Diyabet hastalarında egzersiz ve beslenme

Toplum/Yaşam Haberleri —

  • Diyabetli bireylerin düzenli olarak yürüme, koşma, bisiklet binme gibi aktiviteleri içeren solunum ve kalp hızını artıran egzersizleri yapmaları oldukça önemlidir.
  • Düzenli fiziksel aktivite yapan Tip 1 diyabetik hastaların, kullandıkları insülin dozlarında azalma ve daha iyi bir glikoz kontrolü sağladığını göstermektedir.

 

DR. EYLEM DAĞDAN

Bir önceki yazıda diyabet hastalığını genel bir çerçevede anlattım. Bu hafta diyabet tedavisinin önemine, egzersiz ve beslenmenin diyabet ile ilişkinine değineceğim. Diyabet tedavisinin temelini; hasta eğitimi, Tıbbi Beslenme Tedavisi (TBT) ve düzenli egzersizler oluşturmaktadır.
Diyabetli bireylerin düzenli olarak yürüme, koşma, bisiklet binme gibi aktiviteleri içeren solunum ve kalp hızını artıran egzersizleri yapmaları oldukça önemlidir. Egzersiz planlanırken hastalar klinik olarak değerlendirilip programları bireysel olarak yapılmalıdır. 
Diyabet hastaları tanı konduktan sonra, çok vakit kaybetmeden Tıbbi Beslenme Tedavisi için mutlaka ilgili doktor tarafından bir diyetisyene veya beslenme eğitimlerine yönlendirilmelidir.

Tip 1 Diyabet hastalarında fiziksel aktivite
Yapılan çalışmalara göre, düzenli fiziksel aktivite yapan Tip 1 diyabetik hastaların, kullandıkları insülin dozlarında azalma ve daha iyi bir glikoz kontrolü sağladığını göstermektedir. Düzenli fiziksel aktivite yapmayan Tip 1 diyabetik hastalar için başlangıçta bir saati geçmeyen, orta ve düşük yoğunluklu aerobik fiziksel aktivite önerilmelidir. Zamanla düzenli orta yoğunluklu fiziksel aktivitelerin planlanması ve uygulanması sağlanmalıdır. Aerobik aktiviteler, egzersiz esnasında ve sonrasında daha düşük kan şekeri oluşumuna neden olur.
Egzersiz seansları, hastanın önceki deneyimlerine göre, fiziksel aktivitenin yoğunluğu ve süresine göre, önceden düzenli olarak enjekte edilen insülin miktarı yüzde 10-30 oranında azaltılarak planlanmalıdır. Fiziksel aktivite başlamadan önce basit karbonhidrat alımı yapıp yapmamaya karar vermek için kan glikoz konsantrasyonunu (kan şekeri değeri) kontrol etmek gerekmektedir. Fiziksel aktiviteye başlamadan önce ideal olan kan glikoz konsantrasyonu 120-180 mg/dl’dir. Yemekten önce ve hemen sonra egzersiz yapılmamalıdır.
Egzersiz, 30 dakikadan daha uzun sürdüğünde, özellikle egzersiz yoğunluğu alışılandan farklı ise, kan glikoz konsantrasyonunu yeniden değerlendirmek önemlidir. Düşük yoğunluklu fiziksel aktivite, genel olarak, diyet desteği olmadan, yüzde 10-20 arasında insülin dozunu azaltma ile yapılabilir. Egzersizin metabolik etkileri, egzersizden sonra birkaç saat devam ettiği için, bir sonraki insülin dozunun yüzde 10-30 arasında azaltılması genellikle gereklidir.

Tip 2 Diyabet hastalarda fiziksel aktivite
Tip 1 Diyabetin tersine tip 2 Diyabet hastalarında tedavinin bir tamamlayıcısı olarak, egzersiz önemli bir yer almaktadır. Egzersiz, vücut yağ miktarında azalma ve kas-kemik dokusunda artma gibi değişikliklerle sonuçlanır. Bu durum metabolik oranı arttırır, kan basıncı ve kolesterolü azaltır, kalp hastalıkları riskini azaltır.
Haftada iki kez ve düzenli devam eden egzersizler, HbA1c düzeyinin düşürdüğü gözlenmektedir. Ve bu sayede nefropati, retinopati, nöropati, kardiyovasküler hastalık gibi diyabetin komplikasyonları azalmaktadır.
Sonuç olarak, diabetli hastalarda egzersiz, tedaviyi tamamlayıcı bir öğe olarak düşünülmeli, bu hastalarda egzersiz anlayışı yerleştirilmeye çalışılmalıdır.

Diyabette tıbbi beslenme tedavisi
Beslenme tedavisinin amaçlarını şu şekilde sıralayabiliriz:
İlaç tedavisini, egzersiz ve besin alımını dengeleyerek uygun kan glikoz (kan şekeri) düzeyini sağlamak, uygun vücut ağırlığını sağlamak ve sürdürmek, akut ve kronik komplikasyonları ve egzersiz ile ilişkili sorunları önlemek ve tedavi etmek ve yaşam kalitesini arttırmaktır.
Tıbbi beslenme tedavisinde diyabet hastasının günlük yaşam koşullarına uygun beslenme önerileri verilir ve belirli aralıklarla takibi yapılır.
Diyabet hastasına uygulanan tıbbi beslenme tedavisi; hastanın beslenme eğitimini kavramasını, kendi kendini yönetebilecek duruma gelmesini hedefleyen bir tedavi şekildir.
Beslenme eğitiminin temelini süt ve süt ürünleri tüketimi, yeteri miktarda su tüketimi, dana eti, kuzu eti, tavuk, hindi, balıklar ve yumurta, taze sebze ve az şekerli meyveler, tam tahıl ürünlerinin tüketimi, kurubaklagiller, basit şeker alımının azaltılması oluşturmaktadır. Bu yiyeceklerin zaman ve miktar olarak belirli bir denge içinde alınması gerekmektedir.
Gün içinde yemeniz gereken öğün sayısı diyabetinizin tipine, aldığınız tedaviye, fiziksel aktivite düzeyinize ve o andaki kan şekeri düzeyinize bağlı olarak değişir.
İnsülin kullanan tip 1 ve tip 2 diyabet hastalarının sabah kahvaltısı, öğle yemeği ve akşam yemeği olarak üç ana öğün, öğünler arasında ve gece yatmadan önce üç ara öğün olmak üzere altı öğün beslenmesi gerekir.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.