Anneleri durduracak güç yok

  •   Türk cezaevlerindeki açlık grevi 93. gününde devam ediyor. Tutsaklar, tecrit bitene kadar eylemlerinde kararlı olduklarını; aileleri de hem tutsakların eylemini hem de talebini destekliyor:
  •  "Annelerin gidebileceği hiçbir yer yok. Evlatlarımız için her şeyi yapabiliriz. Annelerin mücadelesini durdurabilecek hiçbir güç yok. El ele verelim, çocuklarımızı bu zulümden kurtaralım."

Türk cezaevlerindeki PKK ve PAJK’lı tutsakların, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin sonlandırılması talebiyle 27 Kasım’da başlattığı süresiz-dönüşümlü açlık grevi 93. gününde. Aynı amaçla Mexmûr Şehit Aileleri Derneği’nde 72, Yunanistan’ın Lavrio Kampı’nda ise 55 gündür açlık grevi yapılıyor. Tutaklar ve aileleri, kararlılıklarını ifade ediyor.

Geri adım atmayacağız

Açlık grevine başlayan tutsaklardan biri de Tarsus 2 No’lu F Tipi Cezaevi’nde tutulan Çetin Yıldız. Kırşehir Üniversitesi’nde öğrenciyken "Örgüt üyesi" olmak iddiasıyla Mayıs 2017’de İstanbul’da gözaltına alınıp tutuklanan Çetin Yıldız, gönderildiği Kırşehir Cezaevi'nde ayakta sayım dayatmasına karşı geçen yıl dönüşümlü ve dönüşümsüz toplam 123 gün açlık grevi eylemine girdi. Daha sonra Mersin Tarsus 2 No’lu T Tipi Cezaevi’ne gönderilen Yıldız, Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması ve cezaevindeki hak ihlallerinin son bulması talebiyle başlatılan süresiz-dönüşümlü açlık grevi eylemlerine dahil oldu.  

7-8 aydır karantina hücrelerinde

 Yıldız, bulunduğu cezaevlerindeki hak ihlallerini telefonla görüştüğü ağabeyi Abdullah Yıldız'a anlattı. Ağabey Yıldız, salgın bahanesiyle aylardır kardeşini göremediğini, sadece telefonla görüşebildiğini kaydederek, kendisine ilettiği hak ihlallerini şu şekilde sıraladı: “Mektupları çok geç ulaşıyor, kargolarda sıkıntı çıkıyor. Bazı tutuklular 7-8 aydır karantina hücrelerinde tek başlarına kalıyor. Hücrelerde yatak, yastık hiçbir şey yok. Cezaevinde günde sadece 1 saat su veriliyor. Yarım saat sıcak, yarım saat soğuk su veriliyor. Kantinde maske ve eldiven bulunmuyor.” 

Kardeşinin kendisine taleplerinin karşılanmadığı sürece geri adım atmayacaklarını dile getirdiğini ifade eden ağabey Yıldız, salgın koşullarında süren açlık grevlerine karşı kaygılarını dile getirdi: “Bu koronavirüsü süreci başlı başına bir dert. Bu açlık grevinin sonu ne olacak bilmiyoruz. Çok geç olmadan bir adım atılması gerekiyor. Sayın Öcalan üzerindeki tecrit kaldırılmalı."

Durdurabilecek güç yok

Van T Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutulan İhsan Topuz (41) açlık grevi eylemine katılan tutsaklardan. 1992’de tutuklanan Topuz, 8 yıl cezaevinde kaldıktan sonra serbest bırakıldı. Ardından PKK'ye katılan Topuz, dört  yıl sonra (2004) İran'da yeniden tutuklandı. İran'da 10 yıl tutsak kalan Topuz, 2016’da Türkiye'ye teslim edildi. Topuz, 45 yıl hapis cezası aldı ve dört yıldır Van T Tipi kapalı Cezaevi'nde tutuluyor. Annesi Halime Topuz, oğlunun ilk tutuklandığı tarihte 14 yaşında olduğunu hatırlatarak, "Oğlum yıllarca baskı ve zulüm gördü. Şimdi de cezaevinde baskı görüyor. Doğru düzgün beslenemiyorlar. Sıcak su verilmiyor. Kışın ortasında kalorifer yakılmıyor. Kışlık kıyafet gönderdik ama verilmiyor. Keyfi muamele uygulanıyor. Çocuklarımız haklı bir mücadele veriyor. Biz de yanlarındayız. Zulme maruz kaldıkça iradeleri daha da güçleniyor. Çocuklarımızın talebi yerine gelmediği sürece bizler de sokaklarda olacağız" dedi.

Tecridin kaldırılmasının, onurlu ve kalıcı bir barışın gelmesi anlamına geldiğini dile getireren Topuz, şunları ekledi: “Bunu herkes biliyor. Kimse kendini kandırmasın ve buna göre mücadele etsin. Ben 27 yıldır oğlumdan uzağım. Üç aydır açlık grevi var. Hangi anne bu durumda başını rahatça yastığa koyabilir? Annelerin gidebileceği hiçbir yer yok. Evlatlarımız için her şeyi yapabiliriz. Annelerin mücadelesini durdurabilecek hiçbir güç yok. El ele verelim, çocuklarımızı bu zulümden kurtaralım.”

Hiç korkmadı

Diyarbakır D Tipi Cezaevi’nde dört yıldır tutsak olan Mehmet Ali Aykal da açlık grevinde­­. Annesi Fatma Aykal, oğlunun 16 yaşındayken cezaevine gönderildiğini belirterek, “Tutuklandığında oğlum henüz çocuktu ama hiç korkmadı. Polis gelip 'neden bu kadar rahatsın' diye sorduğunda, 'korkacak bir suçum yok' diye cevap vermişti.  Tutuklanıp 9 ay hapis cezasına çarptırıldı. Daha sonra serbest bırakıldı, ancak üç gün sonra serbest bırakıldıktan üç gün sonra tekrar tutuklandı. Tüm itirazımıza rağmen tutukluluğu sürdü” dedi.

Direnişi sahiplenme ve büyütme

Cezaevlerinde çok fazla hak ihlali yaşandığını belirten Aykal, cezaevlerinde yaşanan ölümleri hatırlatarak, “Oğlum daha önce de açlık grevlerinde yer aldı. Şimdi yine grevde. Oğlum her zaman aklımda. Tutsaklar talepleri karşılanana kadar grevlerinden vazgeçmeyeceklerdir. Anneler olarak bizlerin yüreği yanıyor” diyerek, “direnişi sahiplenme ve büyütme” çağrısında bulundu.  AMED

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.