var ve bunları zafere götürecek bir potansiyeli de var, önü bu düzeyde açıktır. Mücadeleyi bu düzeye getirdi. On yıldır Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin verdiği kararı Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi gündemine alıp tartışmıyordu. 2024, 17-19 Eylül’ünde gündeme alıp tartışmak zorunda kaldı. Çünkü şunu hesap ediyorlardı. 18 Mart 2014’te AİHM kararı verdi ama 30 Eylül 2014’te de ‘Çöktürme Eylem Planı’ denilen, gerillayı ezmeyi, PKK’yi tasfiye etmeyi, dolayısıyla Önder Apo’yu örgütsüz ve halk desteksiz bırakmayı hedefleyen bir topyekun faşist soykırımcı saldırı planını AKP-MHP faşizmi ve onun arkasındaki Kürt soykırımını desteleyen küresel kapitalist modernite sistemi ortaya çıkardı. AİHM’in kararı bir tarafa bırakıldı. ‘Niye Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi gündemine almadı, bu kadar süre erteledi’ diyorlar. Çünkü AİHM’in kararı yerine ‘Çöktürme Eylem Planı’na geçildi onun için uygulanmadı. O planın sonuçlarını bekliyorlardı. Umut ediyorlardı ki, bu temelde gerilla ezilir, PKK tasfiye olur, Kürt halkı sindirilir, dolayısıyla Önder Apo örgütsüz ve halk desteksiz hale getirilir. O durumda zaten Önder Apo’nun yapacak bir şeyi kalmamış olarak AİHM’in kararını gündeme getireceklerdi. Tıpkı en son Yaser Arafat’a uyguladıkları benzer bir yöntemi daha derin bir biçimde Önder Apo’ya da uygulamış olacaklardı, öylece AİHM’in kararı görüşülmüş ya da görüşülmemiş, Önder Apo’ya umut hakkı verilmiş, verilmemiş herhangi bir ideolojik-siyasi değeri kalmayacaktı, çünkü pratik etkinliği oluşmayacaktı. Pratik etkinliğini oluşturacak güçler ortadan kalkmış olacaktı. Beklenti ve hesap buydu. Bunun için yıllar yılları kovaladı, 2024 yılında gündeme alıp tartışmak zorunda kaldılar. Böyle bir zorunluluğu biraz da Küresel Özgürlük Hamlesi ortaya çıkardı. Gördüler ki, Çöktürme Eylem Planı'nın hedefleri doğrultusunda sonuç almanın ötesinde PKK devrimi Kürdistan sınırlarını da aşıyor, Apocu Özgürlük Devrimi bölgesel ve küresel bir yayılma yaşıyor. Şimdi aslında bunu nasıl engelleyeceklerini hesap ediyorlar, tartışıyorlar. Bunun arayışları içerisindeler. Bir yıl daha TC’nin istemi üzerine zaman verdiler. İmha ve tasfiye saldırısı bir yılda tamamlansın diye hesap ettiler. AKP-MHP faşizminin kendini kandıran, herkesi de kandırmaya çalışan propagandası ve talebi Avrupa Konseyi siyasi organı Bakanlar Komitesi'ni de böyle bir karar almaya, yeni bir zaman vermeye götürdü.