8 Mart’ın yeni ruhu ve kimliği: Sakine Cansız

Haberleri —

8 Mart, dünya kadınlarının isyan günü! Direniş günü! Emeğine, dolayısıyla onuruna sahip çıkma günü! Emek mücadelesini özgürlük mücadelesine yol yapan, harita yapan kadının dayanışma ve birlik günü!

Kürt kadını otuz yıldır bu günü çok büyük bir anlam ile karşılıyor, her günü 8 Mart direnişiyle yaşıyor. Her günü 8 Mart’a çeviren Kürt kadını kadın özgürlük tarihinde bir ilki ve devrimi gerçekleştiriyor. Egemen sistemle büyük bir hesaplaşma içine giren Kürt kadını her gün dağlarda, meydanlarda ve yaşamın her alanında iktidar sistemi ile kıyasıya bir kavga veriyor. Böylece 365 günün 1 gününü kadın gününe indirgeyen kurnaz erkeğin tuzağına düşmüyor ve bu tuzağı aşıyor. Her günü mücadele, direniş ve özgürlük günü haline getiriyor. Kürt kadını için her gün kurnaz, komplocu erkek zihniyetiyle ve sistemiyle hesaplaşma, demokratik, özgür yaşamı oluşturma günü oluyor. Kürt kadınının soluk soluğa verdiği mücadele ve geliştirdiği direniş, tüm dünya kadınlarına özgür yaşamı, demokratik sistemi müjdeliyor.
Kürt kadını bu yılın 8 Mart’ını bambaşka bir anlam ve içerikle karşıladı. Her dört parça Kürdistan Kürt kadınının özgürlük çığlıklarıyla inledi. Bu yıl her yerde Kürt kadını, yol önderi Sakine Cansız’ın izinde kadına ve halkının Önderi Öcalan’a özgürlüğü haykırdı.
Kadın kırımcı sistemin merkezinde Kürt kadını dünya kadını ile buluştu, Olympelerin, Rolantların ve Sakinelerin katili Paris’le hesaplaştı. Kürt kadınının özgürlük sesiyle, iradesiyle dünya kadını tarihsel hafızasını ilk defa bu denli köklü yeniledi. Avrupalı kadınlar Kadın özgürlük Önderi Sakine’nin şahsında, yolunda, Kürt kadınlarıyla el ele Olympelerin başını uçuran katillerden ilk defa bu denli güçlü hesap sordu.
Bu ne büyük bir acı! Bu ne büyük bir tesadüf! Bu ne büyük bir kader birliği!!.. Yıllar önce Dünya tarihinde kadın hakları ve özgürlüğü için büyük kavga yürüten, 1789 Fransız devriminin öncü kadın önderleri olan Olympe ve Rolant Paris’te alçakça ve zalimce idam edildi, katledildi. Aradan ikiyüz yılı aşkın bir zaman sonra aynı yerde kadın ve insanlık devrimine öncülük eden bir hareketin kurucu üyesi ve öncü kadın önderi Sakine Cansız ve iki yoldaşı Leyla ile Fidan alçakça yine Paris’te katledildi. Bu ne yaman bir tesadüf ve kader ortaklığı!..
Düşünüyorum da, aslında özgürlüğün mekanı yoktur, zamanı olmadığı gibi! Özgürlüğün ne dini, ne etnisitesi, ne cinsi ve nede ülkesi vardır. Özgürlüğün ülkesi dünyadır- evrendir, dini insandır, etnisitesi toplumdur, cinsi yaşamdır. Dünya ve evren özgürlük için vardır, özgürlük olduğu için dünya ve evren vardır.  Özgürlüğün mekanı, zamanı ve kaderi tektir. Adresi aynıdır.
Olympe’nin özgürlük çığlığı Dersim’de, Kürdistan’da  yankılanır, Sakine’nin özgürlük çığlığı Paris’te, Fransa’da! Aynı ses aynı yolda ilerler aynı adrese gider ve aynı rengi alır. Ve aynı zamanın ileri zaman diliminde aynı adrese ulaşır.
Bu sesin ve bu rengin katilleri ise hep iz peşinde olur. Farklı bir biçimde ama onların da ülkesi yoktur. Yolları vardır; karanlık, puslu, alçak ve hain! Adresleri vardır; ölüm kokan, kan kokan, can alan, katleden!
Olympe de Paris’te vurulur, Sakine de! Olympe’nin de özgürlük sesi kısılmaya çalışılır, Sakine’nin de! Özgür Kadın Olympe’den de korkulur, Özgür Kadın Sakine’den de! Ama ne Olympeler korkar giotinden ve ne de Sakineler korkar kör kurşunlardan! Yüzbinlerce Olympe ve Sakine Paris’i doldurur, sokakları inletir. Yüzbinlerce, milyonlarca kadın Sakine olur. Avrupa’nın baruttan kuraklaşmış toprağına can, kirli havasına oksijen, tükenen kaynağına su olur. Sakine Kürt kadınını dünya kadını ile buluşturur, dünya kadınını hakikati ile tanıştırır!
Yüzbinlerce Kürt kadını Sakine’nin yolunda bölge kadını ile buluşur, Sakine bölge kadınını hakikati ile tanıştırır!
Onbinlerce kadın özgürlük önderleri Sakine’nin ilk gözünü açtığı mekana yürür. Asi kadın derin uykusundan uyanır. Halbu ki sevmez bu kadar uykuyu, kızar kendine!.. kendisi gibi duru ve pak Munzur’dan avuçladığı su ile yıkar güzel yüzünü… Titiz kadın nasıl da onca zamandır yıkamamış yüzünü!.. Ayağa kalkar, toplar kızıl saçlarını. Cesaretin mükemmel ifadesi dik başıyla, ağız dolusu gülüşüyle, coşku, kararlılık, inat yüklü bakışlarıyla onbinlerce kadınla kucaklaşır, yüzbinlerce, milyonlarca kadınla Sakine!..
Dersim coşar, Dersim asileşir, Dersim yücelir Sakine’yle! Onur kazanır Dersim, Sakine Dersim’i yeniden onure eder. Dersim Sakineleşen onbinlerce kadına karşı selama durur, Sakine’nin asi ve anaçtı yüreğinin elçisi olur, özgürlük özlemine dil, çığlığına yol, tutkusuna adres olur Dersim!
8 Mart Dersim’de, Kürdistan’da, Ortadoğu’da, Avrupa’da ve tüm dünyada Özgür Kadın Sakine (Sara), Rojbîn ve Ronahî’nin aydınlığında daha bir anlam kazanır. Daha bir güzelleşir, daha bir asileşir. Mücadelenin anlamı derinleşir, direniş yeniden kimlik ve kişilik kazanır Sakine’yle. Sakine’yle Direniş Yaşam, Yaşam Direniş Olur. Sakine 21. Yüzyılın Dünya Kadınının İlk Büyük DİRENİŞ Ve Özgürlük Sembolü Olur.
Ey Kürdistan ve dünya kadınları!
Sakinelerin yoldaşları ve yoldaşlarınız olarak çağrımızdır; Size El ele vererek direnişimiz ve mücadelemizle bu vahşi katliamı aydınlatalım! Her günü 8 Mart yaparak katillerden hesap sorup, onların iğrenç yüzlerini açığa çıkaralım ve insanlık karşısında yargılayalım!

paylaş

Haberler


   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.