20 yıl Türkiye, şimdi Almanya

Yurt Dışı Haberleri —

Mehmet Ali Yılmaz

Mehmet Ali Yılmaz

  • Stuttgart Yüksek Eyalet Mahkemesi, daha önce Türkiye’de 20 yıl cezaevinde kalan Kürt aktivist Mehmet Ali Yılmaz’ı, “PKK’ye üye olmak” iddiasıyla 2 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırdı. Azadî Hukuk Bürosu, “Alman yargısı sürece katkı sağlamak yerine savaşı körüklüyor” diyerek, kararı eleştirdi. 

GÜL GÜZEL/STUTTGART

İsviçre’de yaşayan 68 yaşındaki Kürt aktivist Mehmet Ali Yılmaz, 3 Eylül 2024’te Almanya’nın isteği üzerine İspanya’da tutuklandı. İsviçre’de politik mülteci olan Yılmaz, Stuttgart kentindeki Stammheim Cezaevi’ne konuldu. Öğretmen olan Yılmaz, Türk cezaevlerinde de 20 yıl hapis yattı.

Mahkeme, Yılmaz’a Almanya Ceza Kanunu’nun 129a ve 129b maddeleri uyarınca “yurt dışındaki bir terör örgütüne üye olmak” suçlamasıyla ceza verdi. Karar 3 Temmuz Perşembe günü görülen 21. duruşmada açıklandı. Karar henüz kesinleşmedi. Yılmaz ve avukatları, kararı Federal Yargıtay’a taşıyacaklarını belirtti.

21 duruşma, 21 tanık

Dava 28 Şubat 2025’te başladı. Stuttgart Yüksek Mahkemesi’nin 2. Ceza Dairesi’nde, Yargıç Hans-Jürgen Wenzler başkanlığında yürütülen dava süresince, 21 tanık dinlendi. 16 ayrı telefon görüşmesi ve PKK’ye ait olduğu iddia edilen video kayıtları delil olarak dosyaya sunuldu. Federal Başsavcılık, Yılmaz’ın 2015-2017 yılları arasında Almanya’nın Heilbronn ve Pforzheim kentlerinde ‘PKK adına bölge sorumlusu olarak örgütsel faaliyet yürüttüğünü, etkinlikler düzenlediğini ve bağış topladığını’ öne sürdü. 

Delil yok, hastalık var

Yılmaz’ın avukatı, 28 Haziran’daki duruşmada yaptığı savunmada, müvekkiline yönelik suçlamaların tamamen siyasi olduğunu belirtti. “Gösterilere katılmak, bağış toplamak gibi faaliyetler anayasal haklardır” diyen avukat, Yılmaz’ın sağlık sorunlarına dikkat çekti: “Ağır şeker hastalığı, kalp rahatsızlığı ve derin depresyonu var. 70 yaşına yaklaşmış ve sabıkası olmayan bir kişinin cezalandırılması hukuka ve vicdana aykırıdır.”

Fesih dikkate alınmalı

Avukat, ayrıca PKK’nin 12 Mayıs 2025’te kendini feshettiğine dair yaptığı açıklamanın da dikkate alınması gerektiğini vurguladı. Yılmaz’ın, bir yıl önce İspanya’da tatildeyken Avrupa tutuklama emri ile yakalanıp Almanya’ya iade edilmesini de eleştirdi. 

Kürt olduğum için 

Yılmaz’ın son söz hakkı talebi mahkeme başkanı tarafından reddedildi. Yılmaz daha önceki duruşmalarda yaptığı savunmalarda kimliğine ve geçmişine dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı: “Kürdüm, Kürdistanlıyım. Bu kimliğim nedeniyle yargılanıyorum. Beni cezalandıran sistem, kimliğimi inkâr ediyor. 1970’lerden beri halk mücadelesi içindeyim. 1980 darbesinden sonra Adana Sıkıyönetim Mahkemesi’nde 650 kişiyle yargılanıp, idam kararı verilen 50 kişiden biriyim. 20 yıl cezaevinde kaldım. Tahliye olduktan sonra zorunlu askerlik nedeniyle ülkeyi terk etmek zorunda kaldım. 

Tek kişilik hücrede çıplak arama!

Bir yıldır Almanya’da tek kişilik hücrede tutuluyorum. Çıplak aramaya maruz kaldığım için havalandırmaya çıkmıyorum. Tek kişilik hücrede kalmama rağmen 6 kişilik bir grup hücreme baskın düzenleyerek, arama yapıyor. Yazdığım notlar kayboldu, kişisel eşyalarım tahrip edildi. Bu koşullar işkenceye varan uygulamalardır. 

Ben barış, halkların kardeşliği, kadın özgürlüğü ve ekolojik bir toplum hayali kuran biriyim. Abdullah Öcalan’a uygulanan 26 yıllık tecride karşıyım. Kürt halkı için mücadele eden PKK’dir. İddia edildiği gibi terörist değilim, özgürlüğümü talep ediyorum.”

Süreç görmezden geliniyor

Kürt siyasi tutsaklarla dayanışma gösteren AZADÎ Hukuk Bürosu karar sonrası yaptığı açıklamada mahkemeyi eleştirerek şunları söyledi: “PKK, şu sıralar Türkiye devletiyle yeni bir diyalog ve barış süreci başlatmak için elinden geleni yaparken, Alman yargısı bu sürece katkı sağlamak yerine süreci görmezden geliyor. Mehmet Ali Yılmaz davasının ana duruşması 28 Şubat'ta başlamıştı. Bu tarih, PKK kurucusu Abdullah Öcalan’ın ‘Barış ve Demokratik Bir Toplum Çağrısı’nı kamuoyuna sunmasından bir gün sonrasına denk geliyor. Öcalan bu çağrıda örgüte silahlı mücadeleyi sona erdirme ve kendini feshetme çağrısı yapmıştı. Bugünkü hüküm, gerillanın bir kısmının sembolik bir şekilde silah bırakacağı haftada verildi. Bu arada PKK, Mayıs ayı başında kendini feshetme kararı almıştı. Eğer Alman hükümeti, Federal Başsavcılık ve Alman mahkemeleri PKK’ye yönelik kovuşturmalara ve Kürt hareketinin kriminalize edilmesine aynı şekilde devam ederse, bu tutumları sadece Kürdistan ve Ortadoğu’daki barışa karşı olmakla kalmayacak, aynı zamanda savaşı da körüklemiş olacaklar.”

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.