Ali Haydar Kaytan ve Rıza Altun anısına

Forum Haberleri —

Ali Haydar Kaytan/Rıza Altun

Ali Haydar Kaytan/Rıza Altun

  • Bu büyük devrimcileri insan nasıl anlatabilir? Kelimelerin gücü yeter mi? Yaşamları bir şiir gibiydi. Çok yönlüydüler. Onları anlatmak için sanatın, edebiyatın ve şiirin yardımına ihtiyaç var.

ZEKİ AKIL

PKK’nin 12 Kongresi’nde Fuat ve Rıza arkadaşların şehadetleri ilan edildi. Öncelikle Ali Haydar Kaytan (Fuat) ve Rıza Altun’u büyük bir saygı ve minnetle anıyoruz. Bu büyük devrimcileri insan nasıl anlatabilir? Kelimelerin gücü yeter mi? Yaşamları bir şiir gibiydi. Çok yönlüydüler. Yarım asrı geçen ömürlerini hep devrimin en hareketli ve zorlu ortamlarında geçirdiler. Onları anlatmak, temsil ettikleri yüksek insanı erdemleri halka mal etmek için sanatın, edebiyatın ve şiirin yardımına ihtiyaç var. Biz onları mücadelemizde yaşatarak ve kendimize kılavuz yaparak karşılık vermeye çalışabiliriz.

Önder Apo’yu yaşamları boyunca tereddütsüz izlediler, onun yolunda yürüdüler. Bağlılık ve güven ancak bu kadar olur! İnanılmaz bir netlikte ve berrak bir su gibi olmayı başardılar. Bağlılığın yanında hep gelişen, aldıklarını harmanlayıp etraflarını zenginleştiren, katan verimli devrimci kişilikler olmayı başardılar.

Ali Haydar arkadaş derin bir felsefi bakışa sahipti. Felsefi derinliğini bir derviş gibi yaşayan ve pratikleştiren bir olgunluğa erişmişti. Teorik olarak bilen ve yazan, anlatan birisi olmakla yetinmedi, onu kişiliğine yedirdi. Sözü, özü ve yaşamı bir olan çok az görülür bir militanlığı temsil etmeyi başardı.

Ali Haydar arkadaş 1973’te Ankara Çubuk Barajı’nda Önder Apo’nun dar bir grupla yaptığı ilk toplantıya katılanlardan birisidir. Onun dışındakiler gruba katılmadılar, yollarını ayırdılar. Ama o bir havari gibi Önderliği izledi ve son nefesine kadar ayrılmadı. Verdiği söze, ikna olduğu düşüncelere bir yaşam adadı. Mücadeleyi aşk derecesinde hep ele aldı. Bıkkınlık, bezginlik ona yakışmadı ve yanaşmadı.

Ali Haydar arkadaş az görülür bir cesarete sahipti. Gözü kara denilenlerdendi.

Aynı şeyi Rıza arkadaş için de rahatlıkla söyleyebiliriz. Rıza hep zorlu zamanların ve eylemlerin insanı oldu. Kemal Pir gibi aktif ve ele avuca sığmazdı. Hareket nereye gönderse, önüne hangi görevi koysa, ikirciksiz giden ve yapan birisiydi. Esprili yanı ve pratik zekası gelişkindi. Yaratıcı ve engel tanımazdı. Onunla olan, birlikte eyleme gidenler ondan hep güç alırlardı, kendilerini güvende hissederlerdi.

Bu iki arkadaşın en belirgin özelliklerinin başında sosyalizme olan inançları ve bağlılıkları gelir. Geldikleri aile ve sınıf yapıları da buna uygundu. Emekleriyle kıt kanaat geçinen ailelerdendiler. Bu açıdan kendilerini ve geleceklerini sosyalizmde gördüler, onunla düşünce ruh olarak hızla bütünleştiler. Ayrıca gençlik yıllarında Ankara gibi bir yerde devrimci gençlik hareketleri güçlüydü. Siyasi ve sınıfsal mücadele ortamı canlıydı. Bu akışa kapılmak zor olmuyordu. Ama onlar katılmakla yetinmediler. Önderliği iyi izleyen ve onu anlamaya, eksiksiz katılmaya çalışanlardandılar.

Araştırma, inceleme ve teorik çalışmaları güçlüydü. Ali Haydar ve Rıza arkadaşlar okuyan, tartışan ve gelişmeyi esas alan bir çizgi izlediler. Sıradan olmayı kendilerine yakıştırmadılar. Hep en önde olmayı istediler. Fedakarlık, engel tanımazlık açısından sembol olacak niteliklere sahiptiler. Mütevazilikte Ali Haydar arkadaşı tarif etmek ve anlatmak gerçekten zor bir iş. İnsanın önünde adeta toprak olan bir yumuşaklığı ve sadeliği vardı.

İkisi de sınıfsal ve ideolojik açıdan son derece ilkeliydiler ve taviz vermezlerdi. Sıradan bir ilişkiye tenezzül etmezdiler. Mütevazi oldukları gibi güçlü bir devrimci gurura da sahiptiler. Devrimci kişiliği yaşamlarının bütün alanlarında temsil etmeyi başaranlardandılar. Sosyalizmi kişiliklerine yedirmiş, içi dışı bir olan militanlar olmayı başarmışlardı.

Ali Haydar ve Rıza arkadaşların en belirgin özelliklerinden birisi de görev anlayışlarıydı. Bir görevi üstlendiklerinde son derece disiplinli hareket edip onu başarmak için ısrarla ve inatla çalışırlardı. Sorumluluk duyguları çok güçlüydü. Görev bilinci buradan geliyordu. Arkadaşlıklarını şirin şerbet gibi olarak tanımlamak yanlış olmaz. Onlarla arkadaş olmanın zorlukları vardı. Ama güven ve paylaşım açısından hep güç verenlerdendiler.

Ali Haydar arkadaş gittiği her yerde mütevaziliğiyle tanındı, sevildi. Özellikle genç arkadaşlarla ilgilenmeye, onlarla arkadaşlık etmeye daha fazla önem veriyordu. Devrimin geleceğini gençlerde görürdü. Rıza arkadaş da bir yanıyla gençliğini hep beraber taşıdı, o yanlarını korudu. Devrim çalışması ve geleceği fethetme arzusu insanı yaşlandırmaz. Ruh olarak hep genç kalınır. Ama Rıza bunun ötesinde de hep bir genç militan gibi oldu.

Teorik ve pratik birikimleri, yaşam deneyimleri zengindi. Rıza diplomatik çalışmalar da yürüttü. Birikimlerini her alanda devrimin hizmetine sundu.

Yazının başında da belirttiğimiz gibi bu arkadaşları anlatmak kolay değil. Onlar hakkında çok şey söylendi, yazıldı. Söylediklerimiz ve anlattıklarımız bir biçimde hep eksik kalıyor. Halkımız, devrimci gençlik onları tanımaya ve onlardan güç almaya devam etmelidir. Onlar mücadelemizde bize yol göstermeye devam edecekler.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.