Tutsakları duyun, cevap verin

  • PKK ve PAJK’lı tutsakların, tecride karşı açlık grevi, 63. gününde devam ediyor. HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, ”Açlık grevindekilerini duyun; cevap verin, kendi hukukunuzu uygulayın. Bunun bütün toplumun sesi ve talebi olduğunu biliyoruz” dedi.

 

HDP, açlık grevlerini izlemek için bir komisyon kurdu ve sivil toplum kuruluşları tarafından oluşturulan Açlık Grevi İzleme Komisyonları’yla da temas halinde. Hem ülke içerisinde sivil toplum kuruluşlarıyla hem de diplomatik kanallarla hükümetin adım atması ve talepleri kabul etmesi için girişimlerde bulunuyor.

Türk cezaevlerindeki PKK ve PAJK’lı tutsakların, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin sonlandırılması talebiyle 27 Kasım’da başlattığı süresiz-dönüşümlü açlık grevi eylemi, 63. gününde. Aynı amaçla Mexmûr Şehit Aileleri Derneği’nde 42, Yunanistan’ın Lavrio Kampı’nda ise 25 gündür açlık grevi yapılıyor.

Mardin’de destek eylemi

HDP Mardin İl Örgütü, açlık grevlerine destek vermek amacıyla açıklama yaptı. İl binası önünde yapılan açıklamaya Barış Anneleri Meclisi üyeleri ile parti yöneticileri ve HDP Mardin Milletvekili Pero Dündar katıldı. İl Eşbaşkanı Salih Kuday, cezaevlerinde hemen her gün hak ihlalleri ve hukuksuzlukların yaşandığını söyledi. Açlık grevi kapsamındaki taleplerinin, kendi talepleri olduğunu ifade eden Kuday, taleplerin kabul edilerek, açlık grevine son verilmesi için hükümete çağrıda bulundu.

Dündar: Muhatap bulamıyoruz

 HDP Mardin Milletvekili Pero Dündar da bir ülkede cezaevlerinin çok olmasının hukuksuzluğun yoğun olduğu anlamı taşıdığına işaret ederek, iktidarın hak gaspları ve açlık grevi karşısında sessizliğini koruduğunu söyledi. Adalet Bakanlığı’nın adalet ile alakası olmadığını ifade eden Dündar, cezaevlerinde yaşananlarla ilgili sorumlu dahi bulamadıklarını dile getirdi. Sessizliğin açlık grevi eylemlerini ağırlaştıracağını belirten Dündar, “AKP iktidarı bu taleplere cevap vermelidir” çağrısı yaptı. 

 

Beştaş: Öcalan’ın çağrısınacevap verilmeli

HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında tecrit ve açlık grevi eylemlerine de dikkat çekti. “Bugün 107 cezaevinde 2 binden fazla tutuklu ve hükümlü dönüşümlü ve süresiz açlık grevindeler” diyen Beştaş, tecridin suç olduğunun altını çizdi. Beştaş, ”İnsanlığa karşı suçtur ve işkencedir. Zamanaşımı yoktur. Cezaevlerinde devam eden baskı, işkence ve kötü muameleler de suçtur. İnsanların hak ve hukuk talebiyle açlık grevine girmesi, bir devlet için utançtır” şeklinde konuştu.

Kafalarını kuma gömmüşler

 İktidarın, uluslararası sözleşmeleri, kendi anaya ve yasalarını çiğnediğini, CPT raporlarını dikkat almadığını kaydeden Beştaş, ”Öcalan’a uygulanan tecrit, hukuksuzlukta ve çözümsüzlükte ısrarın adıdır. Kafalarını kuma gömmüşler, sanki hiç bir şey yokmuş gibi. Kötülük ve şiddet sarmalına dolanmış bir iktidarla karşıyayız. Ortada bir devlet ciddiyetsizliği ve tutarsızlık var. Öcalan’ı kriminalize ederek fotoğrafını suçmuş gibi göstererek, bu meseleyi çözemezsiniz, bunu deneyimledik. Öcalan’ın çözüm çağrısı iki yıldır ortada duruyor ve muhataplar cevap vermiş değil. Açlık grevindekilerini duyun; cevap verin, kendi hukukunuzu uygulayın. Bu açlık grevindekilerin sesini kısamayacaklarını, bu sesin bütün toplumun sesi ve talebi olduğunu biliyoruz” dedi.

 

Hiçbir bilgi yok

HDP Hukuk Komisyonu’ndan Sorumlu Eşbaşkan Yardımcısı Ümit Dede de MA’ya yaptığı açıklamada, İmralı uygulamalarının yeni bir infaz rejimi olarak tüm cezaevlerine yayıldığına dikkat çekti. İmralı’da tecrit içinde tecrit yaşatıldığını belirten Dede, Öcalan ve diğer tutsakların da birbirleriyle görüşmelerinin engellendiğini ve hem dış dünyadan hem de içeride tecrit etme politikasının uygulandığını söyledi. Bilinen tecrit uygulamalarının dışında ne tür hukuksuzlukların yaşandığına dair bilgi edinilemediğini belirten Dede, şöyle devam etti: “Bu tecrit ortamında aile, avukat görüşmeleri yapılmadığı için başka hangi hak ihlallerine maruz kaldıkları, nasıl bir uygulamaya tabi tutuldukları hakkında bilgi sahibi değiliz. Aileleri, avukatları, toplum açısından da korkutucu bir tablo. İmralı’da hangi koşullarda tutuldukları, nasıl bir muameleye maruz bırakıldıkları hakkında hiçbir bilgi yok.”

Hukuk yutmaya başladı

İmralı’daki hukuk dışı infaz rejimi kalkmadığı sürece hiçbir cezaevinde hiçbir tutsağın bir güvencesinin olmayacağını, tutsakların da çok iyi bildiğini vurgulayan Dede, “Hukukta açılan bir kara delik gittikçe büyür ve en nihayetinde hukuku yutmaya başlar. İmralı’da uygulanan hukuk bir girdap ve bu girdap binlerce yıllık mücadeleyle yaratılan ortak değerlerin, özgürlüklerin ve hakların yutulduğu bir hal aldı. Orada uygulanan hukuksuzluk giderek, tüm cezaevlerine yayılıyor. Büyük mücadeleler sonucunda elde edilmiş haklar bir bir yutuluyor, yok ediliyor. İmralı’da tek bir kişiye ya da gruba uygulanan özel hukuk topluma yayılıyor ve toplumun özgürlüklerini tamamen tehdit eden duruma dönüşüyor” şeklinde konuştu.

 Hukuka yönelik saldırıdır

 Bugün İmralı’da uygulanan bu sistemin, hukukun kendisine, hukuk devletine, hukuka yönelik saldırı olduğunu vurgulayan Dede, şunları kaydetti: ”Son 5 yılda bu tehdidi biz somut olarak hissettik. Bir valilik, kaymakamlık genelgesiyle bir ilde, ilçede sizin tüm özgürlükleriniz tek bir genelgeyle yasaklanıyor. İşte bunun başladığı yer İmralı Cezaevi’dir. Orada başlatılan, hakları tanımama, hukuku ihlal etme durumu bir alışkanlık haline geldi ve güçlü tepki gösterilmemesi nedeniyle de toplumun tümüne yayıldı.”

Aslında uyarı eylemidir

Cezaevlerinde yeniden açlık grevi eylemlerinin başlatılmasının büyük bir risk olduğunu söyleyen Dede, “Bu eylem, hükümete, uluslararası insan hakları kuruluşlarına da uyarıdır. Dolayısıyla hükümet meşru ve haklı talepleri kabul etmelidir. Tutuklular yasalarla güvence altına alınan haklarının uygulanmasını talep ediyor. Ulusal ve uluslararası düzeyde kurum ve kuruluşların iktidar üzerinde baskı kurması gerekiyor. Bu eylem dönüşümsüz açlık grevine dönerse pandemi koşullarında tam anlamıyla ölümle karşı karşıya bırakma sonucunu doğuracaktır. Derhal adım atılmalı, talepler kabul edilmelidir” diye seslendi.

 HDP bir komisyon kurdu

 Dede, HDP’nin açlık grevlerini izlemek için bir komisyon kurduklarını ve sivil toplum kuruluşları tarafından oluşturulan Açlık Grevi İzleme Komisyonları’yla da temas halinde olduklarını belirterek, tutukluların taleplerinin kabul edilmesi için hem ülke içerisinde sivil toplum kuruluşlarıyla hem de diplomatik kanallarla hükümetin adım atması ve talepleri kabul etmesi için girişimlerde bulunduklarını söyledi.

 AMED

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.