TEV-EKO: Tarihsel iradeyi sahipleniyoruz
Yurt Dışı Haberleri —

TEV-EKO
- Avrupa Kürdistan Ekoloji Hareketi TEV-EKO, PKK’nin 5-7 Mayıs 2025 tarihlerinde gerçekleştirdiği 12’nci Kongresi’ne ilişkin yaptığı açıklamada “TEV-EKO olarak bizler de Kürt Özgürlük Hareketi’nin ortaya koyduğu bu tarihsel iradeyi sahipleniyoruz” dedi.
PKK’nin 12’nci Kongresi’ne ilişkin yazılı bir açıklama yapan TEV-EKO, “Halkların özgürlük ve demokrasi mücadelesinde yeni bir dönüm noktasını temsil etmektedir” ifadelerini kullandı.
Kongre’nin ve ortaya çıkan iradenin sadece Kürt halkı için değil, Ortadoğu’nun ve dünya halklarının ortak geleceği açısından da tarihsel bir anlam taşıdığına vurgu yapan TEV-EKO, “Bu kararlılık, demokratik toplumun inşası ve demokratik uluslaşma perspektifi doğrultusunda güçlü bir siyasal iradenin beyanıdır” diye belirtti.
TEV-EKO açıklamasının devamında şunları kaydetti:
“Bugün gelinen aşamada, yarım asrı bulan özgürlük ve bir halkı savunma mücadelesi yeni bir form ve düzeye evriliyor. Yarattığı değerleri ve bu değerler uğruna verilen bedelleri minnetle ve bütün bilincimizle anıyoruz.
Doğanın talanı, kapitalist modernitenin insanlık dışı karakterinin bir yansımasıdır. Demokratik ulusun inşası, doğayla barışık, yerel yaşamı esas alan, demokratik ve özgürlükçü bir toplum modeliyle mümkündür. Bu bağlamda, ekoloji mücadelesi sadece çevresel bir sorun değil, aynı zamanda toplumsal özgürlüğün ve demokratikleşmenin temelidir.
TEV-EKO olarak bizler, Kürt Özgürlük Hareketi’nin ortaya koyduğu bu tarihsel iradeyi sahipleniyoruz. Aynı zamanda, ekolojik yıkımın ulus-aşırı niteliği göz önünde bulundurularak, bu mücadelede enternasyonal bir dayanışmanın hayati önemde olduğunu bir kez daha vurguluyoruz.
Ekolojik krizin sınır tanımayan etkileri, insanlık olarak ortak bir sorumluluğu üstlenmemizi zorunlu kılmaktadır. Bu nedenle, tüm ilerici çevre hareketlerini, ekolojik örgütlenmeleri ve ilgili uluslararası kurumları, hem bu tarihsel iradeyi tanımaya hem de çözümün bir parçası olmaya çağırıyoruz.
Demokratik ulus paradigması, sadece kimlik ve kültürlerin özgürce yaşamasını değil, aynı zamanda ekosistemlerin korunmasını, ekolojik dengenin yeniden kurulmasını ve doğayla uyumlu bir toplumsal yaşamı da kapsamaktadır. Bu bilinçle, içinde bulunduğumuz dönemi yalnızca politik değil, aynı zamanda etik-ekolojik bir dönüşüm süreci olarak görüyoruz. Kapitalist modernitenin yarattığı ekolojik yıkıma karşı, halkların ortak mücadelesini büyütmek, demokratik ekolojik toplumun inşasını hızlandırmak görevimizdir.
Bu vesileyle; başta Kürdistan halkı olmak üzere tüm dünya halklarını, demokratik toplum ve ekolojik yaşam mücadelesinde buluşmaya, omuz omuza vermeye çağırıyoruz.
Demokratik Ekolojik Toplumla Özgürlüğe şiarıyla mücadeleyi büyütelim!”