Tutsaklara para göndermek suç

  • Cezaevindeki yakınlarına para gönderdikleri gerekçesiyle gözaltına alınanlar, tutsakların açlığa mahkum edilmek istendiğini söyledi.

 

İstanbul’da 20 Ağustos’ta “örgüte finansal yardım” iddiasıyla Halkların Demokratik Partisi (HDP) yöneticilerinin de aralarında bulunduğu 25 kişi gözaltına alındı. Bunlardan 6’sı tutuklanırken, 19 kişi adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Tutuklamalara ise cezaevlerindeki tutsaklara gönderilen paralar gerekçe gösterildi. Gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılanlar, operasyonun hukuki değil siyasi olduğuna dikkat çekti. 

Türk polisinin, 20 Ağustos’ta ”savaşa gidercesine” evine baskın düzenlediğini söyleyen Ferhat Yıldız, evdeki her yerin dağıtıldığını aktardı. Götürüldükleri İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde polislerin kendilerine ”Gelin sohbet edelim, bizlere neler yaptığınızı anlatın. Dışarıda neler dönüyor” dediğini belirten Yıldız, söz konusu duruma karşı çıktıklarını ifade etti. Yıldız, yasal yollarla cezaevindeki yakınlarına para gönderdikleri için gözaltına alındıklarına işaret ederek, “Devletin kendi kurumu aracılığıyla para yolluyoruz ve bu karşımıza suç olarak çıkartılıyor. Bu tamamen bir tuzak. Yine tutuklu yakınlarının gönderdiği çorap ve çamaşır gibi birçok şey cezaevine alınmıyor. Bir yandan dışarıdan gelen eşyaları içeri almayıp seni cezaevi kantinine mahkum ediyor, diğer yandan dışarıdan gelen paranın önünü kesiyor. Bu durum ‘seni burada aç bırakacağım, hiçbir şey alamayacak duruma geleceksin’ anlamı taşıyor” dedi. 

Çocuğun kafasına silah

Serbest bırakılan Ramazan Koni, gözaltı kararlarının siyasi olduğunu söyledi. “Evimi basmaya gelen polislerin insanlıkla alakası yok. Baskın sırasında bir arkadaşın dört yaşındaki çocuğunun kafasına tekme vurup silah dayamışlar” diyen Koni, şunları söyledi: ”Evime geldiklerinde ortalığı dağıttılar. Yüksek ses ve hakaretlerle bağırdılar. 12 yaşındaki kız çocuğumun köşede ağladığını gördüm. Onun yanına gidip ne olduğunu sorduğumda ‘polis kafama silah dayadı’ dedi. Bunların zihniyeti budur. Mücadelemin arkasındayım, geri adım atmayacağım. Susmakla hiçbir yere varamayız. Ne olursa olsun alanlarda sesimizi yükseltmemiz gerekir. Gözaltı sırasında kimse başını indirmedi, hep dik tuttuk. Çünkü haklı olduğumuzu biliyoruz.”

Bu sindirme politikasıdır

Metin Beyret ise onlarca polis tarafından evine baskın düzenlendiğini aktararak, cezaevindeki yakınlarına para göndermenin suç teşkil etmediğini söyledi. Bir süre önce plakasız bir araçta bulunan polislerin önünü keserek, “HDP’ye gidiyorsun, çalışmalara katılıyorsun. Ayağını denk al. Biz senin aileni gayet iyi tanıyoruz” şeklinde tehdit edildiğini aktaran Beyret, şunlar ekledi: “Benim mücadelemde kararlı olmamı sindiremediler. Polislerin gözaltında da çetevari hareketleri devam etti. Bunların tümü bir sindirme politikasıdır. Bunları kabul etmiyoruz. Mücadelemizden alıkoymaya çalışıyorlar ama vazgeçmiyoruz.”   İSTANBUL

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.