• Türk cezaevlerinde 61 Alman vatandaşı tutuklu, 58 kişinin ise Almanya’ya dönmesine izin verilmiyor. Sol Partili Gökay Akbulut, rehine politikasını karşısında Merkel hükümetinin suskunluğunu eleştirerek “Erdoğan rejimine net tutum alın” dedi.
• Türkiye’de bir süre tutuklu kalan gazeteci Adil Demirci ise Alman vatandaşlarının Türkiye’de rehin tutulmasını "AKP’nin, Avrupa’da muhalefeti susturma çabası" olarak yorumladı. Demirci, Alman siyasetçilerin konuya ilgi ve desteklerinin zayıf olduğunu belirtti.

 

Alman Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamasına göre; Türk cezaevlerinde 61 Alman vatandaşı tutuklu, 58 kişi yurt dışına çıkış yasağı nedeniyle Almanya’ya dönemiyor. Bu yıl içinde 4 kişinin ise Türkiye’ye girişine izin verilmedi.

Türkiye'de tutuklu Alman vatandaşları hakkında Alman hükümetine verdiği soru önergesiyle konuyu parlamento gündemine taşıyan Sol Parti Milletvekili Gökay Akbulut, Federal hükümetin, Türk devletinin birçok uygulaması karşısında sessiz kaldığını dile getirdi. Akbulut, “Federal Hükümet, kendi vatandaşlarının tutuklanmalarını ve ülkeye giriş veya ülke çıkışlarının yasaklanmasını kabul etmemeli. Türkiye’de hukuk işletilmediği sürece Almanya hükümeti, Türk devleti ile ortak çalışmalarını sınırlandırmalıdır” dedi.

Hükümet net tavır göstermeli

Federal Hükümet’in Türkiye’den "suçsuz olanların serbest bırakılması ve ülke dışına çıkma yasağının kaldırılmasını" talep etmesi gerektiğini belirten Akbulut, bunun Erdoğan ile herhangi bir pazarlığa girmeden yapılması gerektiğini söyledi.

Türkiye’nin bireyleri siyasi rehin olarak alıkoyma konusunda tecrübeli olduğunu ifade eden Akbulut, “Eğer Federal Hükümet, Türk devleti ile pazarlığa girerse birkaç kişi serbest bırakıldıktan sonra başka suçsuz kişiler rehin alınacaktır. Bu durumu fazlasıyla yaşadık. Buna son verilmeli ve  Federal Hükümet net bir tavır göstermelidir” diye konuştu.

Keyfi şekilde tutuyorlar

Sunduğu soru önergesine Federal Hükümet’in tutuklu olan kişilerin isimleri ve neden tutuklu olduklarına dair ayrıntı vermediğini belirten Akbulut, "Ancak geçmişte yaşanan birçok vakadan çok sayıda kişinin Erdoğan rejimine yönelik sosyal medya paylaşımları nedeniyle suçlandıklarını biliyoruz. Bu keyfi yargılama ve hapsedilme kabul edilemez" dedi.

Hükümetin yapmadığını yapıyoruz

Sadece Alman vatandaşlarının değil, Almanya’da oturumları olan birçok kişinin de Türkiye’de tutuklu bulunduğu bilgisini veren Akbulut, "Tutuklu bulunanların aile fertleri bizimle iletişime geçiyor. Federal Hükümet’in yapmadığını yapıyor, mağdur olan bu insanlara yardım ediyor ve haklarını savunmaya çalışıyoruz. Konu hakkında Federal Hükümet’ten düzenli açıklama istiyoruz. Avukatlarla da iletişim halindeyiz“ diye konuştu.

 

Muhalefeti susturma çabası

Türkiye’de 2018 yılında 'örgüt üyeliği’ suçlamasıyla 10 ay tutuklu kalan Alman vatandaşı gazeteci Adil Demirci, 'yurt dışı yasağı' konulduğu için bir süre Almanya’ya dönemedi. Türkiye’de yargılandığı davanın halen devam ettiğini belirten Demirci, “Ben dönebildim ama aynı dosyada 22 kişi daha var. Onların çoğu orada kaldı, yurt dışı yasağı ile rehin tutuluyorlar. Zor durumdalar. Onlar için mücadelemiz devam ediyor" dedi.

Cezaevi günlerini yazdı

Köln’de yaşayan sosyal hizmetler uzmanı ve gazeteci Demirci’nin cezaevi günlerini anlattığı "Zelle B-28-Als politische Geisel in İstanbul" (Hücre B28-Politik rehine olarak İstanbul’da) kitabı Temmuz ayında çıktı. Kitapta aynı zamanda Köln’de gelişen dayanışmaya da yer verilirken, Köln Belediye Başkanı Henriette Reker’in de bir yazısı bulunuyor. Demirci, "Köln’deki dayanışmayı başka kentlerde de çoğaltmak amacıyla kitabı yayınladık" dedi.

Kürt kurumuna üye oldukları için

Türkiye’de rehin tutulan kişilerin isimlerinin hükümet tarafından açıklanmadığını hatırlattığımız Demirci, bu kişilerden bazılarına ilişkin şu ayrıntıları paylaştı: "Yaşadığım Kuzey Ren-Vestfalya’da 4 ayrı vakadan haberdarım. Köln’de yaşayıp Türkiye gidişlerinden pasaportlarına el konulan 3 kişi var. Bu 3 kişiye yurt dışı yasağı verildi. Bu insanların aileleri isimlerinin verilmesini istemiyor. Kürt kurumlarına üye oldukları gerekçesiyle haklarında dava açıldı. Yurt dışı yasağıyla serbest bırakıldılar ve mahkeme sürecinin başlamasını bekliyorlar."

Paylaşımları nedeniyle tutuklandı

Diğer kişinin de Almanya’nın Bochum kentinde yaşayan Mahmut Güneş olduğu bilgisini veren Demirci, “Ailesi onun durumunu gündemleştirdi. Güneş, Türkiye girişinde havalimanında sosyal medya paylaşımları nedeniyle tutuklandı. İki yıldır Kayseri Cezaevi’nde tutuluyor. Dava duruşması henüz belli değil” diye belirtti.

Patrick 2 yıldır tutuklu

Adil Demirci, “Alman vatandaşları arasında bizim bildiğimiz Giessen kentinden Türkiye’ye gidip tutuklanan Patrick Kraiker var. Kendisi Mart 2018’de YPG’ye katılma iddiasıyla halen İstanbul Maltepe Cezaevi’nde tutuluyor. İlk duruşmada ona 6 buçuk yıl hapis cezası verildi. Alman siyasetçiler bu konuyu kısmen gündeme getirseler de, ne yazık ki destekleri oldukça zayıf kaldı” dedi.

Stimmen der  Solidarität

Türkiye’de rehin tutulan kişiler için Almanya’da kampanya yürüten, çok sayıda organizasyonun yapılmasına öncülük eden Demirci, Stimmen der Solidarität yani Dayanışmanı’nın Sesleri adı altında her ayın ilk Çarşamba günü eylemler düzenlediklerini belirtti. Demirci, belediye meclis üyeleri ile ailelerin eyleme katıldığını belirterek, bu şekilde konuyu gündemleştirdiklerini söyledi. Ayrıca söyleşi, festival gibi birçok etkinlikle de Türk devletinin rehin politikasına dikkat çekiliyor.

Alman Hükümeti de ortak oluyor

Alman vatandaşlarının Türkiye’de rehin tutulmasını "AKP’nin, Avrupa’da muhalefeti susturma çabası" olarak tanımlayan Demirci şu mesajı verdi: "Yani yazı yazan, sosyal medyada paylaşım yapan, gazeteciler, yerel derneklerde yer alan, Kürt kurumları başta olmak üzere sol ve Alevi olan muhalifleri susturmaya çalışıyorlar. Türk devletinin hedefi budur. Alman Hükümet’i de bu ihlallere kısmen de olsa yardımcı oluyor. Fakat insanlar düşüncelerini söylemekten, demokratik haklarını kullanmaktan vazgeçmemelidir.”