• Hizbi Şui Kurdistan Genel Sekreteri Dr. Kawe Mehmud, Türk devletinin, Güney kürdistan’ın tamamını işgal etmek için uğraştığını söyledi.

 

FERMAN MUHAMMED / HEWLÊR

Türk devletinin, işgal saldırıları karşısında sesiz kalan uluslararası toplumun ve Güney’deki yönetimin sorumluluğuna dikkat çekerek, PKK üzerindeki haksız suçlamaların derhal kaldırılması gerektiğini vurguladı.

Gazetemize konuşan Hizbi Şui Kurdistan Genel Sekreteri Dr. Kawe Mehmud, sömürgeciler tarafından hapsedilen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a uluslararası toplumun bir lidere yakışır yaklaşım sergilemesi gerektiğinin önemine işaret ederek, "Kürt halkının devrimci siyasi partisi olan PKK, demokrasi ve özgürlük mücadelesi veriyor. PKK’nin, 'terör örgütleri listesi’nde tutulması büyük bir haksızlık ve buna derhal son verilmedi” dedi.     

Tüm Kürt halkı tehdit altında

Kuzey’in tamamı, Rojava ve Güney’in bir kısmını işgal tutan Türk devletinin emellerine dikkat çeken Genel Sekreter Dr. Kawe Mehmud, Güney Kürdistan’ın tamamını işgal etmeye çalıştığını söyledi. Dolayısıyla Kürt halkının tamamının tehdit altında olduğunu vurgulayan Dr. Kawe Mehmud, hiçbir Kürt siyasi yapısının kendisini bunun dışında görmemesi gerektiğini dile getirdi.

Yeni Osmanlı hamlesi

Dr. Kawe Mehmud, Türk iktidarının Güney Kürdistan’a saldırılarının Ortadoğu’ya dönük hamlesiyle bağlantılı olduğuna işaret ederek, içerideki duruma dikkat çekti: "Ekonomik buhran, özgülüklerin ve demokrasinin olmayışı, Kuzey Kürdistan’da Kürt halkının haklı davasına çözüme kavuşturulmaması ve dışarıdaki tıkanma. Erdoğan tüm kapıları kapatmış. Bu sorunları, saldırarak örtmek, bastırmak istiyor.”

Güney’deki yönetim yetersiz

Dr. Kawe Mehmud, Hizbi Şui Kurdistan’ın Türkiye’nin işgal saldırılarına ve Güney Kürdistan’daki varlığına karşı bir duruş sergilediğini vurgulayarak, şöyle devam etti: "Ama Güney’deki bazı çevrelerin Türkiye’nin bu saldırıları kaşısında herhangi bir tutumları yok. Bir kısmı da utangaçça açıklamalarla yetiniyor. Erdoğan ve iktidarının, Kürt halkını katletme ve kazanımlarını ortadan kaldırma saldırıları ortadayken, dost gibi pazarlanması kabul edilemez.”     

Irak Hükümeti’nin de geçmiş hükümetin bıraktığı sorunlarla yüklemek zorunda kalmakla birlikte önceki anlaşmalardan rahatsızlığını dile getirmesine rağmen Türk saldırılarından haberdar olduğunu ve ciddi bir itiraz yükseltmediğini ifade eden Genel Sekreter Dr. Kawe Mehmud, Türk devletinin Kürt halkına karşı saldırıların en büyük sorumlusunun uluslararası güçler olduğunu belirterek, dünya kamuoyundan gelen cılız tutumların da yetmediğini kaydetti.

Halka engel olunmamalı

Güney yönetimi ve siyasi bileşenlerinin, Güney’deki halkın protesto eylemlerini engellememeye çağıran Dr. Mehmud, "Türk saldırılarına karşı sokak gösterileri, kamuoyunu duyarlı hale getirmek için büyütülmeli, tarafların hoşuna gitmezse bile nefes almak için toplumun önü alınmamalı” dedi.

Kerkük Kürtsüzleştiriliyor

Hizbi Şui Kurdistan Genel Sekreteri Dr. Mehmud, Kerkük ve benzer durumdaki merkezlerde Kürtsüzleştirme siyasetinin devam ettiğini belirterek, şunları ekledi: "Kerkük’te Araplaştırma siyaseti devam ediyor, çiftçilerin topraklarının işgal edilmesi ve mülklerine el konulması diğer bölgeler için de işgale örnek teşkil edecek. Kerkük’te yaşanan bu durumun yaratıcıları Türkiye ve İran’dır. Maalesef Kürtlerin birleşik bir siyaseti yok. Kerkük ve diğer bölgelerde yaşanan şimdiki durumu, zaten bu yaklaşım yaratmıştır.  Türkiye ve İran hiçbir şart altında 140. maddenin uygulamasına ve Kerkük’ün Kürdistan’a katılmasına müsaade etmemek için her şeyi yapacaktır.”

 

Yeni işgal saldırısı hazırlığı

Türk devleti, Heftanîn ve Metina'da birçok alana yönelik yeni bir işgal saldırısı başlatmaya hazırlanıyor.

ANF’nin yerel kaynaklarına dayandırdığı habere göre; Türk devleti, Heftanîn bölgesindeki Keşan ve Bektorya alanları ile Metina bölgesindeki Zendura tepesine saldırı hazırlığı içerisinde. Bu yeni işgal saldırısı için Hatay'dan jandarma özel kuvvetlerinin getirileceği ve bunlardan bir kısmının Güney Kürdistan'ın Zaxo kentine bağlı köylere yerleştirileceği öğrenildi.