Acımızda birleşeceğiz


Suruç Katliamı’nın şehitleri Kasım Deprem, Osman Çiçek, Erdal Bozkurt, Uğur Özkan, Med Ali Barutçu, Mücahit Erol, Serhat Devrim, Nazlı Akyürek, Veysel Özdemir, Murat Yurtgül, Emrullah Akhamur, Cebrail Günebakan, Süleyman Aksu, Ali Can Vural, Çağdaş Aydın, Yunus Emre Şen, Koray Çapoğlu, Aydan Ezgi Şalcı, Büşra Mete, Ferdane Kılıç, Nartan Kılıç, İsmet Şeker, Ece Dinç, Hatice Ezgi Sadet, Nazegül Boyraz, Cemil Yıldız, Alper Sapan, Duygu Tuna, Polen Ünlü, Okan Pirinç ve Nuray Koçak, memleketlerinde toprağa verildi.
Suruç’ta son görev
Kasım Deprem ve Osman Çiçek, Suruç’ta toprağa verildi. Amara Kültür ve Sanat Merkezi’nde toplanan onbinlerce kişi Deprem ve Çiçek’in cenazelerini almak üzere Devlet Hastanesi’ne kadar sloganlarla yürüdü. Cenazeleri omuzlarına alan halk, şehitlere bağlılık yemini etti. Suruç’a bağlı Ziyaret yolu üzerindeki Kobanê Şehitliği’ndeki defin işlemi sırasında Deprem ve Çiçek’in yakınları fenalık geçirdi. Defin ardından konuşan HDP’li vekil Selma Irmak, “DAİŞ, tüm yandaşları ve destekçileri, devlet güçleri ne kadar üstümüze gelirse gelsin bugün ve daha önce toprağa verdiğimiz binlerce yoldaşımızın mutlaka hesabını soracağız” şeklinde konuştu. Tören sonrası onbinler sloganlar eşliğinde Amara Kültür ve Sanat Merkezi’ne yürüdü.
Ağrı’daki köyünde
Suruç şehidi Erdal Bozkurt, Ağrı’nın Tutak ilçesine bağlı Surgöçlü (Kanîdirêj) köyünde toprağa verildi. Bozkurt’un cenaze törenine HDP Ağrı vekilleri ile HDP’li yöneticiler de katıldı. Cenazede sık sık “Bijî berxwedana YGP”, “Katil DAİŞ işbirlikçi AKP” sloganları atıldı.
Uğurlar olsun Uğur’um
Bir cenaze töreni de Şırnak’ın Cizre ilçesindeydi. Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) üyesi Uğur Özkan’ın cenazesini taşıyan konvoy onbinlerce kişi tarafından ilçe girişinde karşılandı. Kepenklerin de kapalı olduğu Cizre’de halk adeta hayatı durdurdu. 7’den 70’e herkes Özkan için alanlardaydı. Cizre Asri Mezarlığı‘ndaki törende konuşan baba Mehmet Özkan oğlunun gerçek isminin Hogir olduğunu belirterek, “Benim oğlumun ismini devlet yasakları nedeniyle Uğur yapıldı. Hepiniz benim Uğur’umsunuz. Uğurlar olsun Uğur’um” diye konuştu. Konuşmaların ardından Özkan “Uğur yoldaş ölümsüzdür” sloganları eşliğinde defnedildi.
Davası yerde kalmaz
Muş halkı da üç evladını uğurladı. Suruç katliamında hayatını kaybeden Med Ali Barutçu, Mücahit Erol ve Serhat Devrim Muş’ta toprağa verildi. Belediye meydanındaki törende konuşan Serhat Devrim’in dedesi Maşallah Devrim, torununun savaş için değil Kobanê’ye yardım etmek için gittiğine dikkat çekti. Med Ali Barutçu’nun babası Ali Rıza Barutçu da arkadaşlarının davasını yerde bırakmayacağını dile getirdi. Barutçu, “Düşmanlarımız iyi bilsinler, bizler öldürülerek yok edilemeyiz. Med Ali benim hem arkadaşım hem de yoldaşımdı. Oğlum her zaman Kürdistan davasının nasıl ilerletebileceğini düşünüyordu” dedi. Mücahit Erol’un annesi Besra Erol ise “Onlar dört parça Kürdistan’ın şehitleridirler. 40 yıldır Kürt halkının kanını döküyorlar. Doymadınız mı? Benim ciğerim yandı başkalarının yanmasın. Mücahit’in mücadele arkadaşlarına başarı diliyorum” diye konuştu. Konuşmalar sonrası üç gencin cenazesi Taşo Mezarlığı’nda toprağa verildi.
Veysel Özdemir’e son görev
Amed’de de 2 devrimci Nazlı Akyürek ve Veysel Özdemir’in cenaze törenleri vardı. Konvoy eşliğinde Amed kent merkezine getirilen Akyürek ve Özdemir’in cenazelerini binlerce Amedli zafer işareti ve sloganlarla karşıladı. İskanevleri Kavşağı’nda halk tabutları araçlardan indirerek omuzlara aldı. Öfkeli sloganlar eşliğinde Yeniköy Mezarlığı’na getirilen cenazelerden Nazlı Akyürek ile Süleyman Aksu’nun cenazeleri morga kaldırıldı. Veysel Özdemir için ise dini vecibeler yerine getirildikten sonra cenaze namazı kılındı. Daha sonra tekrar omuzlara alınan Özdemir’in tabutu, “Katil IŞİD, işbirlikçi AKP” ve “Şehîd namirin” sloganları eşliğinde defnedileceği kabri başına götürüldü.
Hocam son dersini iyi anladık!
Geverli İngilizce Öğretmeni Süleyman Aksu’yu onbinler sonsuzluğa uğurladı. Şakitan Köprüsü’nde kitlesel karşılanan Aksu’nun cenazesi yüzlerce araçlık konvoy eşliğinde Abdullah Canan Köprüsü üzerinden Cengiz Topel Caddesi’ne getirildi. Burada da bir araya binlerce kişi, cenazeyi zılgıtlar ve alkışlarla karşıladı. Esnaflar da kepenk kapattı. Çevre illerden gelen halkın da cenaze kortejine katılmasıyla kalabalık on binleri buldu. Onbinler yürüyüş boyunca DAİŞ çetelerine ve AKP’ye lanet yağdırırken, Aksu’nun öğrencileri ise “PKK intikam” ve “İsyan, isyan” diye haykırdı. Aksu’nun öğrencileri gözyaşları içerisinde “Süleyman hocam son dersini çok iyi anladık” pankartını açtı. Aksu’nun naaşı Orman Mahallesi’ndeki mezarlıkta toprağa verildi.
Vural Ordu’da
Kobane’nin inşa çalışmalarına katılmak için Samsun’dan Suruç’a giden SGDF üyesi Ali Can Vural’ın cenazesi memleketi Ordu’nun Kumbaşı beldesinde toprağa verildi. Vural ailesi ve yakınları, belde camisinde taziyeleri kabul etti. Öğle namazının ardından dini tören yapıldıktan sonra Vural’ın cenazesi defnedildi.
Defin sonrasında camiden ayrılan ve Samsun’a hareket etmek için araçlarına binenler polis tarafından engellendi. Otobüsün hareketini engelleyen polis, GBT kontrolü dayatmasında bulundu. Araç bir süre bekletildikten sonra Samsun’a hareket etti.
Yoldaşımdı
27 yaşındaki Çağdaş Aydın Dersim’de binlerce kişinin katılımıyla uğurlandı. İlk olarak Dersim Cemevi’nde götürülen Aydın’ın naaşını omuzlayan binlerce kişi, kızıl bayrak eşliğinde Seyit Rıza Meydanı’na yürüdü. Seyit Rıza Meydanı’nda konuşan baba Fethi Aydın sözlerine, “O benim bir oğlum değil yoldaşımdı” diyerek başladı. Çağdaş’la birlikte 31 kırmızı karanfilin de yaşamını yitirdiğini dile getiren Aydın, “Çağdaş ölmedi yoldaşlar, binlerce, milyonlarca Çağdaş var. Patlamada ben de yanındaydım. Çağdaş beni solladı. İlk ben olmalıydım. Biz Seyid Rızaların torunları olarak büyüdük. Sosyalist bir toplumu kurmak için ya hep beraber ya hiçbirimiz” dedi. Konuşmaların ardından Aydın’ın cenazesi, Dersim’in Ovacık ilçesine bağlı Çaxberi (Güneykonak) köyünde toprağa verildi.
Hep aynı kararlılıkla
SGDF MYK üyesi Cebrail Günebakan için Elazığ’ın Karakoçan ilçesinde tören düzenlendi. Üzerinde Cebrail Günebakan ile Rojava’da şehit düşen ve cenazesi getirilemeyen Karakoçanlı Sinan Sağır’ın resimlerinin yer aldığı “Bizimkiler hep aynı kararlılıkla dövüşür” yazılı pankart açılan törende, göğüslerinde ve ellerinde Cebrail Günebakan’ın resimlerini taşıyan binlerce kişi “Bijî berxwedane Kobanê“, “Katil devlet hesap verecek” “Bijî PKK, YPG, Yaşasın MLKP, “Cebrail Günebakan ölümsüzdür” ve “Sinan Sağır ölümsüzdür” şeklinde sloganlar attı. Günebakan, Kolukan köyünde toprağa verildi.
Oyuncaklar kabri başında
Yunus Emre Şen’in cenazesi Van’da onbinlerin katıldığı törenle toprağa verildi. Şen’in Kobanê’ye götürmek istediği oyuncakların elden ele dolaştırıldığı törende, kadınların yaktığı ağıtlar ile kitle gözyaşları döktü. Dini vecibeleri yerine getirilen Şen’in cenazesi mezarlığa konularak başucuna Kobanê’ye götüreceği oyuncaklar bırakıldı. Katliamdan yaralı olarak kurtulan Şen’in arkadaşı Emre Genç, “Kobanê’de çocuk parkı, kütüphane ve hatıra ormanları yapacaktık. Çantalarımızda umudu, özgürlüğü, adaleti; çantamızda çocuklara oyuncukları taşıyorduk. Çantalar dolusu oyuncaklar taşıyanlar TIR’lar dolusu silah taşıyanlar tarafından katledildi” diye konuştu.
Nazlı kadınların omuzlarında
Özdemir’in cenaze töreni ardından kitle bu kez Nazlı Akyürek’in cenazesini morgdan alarak, defnedileceği 450 Evler Mezarlığı’na götürmek üzere konvoy eşliğinde yola çıktı. Dini vecibelerin yerine getirilmesi ardından Akyürek’in tabutu kadınlar tarafından omuzlarda “Şehîd namirin” sloganları eşliğinde mezarlığana getirilerek defnedildi.
Törende konuşan HDP Amed Milletvekili Çağlar Demirel, Suruç’taki katliamı yapanların devlet ve AKP olduğunu vurguladı.
Nazlı Akyürek için 450 Evler Yas Evi’nde, Veysel Özdemir için ise Kulplular Yas Evi’nde ailelerince taziye kuruldu.
Çocukluk arkadaşıydılar
Suruç şehitleri ve aynı zamanda çocukluk arkadaşları olan Murat Yurtgül ve Emrullah Akhamur, Mardin’in Kızıltepe ilçesinde on binlerce kişi tarafından son yolculuklarına uğurlandı. Yurtgül ve Akhamur’un cenazeleri son bir defa evlerine götürüldükten sonra omuzlara alınarak yürüyüş kortejiyle Atatürk Mahallesi Mezarlığı’na götürüldü.
Devrime adanan aile
Suruç katliamında yaşamını yitiren İsmet Şeker, “Kerbela’dan Koçgiri’ye, Koçgiri’den Kobanê’ye direniş sürüyor” deyip YPG saflarında yer alan oğlu gibi Kobanê şehidi olarak ölümsüzleşti.
Suruç’taki bombalı saldırıda katledilenlerden 50 yaşındaki İsmet Şeker’in oğlu YPG’li Mustafa Can Şeker (Şiyar Koçgiri) 22 Ocak’ta Rojava’daki çatışmalarda ölümsüzleşmişti. Şeker’in acısı Haziran ayında katlandı. Oğlunu kaybetmesinin ardından hastalanan eşi Necar Şeker’i 18 Haziran’da kaybetti. Uzun bir süre Avrupa’da inşaat işçiliği yaptıktan sonra İstanbul’a tekrar dönerek, burada esnaflık yapmaya başlayan Şeker, SGDF’liler ile birlikte Kobanê’nin yolunu tuttu.
Oğlunu görecekti
Yolunu Kobanê’ye çeviren ise oğlu YPG saflarında yer alan Yusuf Şeker’in hasreti oldu. Şeker, oğlunu görmek ve Kobanê’nin inşasında yer almak için SGDF’nin kampanyasına katılmıştı. Canlı bomba saldırısı sırasında basın açıklaması yapan gençlerin içinde bulunan Şeker, olay yerinde hayatını kaybetti. Şeker, HDP’nin seçim çalışmaları içerisinde de aktif olarak yer alıyordu. Yaşadığı Gazi Mahallesi şimdi Şeker’in yasını tutuyor.
Hayata tutunmuştu
Arkadaşları O’nu, okumayı ve okutmayı seven, kitaplara tutkulu, insanların yaşamlarına ortak olan neşeli biri diye özetliyor.
Vanlı Yunus Emre Şen Ankara’nın üniversite kampüslerinde sosyalizmle tanıştı. Kucaklayıcı, ağabey, kardeş karakteri dolayısıyla arkadaşları ona “Kekê” diye seslenirdi.
Arkadaşları Yunus’u hep okuyan, neşeli ve çevresindeki herkesi kucaklayan, hayallerine ortak olmaya çalışan birisi olarak tarif ediyor. Yunus’un okumayı, okutmayı ne kadar çok sevdiğini, kitaplara düşkünlüğü öğrencisi Ezgi Yağcı anlatıyor. Bir yıl boyunca Yunus’un kendisine ders verdiğini ve kendi okuduğu fakülteye kazanmasını istediği söyleyen Yağcı, bu sene Yunus’un istediğini yerine getirdiğini ve DTCF’yi kazandığını belirtiyor. Yağcı, “Yunus lise dönemlerinde en çok Oğuz Atay’ın Tutunamayanlar kitabını okumak istiyormuş ama bütçesi yetmediği için alamıyormuş. Kitabı korsan ya da ikinci el de almak istememiş. Sonra annesi kendi harçlıklarını biriktirmiş ve Yunus’a o kitabı almış. Yunus için o kitap çok değerliydi. Kitabı hep yanında taşırdı. Yeni tanıştığı herkese Tutunamayanlar’ı okutmak isterdi, önerirdi” sözleriyle kitaplara olan tutkusunu anlatıyor. Yağcı, zorlukla tamamlayabildiği konuşmasında son olarak “Yunus benim için hep uzun, sıska bir Kekê olarak, bir ağabey olarak kalacak…” diyor.
Parka yerine çocuklara oyuncak
Katliamda hayatını kaybedenlerden biri olan Ali Can Vural, 18’ine daha yeni basmıştı.
Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi öğrencisi olan Vural’dan geriye yeşil parkayla çekilmiş fotoğrafı ve ideallerle dolu hayat hikâyesi kaldı.
Yoksul bir ailenin çocuğu olan ve hayal ettiği yeşil uzun parkayı alacak parası olmadığı için Vural, bir gün gittiği mağazanın birinde üzerine o sevdiği parkayı geçirerek arkadaşlarından birine fotoğrafını çektirdi. Sonra o parkayı almak için para biriktirdi ancak, Kobanê‘yle dayanışma kampanyası başlayınca parkayı almak yerine o parayla Kobanê‘deki çocuklara oyuncak ve kitap aldı.
Vural için ne de olsa devrimci olmak devrimci görünmekten daha önemliydi. Arkadaşları Vural’ı, çok neşeli, hayat dolu, olağanüstü bir zekâ ve yüksek bir enerjiye sahip biri olarak anlatıyor. Ali Can Vural, Samsun’da katıldığı basın açıklamaları nedeniyle defalarca gözaltına alındı ve hakkında çok sayıda soruşturma açıldı. Ali Can Vural’dan geriye sosyal paylaşım hesabından yazdığı şu satırlar kaldı:
“Yoksula Gülmedim, Zenginliğe Özenmedim, Faşistleri Sevmedim, Ezilenleri Dövmedim, Ben Devrimci Doğdum, Devrimci Öleceğim...
Katillere işbirlikçilere kafa kesenlere kadınları aşağılayanlara karşı yeniden inşa için Kobanedeyiz...
Saldırdınız, öldürdünüz, vurdunuz, katlettiniz, astınız yine de bitiremediniz. Çünkü fikirlere kurşun işlemez biz kazanacağız. Özgürlük kazanacak. Barış kazanacak katiller hırsızlar nefret kusanlar kaybedecek.”
Binler sık sık “Bijî Serok Apo”, “Şehîd namırın”, “Katil Erdoğan” sloganları attı. Mezarlığa varıldığında Yurtgül ve Akhamur’un tabutları yan yana bırakıldı. Binler hep bir ağızdan IŞİD ve Erdoğan aleyhine sloganlar attı. Törende aile adına konuşan Murat Yurtgül’ün amcası Yusuf Yurtgül, yaşamını yitiren gençlerin barış ve kardeşlik taleplerinin bile kabul edilmediğine dikkat çekti. Emrullah Akhamur’un dayısı Hasan Yaşar ise “Onlar tüm Kürt halkının şehididir. Onları ve onların mücadelesini hiçbir zaman unutmayacağız” diye konuştu. Konuşmaların ardından dini vecibeler yerine getirilerek Yurtgül ve Akhmur sloganlarla defnedildi.
Onların da ciğeri yansın
Defin işlemi ardından mezarlık çıkışında Emrullah Akhamur’un annesi Zahra Akhamur konuştu. Zahra Ana, “Ben oğlumun cenazesini arıyordum onlar benim üzerime gaz atıyorlardı. Umuyorum ki Emine’nin de ciğeri yanar!” sözleriyle tepkisini dile getirdi.
Anne oğul yan yana
Çerkes halkıyla Kürtler arasında köprü olmak ve Kobanê’nin yeniden inşasına katılmak için gittikleri Suruç’ta yaşanan bombalı saldırıda yaşamını yitiren HDP PM Üyesi Ferdane Kılıç ve oğlu Nartan Kılıç, Bursa’da “İnadına barış inadına kardeşlik” sloganıyla sonsuzluğa uğurlandı. Anne oğul için ilk olarak HDP Bursa İl Örgütü önünde tören düzenlendi. Cenaze törenine, Ferdane Kılıç’ın eşi HDP’nin genel seçimlerdeki Bursa Milletvekili Adayı Metin Kılıç, saldırıdan yaralı olarak kurtulan kızları Sinem Kılıç, Kafkas Dernekler Federasyonu üyelerinin de aralarında bulunduğu binlerce kişi katıldı.
Konuşmaların ardından Ferdane Kılıç ve oğlu Nartan Kılıç’ın kızıl bayrağa sarılı tabutları kadın ve gençler tarafından omuzlanarak, Kent Meydanı’na yürüyüş düzenlendi. Yürüyüş ardından düzenlenen cenaze törenine HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş da katıldı.
Kadıköy sokaklarında son kez
HDP Kadıköy İlçe Yöneticisi Ece Dinç ve Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü öğrencisi Hatice Ezgi Sadet, İstanbul’da düzenlenen ve binlerce kişinin katıldığı cenaze törenleri ile son yolculuklarına uğurlandı.
Kadınların omuzunda binlerce kişinin katıldığı yürüyüşle Karacahmet Mezarlığı’na taşınan Sadet, gözyaşları içinde toprağa verildi.
Cenazenin defnedilmesi ardından Suruç’ta katledilenler için anma töreni düzenlendi. Anmada konuşan ESP Genel Başkanı Sultan Ulusoy, “Onlar Kobanê’ye Gezi’nin ruhunu taşımaya gidiyorlardı. Onur ve özgürlük mücadelesinin en önünde yürüdüler” diye konuştu. Törende konuşan HDP Eşbaşkanı Figen Yüksekdağ ise SGDF’nin Kobanê’ye gitme amacını hatırlatarak katliamı kınadı. “Bütün oyuncaklara daha büyük bir sevgiyle yaklaşacağız. Dünyanın bütün oyuncaklarını çocuklara paylaşmak için çalışacağız” diye konuşan Yüksekdağ, “Onların başlattıkları işi bizler tamamlayacağız” dedi. Gözyaşlarına hakim olamayan Yüksekdağ sözlerini, “Kobanê’yi hep beraber yeniden inşa edeceğiz” diyerek sonlandırdı.
Ezgi ve Polen yan yana
Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü öğrencisi Hatice Ezgi Sadet için ise Ihlamurkuyu Cemevi’nde cenaze töreni düzenlendi. Çırçır Mezarlığı’nda Suruç şehitleri Ezgi Sadet ve Polen Ünlü için yan yana mezarlar hazırlandı.
Cemevi bahçesinde bir konuşma yapan Baba Ali Sadet, “Benim kızım, arkadaşları ile birlikte Kobanê‘ye oyuncak götürmek ve insanlara yardım etmek için yola çıktı, arkadaşları ile birlikte katledildi” dedi. Konuşması esnasında DAİŞ çetesine ve AKP’ye lanet okuyan baba Sadet, cenaze için toplanan kitleden Ezgi Sadet’i alkışlamalarını istedi.
Ağlamak yok!
4 çocuk annesi Nazegül Boyraz, İstanbul’da kadınların omuzlarında son yolculuğuna uğurlandı. Boyaz’ın cenazesine katılmak isteyen binlerce kişi gerçekleştirdikleri kitlesel yürüyüş ile Gülsuyu Cemevi’ne geldi. Açılan “Suruç katliamının hesabını soracağız. Beraber savunduk beraber inşa ediyoruz” yazılı pankartın arkasında yapılan yürüyüşte 31 fidanın fotoğrafları taşındı. Cenaze töreninde konuşan Boyraz’ın kızı Yasemin Boyraz, “Kimse ağlamasın. Annemiz bunu isterdi. Annemiz asla hastalıktan ölmek istemezdi. Annemiz özgürlüğe adım atarak öldü” dedi. Komşularından helallik alınmasının ardından Boyraz’ın tabutunu kadınlar omuzladı. Boyraz Küçükyalı Mezarlığı’nda toprağa verildi. Defin işleminin ardından Boyraz için “Teslim olmak yok” adlı bir şiir okundu.
Gazi Mahallesi’nde 3 şehit
Suruç şehitlerinden İsmet Şeker, Cemil Yıldız ve Duygu Tuna ise Gazi Mahallesi’nde son yolculuklarına uğurlandı.
Ölülerinden bile korktular
Suruç Katliamı’nda hayatını kaybeden Koray Çapoğlu, Aydan Ezgi Şalcı ve Büşra Mete’nin cenazeleri polis ve jandarma baskısı altında gizlice defnedildi.
31 yaşındaki Koray Çapoğlu’nun cenazesi Trabzon’un Of ilçesine bağlı Yanıktaş köyünde toprağa verildi. Cenazenin öğle namazından sonra toprağa verilmesi beklenirken, Emniyet’in aileyi “olay yaşanabileceği” yönünde yönlendirmesi üzerine Çapoğlu’nun cenazesi ailesi tarafından sabah saat 07.30 sıralarında Yanıktaş köyündeki aile kabristanlığında toprağa verildi. Jandarma ekipleri de köyün girişini tutarak köye girişleri engelledi.
Cenazeleri kaçırıldı
Polis baskısı altında cenazesi ailesi tarafından kaçırılan Şalcı’nın cenazesinin Ordu’nun Mesudiye ilçesinde toprağa verildiği öğrenildi. Adli Tıp Kurumu’nda kalan son iki cenazeden biri olan KOÜ öğrencisi Nuray Koçak’ın cenazesinin Bursa’nın Mudanya ilçesinde toprağa verileceği bildirildi.
ESP, Suruç katliamında yaşamını yitiren ve cenazesi İstanbul’a gönderilen Büşra Mete’nin cenazesinin polis baskısından ötürü gece yarısı ailesi tarafından gizlice Pendik Mezarlığı‘na defnedildiğini açıkladı.
Alper Sapan’ın cenazesi ise Giresun’da toprağa verildi.
HABER MERKEZİ
