Siyasi tutsakları bırakın

Siyasi tutsaklar
- Amed Barosu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM), eski HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş hakkında verdiği ikinci ihlal ve tahliye kararıyla ilgili Türkiye’nin itiraz süresinin 8 Ekim’de sona ereceğini hatırlatarak, “Selahattin Demirtaş'ın derhal ve koşulsuz olarak serbest bırakılması talebimizi yineliyoruz" dedi.
AİHM'in, Edirne F Tipi Cezaevi'nde bulunan eski HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş hakkında verdiği ikinci ihlal ve tahliye kararına ilişkin Türkiye’nin itiraz süresi 8 Ekim’de sona erecek. Amed Barosu, yaptığı açıklamada, AİHM’nin Demirtaş ile ilgili verdiği tahliye kararının uygulanması çağrısında bulundu. AİHM’nin kararlarının bağlayıcı olduğu hatırlatılan açıklamada, şunlar belirtildi: “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 8 Temmuz 2025 tarihli kararında, Sayın Selahattin Demirtaş'ın 2019 yılında yeniden tutuklanmasının hukuki temelden yoksun ve esasen siyasi saiklerle gerçekleştirildiği sonucuna varmıştır. Mahkeme, bu tutuklamanın Sayın Demirtaş'ın özgürlük ve güvenlik hakkı, makul sürede yargılanma hakkı ile tutukluluğun yargı denetimine tabi tutulması hakkını ihlal ettiğini belirtmiş, söz konusu uygulamanın demokratik kamuoyu tartışmasını ve seçilme hakkını engelleyen siyasi bir müdahale niteliği taşıdığını açıkça ifade etmiştir.”
Tutuklama siyasi karardı
Baro açıklamasında, AİHM'in Türkiye'yi, Demirtaş'ın serbest bırakılması ve benzer nitelikteki uygulamalara son verilmesi yönünde yükümlülük altına soktuğuna, daha sonra değerlendirdiği başvurularda da önceki ihlal kararına rağmen benzer gerekçelerle sürdürülen tutuklamaların siyasi nitelik taşıdığına ve yargı bağımsızlığını zedelediğine dikkat çektiğine işaret edildi. Açıklamada, "Kobanê davasında yargılanan ve halen tutuklu bulunan diğer siyasetçilerin durumunu da doğrudan ilgilendirdiğinden dosya kapsamında tutuklu bulunan tüm siyasetçilerin tahliye edilmesi gerekmektedir. Bu gereklilik, içerisinde bulunduğumuz toplumsal sürecin zorunlu bir adımı olarak görülmeli ve buna ilişkin yargısal kararların da süreci olumlu olumlu yönde geliştireceği göz ardı edilmemelidir" denildi.
İtiraz etmezse kesinleşir
AİHM kararına ilişkin itiraz süresi 8 Ekim 2025 tarihinde sona ereceğinden, bu tarihe kadar itirazda bulunulmaması halinde kararın kesinleşeceği bildirilen açıklamada, şunlar kaydedildi: “Sayın Selahattin Demirtaş'ın derhal serbest bırakılması yönündeki talep, hukukun üstünlüğü ilkesinin ve demokratik hakların korunması açısından hayati öneme sahip bir adım teşkil edecektir. Bu çerçevede, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin bağlayıcı nitelikteki kararları doğrultusunda, Anayasa'nın 90. Maddesi uyarınca uluslararası sözleşmelerin iç hukuk üzerindeki üstünlüğü de gözetilerek, Sayın Selahattin Demirtaş'ın derhal ve koşulsuz olarak serbest bırakılması talebimizi yineliyoruz. Ayrıca, benzer siyasi nitelikli tutuklamalara derhal son verilmesi ve yargı organlarının evrensel hukuk normlarına uygun şekilde hareket etmesi yönünde gerekli adımların atılması çağrısında bulunuyoruz.”
DEM Parti MYK açıklaması
DEM Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) 6-8 Ekim 2014’te yaşanan Kobanê serhildanına ilişkin yazılı açıklamada bulundu. O dönem yaşananlar ve HDP aleyhine siyasi bir operasyon ile davaya dünüşmesinin hatırlatıldığı açıklamada, Barış ve Demokratik Toplum sürecinin sacayaklarından birinin demokratik siyasete dönük yargı sopasının ortadan kaldırılması ve siyasetçileri serbest bırakılması olduğu vurgulandı. Açıklamada, şunlar kaydedildi: "Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin 17 Eylül’de açıkladığı kararda, AİHM’in Demirtaş ve Yüksekdağ kararlarının gereğinin yapılarak arkadaşlarımızın serbest bırakılması istenmiştir. Kobanê Kumpas Davasında gerekçeli karar açıklandıktan sonra AİHM’in 8 Temmuz 2025’te açıkladığı Demirtaş kararında ise yapılan yargılamanın hukuka aykırı olduğu bir kez daha ifade edilmiş, Demirtaş ve diğer tutukluların serbest bırakılması istenmiştir. Bu karar 8 Ekim 2025'te kesinleşmelidir. Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, Kobanê tutsakları ve tüm siyasi tutsakların özgürlüğü bir an evvel sağlanmalıdır. Barış ve Demokratik Toplum Sürecinin inşa edilmekte olduğu böylesi bir dönemde, hakiki ve toplumsal bir barışın gereği olarak, kumpas davasında yargılanan arkadaşlarımız özgürlüğüne kavuşmalı; 6-8 Ekim 2014’te yaşanan olaylara dair hakikat bütün boyutlarıyla açığa çıkarılmalıdır." AMED






