12 yıllık gizlilik sürüyor

Paris Katliam protesto

Paris Katliam protesto

  • Paris Katliamı’nın aydınlatılması ve gizlilik kararının kaldırılması talebiyle Fransa Parlamentosu’na verilen önergeye öncülük eden Kürt Çalışma Grubu Başkanı, Boyun Eğmeyen Fransa (LFI) Milletvekili Thomas Portes, “Bu gizlilik kaldırılmadığı sürece, soruşturma ilerleyemeyecek ve sorumlular karanlıkta kalacaktır. Kurumsal sessizlik bu dosyanın kilitliyor” dedi. 

ERCAN JAN AKTAŞ / PARİS

Paris’te 9 Ocak 2013'te Kürt kadın devrimciler Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez katledildi. Katliam aradan geçen 12 yıla rağmen hala aydınlatılmayı bekliyor. Fransa Parlamentosu’ndaki komünist, ekolojist ve sosyalist parlamenterler, yaptıkları ortak basın açıklamasıyla Paris Katliamı’na dikkat çekerek, üç devrimci Kürt kadını unutmadıklarını, unutmayacaklarını ifade etti. LFI Milletvekili Thomas Portes, “Paris’in orta yerinde gerçekleştirilen katliamdan bu yana 12 yıl geçti ancak bu katliamı, kim/kimlerin hangi motivasyonla yaptığını bilmiyoruz. Bu bilinmezlik Kürtlerin bir travmasına dönüştü. Bu katliam açığa çıkarılmadığı için 23 Aralık 2023'te Paris’te Kürtlere dönük yeni bir katliam daha yapıldı. Dünyanın dört bir yanında özgürlük için mücadele eden Kürt halkının yanındayız. Fransa devleti de kendi ülkesinde yaşayan bu insanları korumakla yükümlüdür” diye konuştu. Paris Katliamı’na ilişkin gizlilik kararının kaldırılması talebiyle önerge hazırladıklarını da duyuran Portes, “Adalet ve hakikat istiyoruz. Bunu Kürt halkına borçluyuz” dedi. 

Gizlilik kaldırılmalı

Boyun Eğmeyen Fransa Milletvekili Thomas Portes, katliama yönelik Fransa’nın tutumu ve katliamın aydınlatılması talebiyle Meclis'e sundukları önergeye dair gazetemize konuştu. Üzerinden 12 yıl geçmesine rağmen katliama ilişkin sır perdesinin hala aralanmamasına tepki gösteren Portes, “Bu siyasi cinayetin üzerindeki gerçekler, esas olarak devlet sırrı (secret défense) nedeniyle örtbas ediliyor. Bu gizlilik kaldırılmadığı sürece, soruşturma ilerleyemeyecek ve sorumlular karanlıkta kalacaktır. Kurumsal sessizlik bu dosyanın kilitlenmesine katkıda bulunuyor. Yargı sürecinde bir gelişme olmadığı sürece, medyanın da bu dosyaya uzun vadeli ilgi göstermesi zorlaşıyor. Dolayısıyla dava kamuoyunda görünür hale gelemiyor. Görünmezlik hali, kamuoyunda oluşan kayıtsızlığa katkıda bulunuyor, faillerin cezasız kalmasına zemin hazırlıyor ve adalet mücadelesini zayıflatıyor” dedi.

 

 

Partilerüstü destek

Paris Katliamı üzerindeki gizlilik kararının kaldırılması talebiyle Meclis’e önerge verdiklerini belirten Portes, şu detayları paylaştı: “Önerge, sağ partiler dışındaki tüm milletvekillerinin imzasına açıldı. La France Insoumise (Boyun Eğmeyen Fransa) grubunun tamamı bu metni imzaladı. LFI dışındaki metne imza atan vekiller de var. Komünist Parti’den (GDR) Édouard Bénard (GDR) ve Jean-Paul Lecoq, Avrupa Ekoloji ve Yeşiller’den (EELV) Benjamin Lucas-Lundy ve Damien Girard (EELV), Sosyalist Parti’den (PS) Stéphane Hablot de imzacılar arasında. Amacımız, bu öneriyi partilerüstü hale getirerek, Kürt halkına güçlü bir siyasi destek yaratmak.”

Temaslar sürüyor 

Özellikle Macron’a yakın milletvekillerini ikna etmek üzere birebir çalıştıklarını belirten Portes, “Bir metnin ‘partilerüstü’ olarak kabul edilmesi için en az 58 imza verilmesi, bunlardan 10’unun iktidar grubundan gelmesi gerekiyor. Kürt halkının mücadelesine duyarlı, geçmişte benzer metinlere destek veren isimlerle temas halindeyiz. Başkanlığını yaptığım Kürt Çalışma Grubu’ndaki üyelerle birlikte desteği genişletmek için özel bir çaba içerisindeyiz” bilgisini de paylaştı. 

 

 

Tarihi bir dönüm noktası

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın çağrısı ve PKK’nin fesih kararının tarihi bir dönüm noktası olduğunu belirten Kürt Çalışma Grubu Başkanı Portes, şunları söyledi: “Barıştan, demokrasiden ve adaletten yana stratejik bir tercihtir. Rojava’daki demokratik kazanımların korunmasını amaçlamakta ve Türkiye’deki Kürt halkının temel haklarının tanınmasının önünü açmayı hedeflemektedir. Aynı zamanda, medyada Kürt halkının durumu hakkında farkındalık yaratmak için de bir imkan sunmaktadır.”

Fransa sessiz kalmamalı

Türkiye’nin de bu süreçte atması gereken adımlar olduğunu kaydeden Portes, şöyle konuştu: “Bu açıklamayla birlikte baskının bahaneleri ortadan kalkmıştır. Erdoğan artık gerçek bir barış süreci başlatmak zorundadır. Abdullah Öcalan başta olmak üzere tüm siyasi tutsaklar serbest bırakılmalı; Türkiye Anayasası köklü bir şekilde yeniden düzenlenmelidir, Fransa da bu önemli siyasi jestin ciddiyetini görmeli ve kalıcı bir barış sürecine aktif olarak destek vermelidir. Bu da cesur bir diplomasi anlamına gelir. Örneğin; Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi temsilcilerinin resmi olarak kabul edilebilir. Cumhurbaşkanı Macron geçtiğimiz günlerde Ahmed el-Şara’yı kabul etti. Neden Özerk Yönetim Eşbaşkanları ya da Fransa’daki temsilcileri de kabul edilmesin? Fransa, artık Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi’nin meşruiyetini tanımalı.”

Macron’a Rojava için mektup

Portes, Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi’nin resmi olarak tanınması için Meclis ve Senato’daki tüm grup başkanlarıyla birlikte Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’a hitaben ortak bir mektup kaleme alacaklarını da paylaştı. 

 

 

Rojava özgürlüğün garantisi

Öte yandan Demokratik Özerk Yönetim’den bir heyet geçtiğimiz günlerde Paris’te temaslarda bulundu, Fransız vekillerle de bir araya geldi. Görüşmelerde yer alan Sosyalist Parti’li (PS) Fransız Senatosu üyesi Rachid Temal, “Dış müdahalelere ve şiddete rağmen Kuzey ve Doğu Suriye’de demokratik, hatta konfederal bir alan inşa edilmekte ve bu alan temel hakları ve özgürlükleri korumaktadır. DAİŞ karanlığına karşı verilen mücadelede, Kürt müttefiklerimiz kadınların daha açık ve kapsayıcı bir toplum inşasında ne kadar belirleyici bir rol oynayabileceğini fazlasıyla görmüş durumdalar” diye konuştu.  

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.