Alişerin yoldaşı, Apocu gerilla: Baran Dersim

Haberleri —

2009 sonbaharıydı. Kürdistan dağlarının Zagros eteklerindeki küçük ama derin bir vadide, sararmış yaprakların arasındaki ağaçların gölgesindeki dere yatağında, taşların üzerinde bir grup gerilla ile oturmuştuk. 

Gerillaların doyumsuz sohbetlerinden biriydi. Kimler yoktu ki; 2010’da Hakkari’de çıkan çatışmada 8 arkadaşıyla birlikte yaşamını yitiren gerilla Ferman Özlü (Mazlum Mamxurî), Hüseyin Welat (Ekin Morsümbül) ve diğerleri vardı. Sonra bir patikada yürüyen iki yiğit gerilla göründü. Eski gerillalar oldukları her hallerinden belliydi. Patikadan süzülerek, sığ meşe ağaçları arasından suyun karşı kıyısındaki patikadan yürüyorlardı.  Vadide oturan gerillalar ile selamlaştılar. Utangaç davranışları dikkatimi çekti. Sonra PKK’nin kurucularından Ali Haydar Kaytan’ın yanına yöneldiler. Sımsıcak kucaklaştılar. Ben gözlerimi onlardan ayıramıyorum. Sonra bir genç gerilla “Onlar Dersim’den geldiler” dedi. İsimlerinin “Ali Haydar ile Baran” olduğunu söyledi. Ben isimlerini duymuştum. Kendilerini ilk kez görüyordum. Ali Haydar Kaytan ile sohbetleri bitti. Çeşmenin başındaydım. Yanlarına gidip tanıştım. Gerçekten utangaç olmaları dikkatimi çekiyordu. Bizim Dersim’de örnek gösterilen yiğit gençlerin davranışıydı oysa. 

Ali Haydar Kaytan “Bak bunlar bizim Dersimli arkadaşlar” dedi. Tanıştık. Konuştuk. Kısa konuşuyor, hatta hiç konuşmuyorlar gibiydiler. Ama o kadar çok şey anlatıyordu ki duruşları. 

Daha önce Dersim’de gerillalık yapan efsanevi komutan Doğu Kürdistanlı Simko’yu, Rojavalı ve Güney Kürdistanlı gerillaları görmüştüm. Hepsinin anlatımlarından Dersim’i daha çok sevmiştim. Hele Botan’dan, Serhat’tan, Amed’den, Garzan’dan Dersim’e giden gerillaların dilinden Dersim’i dinlemek gerçekten bir ayrıcalıktı. Brusk Amed, Şervan Varto ve diğerleri beni gördüklerinde hep anlatırlardı. 

Dersim coğrafyası ve insanının gerillaya yatkın bir mekan olduğunu ve orada gerillalık yapanların nereye gitseler de Dersim’e dönmek isteyeceklerini örneklerle anlatırlardı. 

Bir gerilladan 2013’teki geri çekilme sürecinde gerillaların ağlayarak Dersim’den ayrıldıklarını, bazılarının gruptan koparak ağaçlara, taşlara sarıldıklarını ve gözyaşları içinde tekrar gruba yetişmek istediklerini de dinlemiştim... 

Kürdistan’ın başka bölgelerinden Dersim’e giden gerillaların anlatımları gerçekten büyüleyiciydi. İnsan doğduğu toprakların görkemini, kutsalını, tarihini ve toplumunu gerillalardan duyunca toprağa bağlılık daha da fazla anlam kazanıyordu. 

Ben Dersim’e gidip gelen ve orada yaşayan insanlardan da gerillayı dinlemiştim. Gerilla; Dersim’in doğasının bir parçasıdır orada yaşayan insanlar için. O toprakların Hızır’ıdır. O toprakların değer ölçülerinin yükselmesi ve kutsalının da değer kazanması anlamı taşıyor. Yeminleri, ziyaretler ve dağdaki gençler üzerine yapılıyor. Yaşanan tatsızlıkların giderilmesi için de gerilla bir buluşturma ve barıştırma mekanizması oluyor. 

Bütün bunlar neden bu yazının konusu haline geldi biliyor musunuz? Dersim’de günlerce onlarca uçak, helikopter ve binlerce askerle operasyon yapmaya çalışan Türk devletinin savaşına karşı direnişte yaşamını yitiren Baran Dersim ve arkadaşlarının haberini duyunca, aklıma Baran ve Ali Haydar ile ilk karşılaşma anlarındaki “utangaçlık” ve gerilla tebessümü düştü. Ali Haydar’ı daha sonra Kerkük’te DAİŞ çetelerine karşı oluşturulan cephede bir komutan olarak gördüm. Çölün üzerine düşen bir akşam üzeri kucaklaştık. Orada mevzileri kontrol ediyordu. 

Ali Haydar, Baran’ın Dersim’de olduğunu söylemişti. Baran da diğer gerillalar gibi Dersim’e dönmek istemiş ve bunu başarmıştı. 2015 yılı boyunca Dersim’de dağlara Türk ordusu karadan girememişti. Gerilla ise kent merkezine kadar giriyor ve devletin büyük korkulu rüyası haline geliyordu. 

Partisi PKK ve ordusu HPG Baran Dersim’in ve onunla şehit düşen Erdal, Cîlo ile Botan’ın ne kadar özlü olduğunu şu cümeler ile ifade ediyordu: “Alişerlerin izinde yürüyen, Seyit Rızaların vasiyetine bağlı kalan bir Apocu militan olarak uzun yıllar Kürdistan dağlarında kalan ve gerilla yaşamı boyunca Kürdistan halkına büyük hizmetler sunmuş olan değerli komutanımız Baran Dersim, büyük fedakarlıklarla dolu mücadele hayatı boyunca emeği, dürüstlüğü, yiğitliği, gözü pekliği ve fedai duruşuyla ön plana çıkmış olan bir yoldaştı. Genç yaşlarda katıldığı özgürlük mücadelesi saflarında üzerine düşen görevleri yerine getirmede bir an bile olsa tereddüt yaşamamış olan bu yiğit Dersim evladı, Kürdistan’ın birçok bölgesinde görev yürüttükten sonra, son olarak 2013 yılının sonunda tekrardan öz toprakları olan Dersim’in yolunu tuttu. Dersim’de bulunduğu süreç içerisinde yoldaşlık ilişkileri, mütevazı duruşu ve halkçı kişiliğiyle herkesin gönlünü kazanmayı başarmış olan Baran yoldaşın kaybı hareketimiz ve devrim mücadelesi açısından önemli bir şehadettir.

Tüm Dersim ve Kürdistan gençliğini mücadelemizin bu tarihi aşamasında Şehit Baranların çizgisinde mücadeleye katılmaya çağırıyoruz.”

paylaş

Haberler


   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.