2020’nin öne çıkan kitapları


Kültür/Sanat Haberleri —

KİTAPLAR

KİTAPLAR

  • Koronavirüs salgınıyla geçen 2020’nin sınırlı iyi yanlarından biri, kitaplara hayatımızda daha çok yer açmamız oldu. Peki, yılın en çok iz bırakan kitapları hangileriydi? BBC’den Lindsay Baker, 2020’nin İngilizce yayımlanan en iyi kitaplarını derledi.

SERAP GÜNEŞ

1. Yeni Vahşi Doğa - Diane Cook

Amerikalı yazar Diane Cook’un ilk romanı. Bir annenin, kızını iklim değişikliğiyle harap olmuş bir dünyadan kurtarmak için verdiği savaşın yaratıcı ve dehşet verici distopik bir hikâyesini anlatıyor.
Aşırı kalabalık, kirli bir metropolde yaşayan Bea, kendisinin ve kızının şehirde kalamayacağını anlar ve bu nedenle riskli bir deneyde yer almak için bir grup gönüllüye katılır. Grup, daha önce insanlığın adım atmadığı büyük, evcilleşmemiş geniş bir arazi olan Wilderness Eyaleti’ne yerleşir. Distopik roman The New Wilderness (Yeni Vahşi Doğa), Man Booker Ödülü finaline kaldı. Booker Ödülü kitabı, “Doğayı hor görüşümüze ve insan olmanın ne anlama geldiğine dair ateşli bir ağıt olan The New Wilderness, çağımız için olağanüstü ve ilgi çekici bir roman” diye tanıttı.

2. Bu Yas Tutan Beden - Tsitsi Dangarembga

Tsitsi Dangarembga, Zimbabweli romancı, oyun yazarı ve film yapımcısı. Yazar bu romanında genç bir kadının ve yeni doğan bir ulusun umut ve potansiyelinin zamanla nasıl bozulabileceğini ve hayatta kalma mücadelesi haline gelebileceğine dikkat çekiyor.
Tambudzai, Harare şehir merkezinde kendine hayat kurmaya çalışan genç bir kadındır. Tsitsi Dangarembga’nın 1988 klasiği Nervous Conditions’ın devamı niteliğindeki son romanı, Booker ödülü için finale kalmıştı. Kitap, Tambudzai’nin kırılma noktasına varana dek yaşadığı gerileme ve düşüşü izliyor. Booker Ödülü’ne göre “Gergin ve psikolojik açıdan yüklü bir roman”, Guardian’a göre ise: “Dangarembga otuz yıl aradan sonra başka bir klasik daha yazmış.”

3. Yanmış Şeker - Avni Doshi 

1982 yılında New Jersey’de doğan Avni Doshi, Dubai’de yaşıyor. Yazar, 2013 yılında Tibor Jones South Asia Ödülü’ne layık görüldü. Burnt Sugar (Yanmış Şeker), anne-kız ilişkisine odaklanan; sevgi ve ihanete, hafıza ve kayıplara dair bir yüzleşme romanı. Burnt Sugar romanı bu yıl, Booker Ödülü’ne aday gösterildi. Bokker, kitapla ilgili “Bir bıçak kadar keskin ve yakıcı bir zekâyla, Avni Doshi, en yakın olduğumuz kişiler hakkında ve dolayısıyla kendimiz hakkında kesin olarak bildiklerimizin sınırlarını test ediyor” yorumunda bulundu.

4. Gölge Kral - Maaza Mengiste 

Faşist Mussolini’nin 1935’te Etiyopya’yı işgali esnasında geçen The Shadow King (Gölge Kral), öksüz kalan Hirut’un hikâyesini anlatıyor. Afrikalı kadınların hikâyesini ön plana çıkaran roman, savaşta kadın olmanın ne anlama geldiğine dair güçlü bir yapıt. New York Times romanı “lirik” ve “dikkate değer” olarak tanımlarken, Hirut’u “İz bırakan ve ikna edici bir kahraman” olarak tanımlıyor. The Shadow King de Booker Ödülü’ne aday gösterildi ve jüri üyeleri tarafından kadın gücünün büyüleyici bir keşfi olarak övüldü.

5. Shuggie Bain - Douglas Stuart

İskoç asıllı ABD’li yazar Douglas Stuart, Shuggie Bain ile dünyanın en prestijli edebiyat ödüllerinden biri olan İngiliz Booker Ödülü’nü kazandı. Roman, 1980’lerde İskoçya’nın Glasgow kentinde yoksulluk ve alkol sorunuyla karşı karşıya kalan işçi sınıfından bir aileyi konu ediniyor. 44 yaşındaki yazarın kendisi de New York’ta moda dünyasında çalışmaya başlamadan önce Glasgow’da büyümüştü. Stuart’ın ilk romanı olan Shuggie Bain, yazarın kendi hayatından yola çıkıyor ve 1980’li yıllarda annesi bağımlı olan bir çocuğun yoksulluk içinde büyümesini anlatıyor. Stuart kendini, “Farklı bir kariyere sahip olup yazmaya geç başlamış bir işçi sınıfı çocuğu” olarak nitelendiriyor.

6. Mayflies - Andrew O’Hagan 

Andrew O’Hagan’ın son romanı gerçek olaylardan ve Jimmy ile Tully arasındaki dostluktan esinlenmiş. 1980’lerde küçük bir İskoç kasabasındaki iki genç; müzik, film sevgileri ve isyankâr gençlik sayesinde bağ kurar. Manchester’da büyülü, coşkulu bir hafta sonunu paylaşırlar. Otuz yıl sonra, Tully’nin bazı haberleri vardır... Telegraph, Mayflies’i “Kalıcı dostluğun keyifli bir nostalji gezisi” olarak tanımlıyor. The Times ise şöyle diyor: “Erkek dostluğunun milyon yapraklı çiçeğine sevinçli, sıcak ve yürek dolduran bir övgü.”



7. Piranesi - Susanna Clarke

Susanna Clarke, 2004 yılında “Jonathan Strange & Mr Norrell” ile dünya çapında bir başarıya ulaştı. Hastalanmasından ötürü uzun süre yazmaya ara verdi. Ancak son romanı Piranesi ile muhteşem bir dönüş yaptı. Piranesi’de mitolojik ve fantastik öğeleri birleştiren yazar, tarzını CS Lewis ve Tolkien’i anımsatırcasına harmanlıyor. Edebiyat dünyasında çok övgü aldı ve eleştirmenler tarafından zekice ve benzersiz şekilde tanımlandı.




8. İlk Kadın - Jennifer Nansubuga Makumbi

Küçük bir Uganda köyünde büyüyen Kirabo, her halükarda onun uyumlu olmasını isteyen güçlü kadınlarla çevrilidir. Genç bir kadın olmaya yaklaşırken, dikbaşlı Kirabo isyankâr hale gelir. Arka planda diktatörlük tarafından dönüştürülen bir ülkenin yer aldığı The First Woman (İlk Kadın), modern feminizmi eski Uganda folkloruyla harmanlıyor. Telegraph Gazetesi kitap için “Makumbi kalp kırıklığını mizahla dengeliyor” diyor. “Roman aynı zamanda iktidar (siyasi, sosyal veya cinsel) üzerine bir söylem, ancak güzel bir hafif dokunuşla işlenmiş.”


9. Apeirogon - Colum McCann

Biri İsrailli, diğeri Filistinli iki adamın kızları çatışmada öldürülürler. İki baba, sonrasında arkadaş olurlar. Colum McCann tarafından yazılan Apeirogon, bu dostluğun gerçek hikâyesine dayanıyor. Kitap pek çok övgü aldı. Observer, “Bir başyapıt. Bir nesilde yalnızca bir kere gelen türde bir kitap” diyor. New York Times: “Harika, güçlü ve prizmatik. Apeirogon, anlatıcı ile dinleyici arasındaki uçurumu tamamen çökerten bir empati motoru... Hayal gücü ve dış kestirim eylemlerini tarihsel gerçekle birleştirerek amacına ulaşıyor.” BBC Culture ise “Son derece insani bir roman” olarak tanımlıyor.

10. Başkan Yoldaşın Ölümü Alain Mabanckou

Alain Mabanckou’nun Black Moses’ı 2017 Booker Ödülü için ilk listeye alınmıştı. Şimdi, Helen Stevenson tarafından tercüme edilen Başkan Yoldaşın Ölümü (The Death of Comrade President ) adlı yeni kitabı da övgüyle karşılandı. Bu, genç Michel’in cumhurbaşkanının acımasızca öldürülmesine kadar gündelik hayatla pazarlık yaptığı; Kongo Cumhuriyeti’ndeki Pointe-Noire’da 1970’lerde geçen bir gençlik hikâyesi de. Bookshybooks şöyle diyor: “Sıradan Kongolu bir ailenin nazik bir portresi olarak başlayan kitap, hikâyesinin kapsamını hızla sömürgecilik, sömürgecilikten kurtulma ve Afrika kıtasının çıkmazları üzerine güçlü bir incelemeye genişletiyor.”

KÜLTÜR SERVİSİ

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.