Türkiye de vekilleri de tecavüzcü

Dünya Haberleri —

  • Türk devletinin işgali altında tuttuğu Rojava Kurdistan’ı ve Suriye’nin kuzey bölgeleri hakkında 76 sayfalık bir rapor yayınlayan İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), Kürtlerin hak ihlallerinde doğrudan hedef olduğunu açıkladı.
  • İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün yayınlanan raporunda;“Mahpus Kürt kadınlar tecavüz de dahil olmak üzere cinsel şiddete maruz kaldıklarını ilettiler. Altı aylık küçük çocuklar anneleriyle birlikte hapsedildi” deniliyor.
  • HRW: “Türkiyeli yetkililer ihlallere sadece seyirci kalmanın ötesinde işgalci güç olarak sorumluluk taşımakta ve bazı durumlarda "güvenli bölge" olarak adlandırdıkları yerlerde açık savaş suçlarına doğrudan dahil olmaktadırlar.”

“Her şey Silah Zoruyla: Türkiye İşgali Altındaki Kuzey Suriye’de Hak İhlalleri ve Cezasızlık” başlıklı 76 sayfalık raporda, hak ihlallerine özellikle bölgede yaşayan Kürtlerin maruz kaldığı belirtildi. Keyfi gözaltı, hukuksuz alıkoyma, Mahpus Kürt kadınlarına tecavüz, cinsel şiddet ve işkence gibi eylemler belgelendi. İnsan Hakları İzleme Örgütü Ortadoğu Direktör Yardımcısı Adam Coogle rapora ilişkin değerlendirmesinde, “Kuzey Suriye'de, Türkiye'nin otoritesi altında yaşayanlara yönelik işkence ve zorla alıkoyma gibi süregelen ihlaller, Türkiye tarafından sorumluluk alınıp durdurulmadığı sürece devam edecektir” dedi. Coogle açıklamasında, "Türkiyeli yetkililer ihlallere sadece seyirci kalmanın ötesinde işgalci güç olarak sorumluluk taşımakta ve bazı durumlarda bariz savaş suçlarına doğrudan dahil olmaktadırlar” dedi.

Güvenli bölge değil

HRW yetkilisi ayrıca Coogle, "Türkiye'nin Kuzey Suriye'de bazı bölgeleri işgal etmesi, hukuksuzluk, cezasızlık ve ihlal ortamını kolaylaştırdı. Söz konusu yer ‘güvenli bölge’ olmaktan çok uzak" ifadelerini kullandı. İnsan Hakları İzleme Örgütü rapor için 58 eski mâhkum, cinsel şiddet mağduru, akrabaları ve ihlal tanıklarının yanı sıra sivil toplum örgütü temsilcileri, gazeteciler, aktivistler ve araştırmacılarla mülakat yaptı.

Yayınlanan raporda, “Suriye Milli Ordusu grupları ve Askeri Polis çok sayıda insanı keyfi olarak gözaltına almış, alıkoymuş, zorla kaybetmiş, işkence ve diğer kötü muamelelere maruz bırakmış, adil olmayan askeri yargılamalara tabi tutmuş ve cezasız kalmıştır. Mahpus Kürt kadınlar tecavüz de dahil olmak üzere cinsel şiddete maruz kaldıklarını ilettiler. Altı aylık küçük çocuklar anneleriyle birlikte hapsedildi” deniliyor.

Sınır valileri sömürge valisi oldu

2016 yılından başlayarak Türk işgalinin yayıldığı, Halep'in kuzeyinde Ezez, El Bab ve Cerablus'u daha önce Kürtlerin çoğunlukta olduğu Efrîn'i ve Suriye'nin kuzey sınırı boyunca etnik çeşitliliğe sahip Girê Sipî (Tel Abyad) ve Serêkaniye (Resulayn) kasabaları arasındaki hat boyunca yaşanan savaş suçlarını derledi. HRW,  Türk devletinin silahlı kuvvetleri ve istihbarat teşkilatları aracılığıyla Suriye Milli Ordusu'nu kontrol ettiğini ve doğrudan denetlediğini, silah, maaş, eğitim ve lojistik destek sağladığına dikkat çekti. Ayrıca Türk devletinin işgalinin idari boyutlarına da dikkat çeken İnsan Hakları Gözlem örgütü, Suriye sınırındaki illerinin valilikler aracılığıyla idari kontrol de tutulduğunu belgeledi.

Yağma talan: Türkiye

Türk devletinin 2018'de Efrîn'de ‘Zeytin Dalı’ adı altında gerçekleştirdiği işgal harekatı ve 2019'da Girê Sipî (Tel Abyad) ve Serêkaniye (Resulayn) hattındaki işgalden bu yana bölgede yaşayan yüz binlerce kişi yerinden edildiği tespitinde bulunulan raporda, “Yağma, talan ve el koyma olayları devam ederken, bunlara karşı çıkanlar keyfi gözaltı, alıkonma, işkence ve kötü muamele, kaçırılma tehlikeleriyle karşı karşıya kalmaya devam ediyor” denildi.

Türk devleti işgal ettiği bölgelerde uluslararası güçlere verdiği garanti kapsamındaki sivillerin hakları konusunu unuttu. HRW bölgede yaşayan 1,4 milyon kişi için hayatın hukuksuzluk ve güvensizlik içinde sürdüğünü açıkladı. Raporda; Geçmişte Suriye Milli Ordusu yönetimi altında yaklaşık üç yıl yaşamış olan bir kişi, "Her şey silah zoruyla oluyor" dedi.

Türk MİT’i ve askeri dahil

HRW, Türk Silahlı Kuvvetleri ve istihbarat teşkilatlarının ihlallerin gerçekleştirilmesinde ve denetlenmesinde rol oynadıklarını tespit etti. İnsan hakları İzleme Örgütü, BM Soruşturma Komisyonu ve diğer insan hakları örgütleri tarafından belgelenen vakalarda, gerçekleşen ihlallerin çoğunluğuna Kürtler maruz kalmıştır. Türk askeri ve istihbarat yetkililerinin de zaman zaman hazır bulunduğu gözaltı merkezlerinde Türkiye destekli Suriye Milli Ordusu ve Askeri Polise bağlı grupların ihlaller gerçekleştirdiğini belirten eski mahpuslar, Türkiyeli yetkililerin de bazen işkence ve kötü muameleye doğrudan müdahil olduklarını belirttiler.

Ciddiye alıp cevap vermemişler

İnsan Hakları İzleme Örgütü ilgili konularda Türkiye ile diyalog kurmaya çalıştı ve 21 Kasım 2023 ve 4 Ocak 2024 tarihlerinde Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'a e-posta yoluyla iki kez gönderdiği mektupta ayrıntılı araştırma bulgularını paylaştı, ancak mektup cevapsız kaldı. Suriye Geçici Hükümeti Savunma Bakanlığı'na 20 Kasım 2023 ve 8 Ocak 2024 tarihlerinde gönderilen ve kamuoyuna yansıyan hapiste meydana gelen dört ölüm olayıyla ilgili herhangi bir yargılama olup olmadığı sorusunu da içeren mektuplara da yanıt gelmedi. HABER MERKEZİ

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.