40 yılın özeti Tekinler

Fettah Tekin - Gurbet Tekin

Fettah Tekin - Gurbet Tekin

  • Fettah ve Gurbet Tekin çifti, 1987'de koruculuk dayatmasıyla başlayan zulme boyun eğmedi, göç, sürgün, gözaltı tutuklama ve şehadeti göze aldı. İki çocukları şehit, ikisi gerilla, biri cezaevinde, biri de sürgün olan Tekin çiftçi, örgütlü mücadeleden kopmuyor.
  • Fettah Tekin, TUHAYDER Mardin İl Temsilciliğini; Gurbet Tekin ise MEBYADER Eşbaşkanlığını yürütüyor. Her ikisi de 59 yaşında olan Tekin çifti, Mêrdîn’de süren Adalet Nöbeti'nin de müdavimlerinden. Tekin, "Geri adım atmadık. Amacımız belli; özgür halk, özgür ülke” dedi.

Koruculuk, baskı, şiddet, gözaltı, hapis, sürgün ve ölüm kar etmedi Tekin Ailesi'nin direnişi karşısında. İki çocukları şehit, ikisi gerilla, biri de tutsak olan Fettah ve Gurbet Tekin çifti, Adalet Nöbeti’nde. 

 Tutsak yakınları öncülüğündeki Adalet Nöbeti, Amed, Wan, Adana, Mersin, İstanbul, İzmir ve Mêrdîn’de devam ediyor.  Mêrdîn’de Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) İl binasında süren Adalet Nöbeti’ni ilk gününden bu yana terk etmeyen Fettah ve eşi Grubet Tekin’in yaşam öyküsü, bir direniş destanı gibi. Mêrdîn’in Artuklu ilçesine bağlı Zonê (Aran) köyünde 1987'de koruculuk dayatmasına karşı göç etmek zorunda kalan Fettah Tekin, il il çektiği eziyetin ardından doğduğu topraklara geri döndü ve şimdi Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Yardımlaşma Derneği’nin (TUHAYDER) İl temsilciliğini yapıyor. Eşiyle birlikte tüm eziyetlere katlanan ama bir an olsun direnmekten geri adım atmayan Gurbet Tekin ise Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma Dayanışma Birlik ve Kültür Derneği (MEBYADER) Eşbaşkanlığı görevini üstlenmiş durumda. Her ikisi de 59 yaşında olan Tekin çifti, yaşlarına rağmen direnişe öncülük etmeyi sürdürüyor. Koruculuk dayatmalarına karşı önce Qoser’e, daha sonra sırasıyla Mêrdîn, İstanbul, Artuklu, Stewr (Savur), Evîna (Sürgücü), Adana ve yeniden Mêrdîn’e dönen 10 kişilik Tekin Ailesi'nin neredeyse her bireyi cezaevine girdi çıktı. Baba Tekin, sürekli gözaltı ve baskıyla karşı karşıya kalırken 1992'de tutuklandı. 

Cezaevinden sonra çocukları katıldı

Bir süre tutulduğu cezaevinden tahliye olduktan sonra 1997'de İstanbul’a taşınmak zorunda kalan ailenin büyük oğlu Süleyman Tekin (Mazlum Mêrdîn) PKK’ye katıldı ve 2005'te Dêrsim/Pülümür’de şehit düştü. Ailenin diğer oğlu Selim (Çekdar – Mazlum Nisêbîn) 2010'da PKK’ye katıldı ve öz yönetim direnişleri döneminde şehadete ulaştı. 16 yaşındaki oğulları Delil Tekin 2011'de tutuklanarak cezaevine konuldu. Çok geçmeden Ekim 2012'de dönemin MEYADER Qoser Temsilcisi olan baba Fettah Tekin ile Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) İlçe Eşbaşkanı olan anne Gurbet ve kızları Vesile Tekin tutuklanarak cezaevine konuldu. Vesile Tekin tutuklandığında küçük iki kız çocuğunu beraberinde cezaevine götürmek zorunda kaldı. Tekinlerin iki kızı da hala gerilla saflarında. Oğulları Yılmaz Tekin ise bir süre cezaevinde kaldıktan sonra ülke dışına çıkmak zorunda kaldı.

Torunlarımla bile tehdit ettiler

MA'dan Ahmet Kanbal'a konuşan baba Fettah Tekin, “Büyük eziyet çektirdiler. Sürekli baskı, sürekli tehdit… İki yıl önce yine gözaltına alındım. Yine tehditlere maruz kaldım. Çocuklarımdan biri Rojava’ya gitmiş, onu getirmek için ikna etmeye çalıştılar. HDP’nin Amed İl binası önüne göndermeye çalıştılar, kabul etmedim. Torunlarımla bile tehdit ettiler” dedi.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 1999'da Uluslararası Komplo'yla Türkiye’ye teslim edilmesini protesto etmek amacıyla adını Zindan koyduğu oğlunun saçlarını 12 yıl boyunca kesmediğini; Abdullah Öcalan’ın haber göndermesi üzerine kestiğini belirten Tekin, “Sürekli cezaevine girip çıkıyoruz. 1992'den bu yana cezaevi kapılarından ayrılamadık. Birimiz giriyor, birimiz çıkıyor. Şimdi de öyle. Ne zamana kadar devam edecek, onu da bilmiyoruz. 1992'den bu yana geri adım atmadık. Talebimiz, amacımız belli. Özgür halk, özgür ülke! Bu amaçla bu yola girdik. Bu gerçekleşmediği sürece de yolumuzdan dönmeyiz.” 

Tecridin bitmesi de yetmez

Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü için eylemde olduklarını belirten baba Tekin, şöyle devam etti: “Bugün tecridin kalkmasını da yeterli görmüyoruz. Önceden tecrit kalksın ailesi, avukatları görüşsün diyorduk ama bugün Kürt Halk Önderi’nin serbest bırakılmasını istiyoruz. Yeter artık. Önderlik özgür olmadan bizim çocuklarımız serbest bırakılsa da özgür olmazlar, biz de özgür olamayız. Ülkemiz de özgür olmaz. Bugün yaşananların hepsi uygulanan bu tecrittendir. Önderlik fikirlerini toplumla paylaşamadığındandır.”

Ne yaparlarsa yapsınlar kararlıyız

İsrail’in Gazze’de yaptıklarına tepki gösterenlerin Kürt sorununda üç maymunu oynadığına dikkat çeken Tekin, şunları söyledi: “Rojava’da elektrik santralleri vuruluyor. Buralar sivil alanlar değil mi? Petrol istasyonları sivil alanlar değil mi? Hastaneler sivil alanlar değil mi? Önce bir kendi gözünüzün önünde olanlara bakın, ondan sonra başkalarından bahsedin. Bunu kabul etmiyoruz. Bu nedenle diyoruz ki; bir an önce Önderliğimizi serbest bırakın. Önderliğimiz bırakılmadığı sürece de bu eylemi sonlandırmayız. Bizi cezaevine de atsalar, ne yaparlarsa yapsınlar kararlıyız, iradeliyiz.

Örgütlü olursak çözüm de gelir

Ekonominin düzelmesini istiyorlarsa bu savaşa yaptıkları harcamalara son vermeliler. Gidip başka devletlerin kapısında para aramalarına gerek yok. Çözümü İmralı’da. Bugün Kobanê Kumpas davasını ne diye açtılar. Dolmabahçe Mutabakatı’na baktığınızda utanmıyor musunuz? Bu yapılanlar zulümdür. Kabul edilemez. Halkımız da uyanık olmalı, bunları kabul etmemeli. Bugün burada sadece tutuklu aileleri ve Barış Anneleri Adalet Nöbeti’nde olmamalı. Bütün anneler burada toplanmalı. Binler olmalıyız. Ne kadar örgütlü ve güçlü olursak çözüm de o denli erken olur.” MARDİN

 

***

Açlık grevi 67. gününde

Türk cezaevlerindeki PKK ve PAJK'lı tutsakların, "Abdullah Öcalan'a Özgürlük, Kürt Sorununa Çözüm" kampanyası kapsamında 27 Kasım'da başlattığı süreli dönüşümlü açlık grevi, 67. gününde.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.