Şırnak'ta 8 kişi daha tutuklandı

- Şırnak'ta gözaltına alınanlardan 8 kişi daha tutuklandı. Serbest bırakılan yurttaşların, darp edildikleri, tehdit ve hakarete maruz kaldıkları, avukatsız "sohbet" adı altında istihbaratçılar tarafından farklı odalarda sorgulandıkları belirtildi. Yurttaşlar, yaşadıklarına ilişkin İnsan Hakları Derneği (İHD) Şırnak Şubesi'ne başvuruda bulunarak hukuku yardım talebinde bulundu.
Şırnak'ın Cizre ilçesinde İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun Meclis Genel Kurulu'nda Halkların Demokratik Partisi'ni (HDP) hedef göstermesinden sonra HDP Cizre İlçe Örgütü binasıyla eşzamanlı olarak ev baskınları yapılmıştı. Aynı gün içinde Şırnak ve ilçeleri Silopi ve Cizre'de 36 eve yapılan baskınlarında 30 kişi gözaltına alınmıştı. 11 Aralık'ta yapılan ev baskınlarında gözaltına alınan 30 kişiden Emin Kalkan ve Abdullah Kaçmaz daha önce tutuklanmıştı. HDP Gençlik Meclisi Üyeleri Mehmet Miraç Dinç, Delil Ürek, TJA Aktivisti Sümeyye Gök, HDP Silopi İlçe yöneticisi Tuncay İnal, Meya-Der üyesi Mela Kasım Yiğit, Ercan Yiğit, Umut Hakkulu, Abdi Saymak, Mikail Bayık ve Ercan Akkuş ifade işlemleri için önceki gün Şırnak Adliyesi’ne getirildi. Tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edilen Mehmet Miraç Dinç ve Sümeyye Gök, Delil Ürek, Tuncay İnal, Mela Kasım Yiğit, Ercan Yiğit, Ercan Akkuş ve Mikail Bayık tutuklanarak cezaevine gönderildi. Tutuklanan yurttaşların ters kelepçelenip cezaevine gönderilmesine avukatları tepki gösterdi.
Umut Hakkulu ve Abdi Saymak ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Gözaltında bulunan 12 kişinin de dün ifadelerinin alınması bekleniyor.
'Ağayı niye öldürdün?'
Adli kontrol şartıyla serbest bırakılan HDP Cizre İlçe yöneticisi Botan Em ve HDP Gençlik Meclisi Üyesi Rıdvan Türel, gözaltı süresi boyunca yaşadıklarını MA'ya anlattı. Sabah markete giderken gözaltına alındığını belirten Botan Em, zırhlı bir aracın önünün kestiğini ve kimliğini aldıktan sonra “aranan şahsı bulduk” diye telsizden anons geçtiklerini söyledi. Kısa bir süre önce elinin kırıldığını ve yeni alçıdan çıkardığı için polislere eline takılan kelepçenin fazla sıkılmaması için telkinde bulunduğunu ifade eden Em, buna rağmen polislerin kelepçeyi sıktığını ve elinin bu nedenle şiştiğini aktardı. Gözaltına alındıktan sonra bir süre zırhlı aracın içinde bekletildiğini, bu sırada polislerin “keyif sigarası yakalım” diyerek psikolojik baskı yaptığını kaydeden Em, “Sanki bir azılı suçluyu yakalamışlar havasındaydılar. Böyle yaparak psikolojik baskı yapmaya çalışıyorlardı” dedi.
Kelepçeli muayene
Daha sonra hastane kontrolüne görüldüğünü belirten Em, hastaneye götürüldüğünde başının sürekli zorla eğdirildiğini ve kaldırmak istediğinde ise şiddet yoluyla bastırıldığını söyledi. Doktor muayenesinde ellerinin kelepçeli olduğunu ve yanında polisin bulunduğunu aktaran Em, buna karşı çıktıklarında ise polislerin "konuşmayın, yoksa sizi vururum" diye tehdit ettiğini ifade etti.
Avukatsız sorgu yapıldı
Sağlık kontrolünden sonra Cizre İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne getirildiğini dile getiren Em, “Burada beni iki defa sorguya aldılar. Birincisinde neden HDP’ye gittiğimi, partide ne iş yaptığımı ve sokağa çıkma yasağında nerede olduğumu sordular. Daha sonra ailemi sordular. Bu görüşmeden sonra beni bu sefer 3. kata çıkardılar. Yapılan görüşmenin ifade olup olmadığını sorduğum zaman ‘sadece sohbet ediyoruz’ yanıtını verdiler. Sohbet etmek istemediğimi, bunun hukuksuz olduğunu ve avukatımı istediğimi belirtmem üzerine küfür edip hırpalayarak odadan çıkardılar” şeklinde konuştu.
Tek tokat vurdular
Adli kontrol şartı ile serbest bırakılan HDP Şırnak Gençlik Meclisi Üyesi Rıdvan Türel (23) de gözaltında üç defa sorguya çıkarıldığını ve hiçbir sorguda yanında avukatın bulunmadığını aktardı. Türel, şunları paylaştı: “İstihbaratçı olduğunu düşündüğüm kişiler beni 3. kata çıkardılar. Beni odaya alır almaz direk ‘ağayı niye öldürdün’ diye sordular. Olayla ilgimin olmadığını, olayı haberlerden öğrendiğimi ve o gün misafirlikte olduğumu söyledim. Mesnetsiz suçlamalarla karşı karşıya kaldım. Olayla ilgimin olmadığını söylediğim zaman tekme tokat beni döverek hakaret ettiler. Daha sonra ailemden konu açarak hepimizin ‘terörist’ olduğunu söylediler. Bunun üzerine onlara, kendi toprağımızda olduğumuzu ve onların buraya gelerek bizlere zulüm ettiklerini söyledim. Ondan sonra daha fazla üzerime gelerek beni darp ettiler. ÜÇ gün boyunca beni yine böyle odaya çektiler. Her seferinde avukatımı istediğim zaman bu yaşananları paylaştığım takdirde tekrar darp edeceklerini söyleyerek tehdit ettiler.” n ŞIRNAK















