Annesi için adalet arıyor

  • Gever’de 2016’da asker kurşunuyla yaşamını yitiren Sürmi İnce davası cezasızlıkla karşı karşıya. Delillerin karartıldığı davada adalet arayan avukat oğlu Bünyamin İnce, “Cezasızlık, bir sonraki ölüme davetiye çıkarıyor” dedi. 

GÖKHAN ALTAY - MA/HAKKARİ

Devlet güçlerinin katil olduğu cinayetlerle ilgili davalara ilişkin yapılan yargılamalar cezasızlıkla sonuçlanıyor. Birçok soruşturma “takipsizlik” ile kapatılırken, açılan kimi davalarda ise yaşanan cinayetler genelde “hukuka uygun” bulunuyor. Birçoğu cezaevi yüzü dahi görmeyen katiller hakkında ya taksirle küçük cezalar ya da beraat kararı veriliyor. Mardin’in Kızıltepe ilçesinde “dur” ihtarına uymadığı iddiasıyla açılan ateş sonucu katledilen 16 yaşındaki Mazlum Turan, küçük bedenine 13 kurşun sıkılan 12 yaşındaki Uğur Kaymaz, Lice’de koyunlarını otlatırken katledilen Ceylan Önkol, Şırnak’ın Silopi ilçesinde evlerine giren panzerin altında can veren Furkan ve Muhammed Yıldırım kardeşler, Gever’de zırhlı araçtan açılan ateşle katledilen Serhat Buldan, Rahmi Safhalı, Necdet İşözü ve Aydın Tümen, Van’da polis kurşunuyla katledilen Remziye Bor, Amed’de kameraların önünde katledilen Kemal Kurkut’un failleri bunlardan sadece birkaçı. İşlenen bu ve benzeri cinayetler, yaşandıkları günlerde ve yargılama sürecinin ilk aşamalarında kamuoyu ve hukukçular tarafından ilgiyle takip ediliyor. Yargılamanın yıllarca sürebilmesinin de etkisiyle bu davaların birçoğu neredeyse unutulmaya yüz tutuyor. Kamuoyu ve hukuk örgütlerinin yeteri kadar ilgisini çekmeyen yargılamalardan birisi de çocuklarının gözü önünde asker kurşunuyla katledilen Sürmi İnce davası. 

12 çocuğu olan 55 yaşındaki İnce, Hakkari’nin Gever ilçesine bağlı Büyükçiftlik Beldesi’nde 18 Temmuz 2016 ‘da ot biçen çocuklarına yemek götürdükten sonra dönüş yolunda Türk askerleri tarafından vuruldu.  

Vurup gittiler

Askerler, “örgüt mensubu gördük” iddiasıyla geldikleri yerden hiçbir şey olmamış gibi karakola geri döndü ve İnce’ye herhangi bir müdahalede bulunmadı. Eşinin de aralarında bulunduğu yakınları tarafından bir kamyonetle İlçe Devlet Hastanesi’ne kaldırılan İnce, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. 

Katil bırakıldı

İnce’nin katledilmesiyle ilgili gözaltına alınıp tutuklanan Uzman Çavuş Ali Dalgıran, 25 Temmuz 2016’da mahkemenin tensip kararıyla tahliye edildi. Dalgıran hakkında “olası kastla öldürme” suçlamasıyla dava açıldı, ancak yargılama aşamasında “taksirle öldürme” şeklinde değişti.

Cinayet sırasında bölgede bulunan emir-komuta zincirindeki diğer askerler hakkında ise soruşturma başlatılmadı. Aksine karakol komutanının da aralarında bulunduğu askerler, mesai arkadaşları hakkında “tanık” sıfatıyla ifade verdi. İnce’nin avukatları, her ne kadar “Aralarında hiyerarşik ve mesleki bağ ve dayanışma olan kişilerin bağlı oldukları karakolda ifadelerinin alınması açıkça hukuka aykırıdır” dese de bu itirazları göz ardı edildi.  

Bir kez katıldı

 Dalgıran hakkındaki yargılama, 5. duruşmada karara bağlanıp, “taksirle öldürme” suçundan 4 yıl hapis verildi. Bu ceza da yargılama sürecindeki ‘olumlu davranışları’ dikkate alınarak 3 yıl 4 aya indirildi. İlk duruşma haricinde diğer duruşmalara katılmayan Dalgıran, mahkeme nezdinde “olumlu davranış” sergilemiş olup cezasında indirimine gidildi. Mahkemenin gerekçeli kararında, olayın yaşandığı bölgeye dair herhangi bir yasak kararı bulunmamasına rağmen, “yakın ve somut tehlike” ile “bölgenin teröre müzahir bir alan” gerekçeleri öne sürüldü.  

Keşif yapılmadı

 İnce Ailesi avukatlarının yargılama boyunca mahkemeden bulunduğu tüm talepler kabul edilmedi. Avukatların defalarca olay yerinde keşif yapılması yönündeki talebi, mahkemece “… Oolaya ilişkin zırhlı araç kamera kaydının mevcut olması..” gerekçesiyle reddedildi. 

Kayıp görüntüler

 Yargılama boyunca avukatların en çok üzerinde durduğu konuların başında da bu “eksik” olduğu belirtilen zırhlı araç görüntüleri geldi. Sadece araç dışına dair görüntülerin mahkemeye sunulması tartışmalara neden oldu. Avukatlar, araç içine ait görüntüler ve ses kayıtlarının dosyaya konulmasını talep etse de ne araç içine ait görüntüler mahkemeye sunuldu ne de dosyadaki mevcut görüntüler incelenmek üzere bilirkişiye gönderildi. 

Oğul 4-5 ay hapsedilmiş

 Mahkemece tanık olarak dinlenen dönemin Karakol Komutanı M.G.’nin, beyanları da tartışmalara neden oldu. İnce’nin eşi Hasan İnce’yi tanıdığını ifade eden komutan, “Bu şahsın oğlu olan Mehmet Reşit İnce, terör örgütü üyesi olmaktan 4-5 ay öncesinde tutuklanmış” dedi. İnce Ailesi’nin avukatlarının emir-komuta zincirinin başında olması dolayısıyla suç duyurusunda bulundukları karakol komutanın hakkında soruşturma açılmadı. 

Katil görevde

 Tüm bunlara rağmen yerel mahkemenin verdiği karar, Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi tarafından katil lehine bozuldu. İstinaf Mahkemesi, Dalgıran’a verilen cezayı “fazla” bularak dosyayı yeniden yerel mahkemeye gönderdi. Yeniden başlayan yargılamada şimdiye kadar dört duruşma görüldü. 21 Ocak’ta görülen son duruşmada dikkat çekici detaylar ortaya çıktı. Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya katılan Dalgıran, Denizli’de halen ‘Uzman Çavuş’ olarak görev yaptığını aktardı ve “Herkes hata yapabilir” diyerek kendini savundu.  

Jandarma: Emniyet’te

Duruşmada, zırhlı araca ait araç içi görüntü kayıtları için daha önce Yüksekova İlçe Jandarma Komutanlığı’na yazılan müzekkere yazısına, “Olaya ait araç kayıt ve görüntü cihazlarının belirtilen tarihteki olayın soruşturmasını yürüten Cumhuriyet Savcısı’nın talimatı ile Yüksekova Emniyet Müdürlüğü ekiplerine teslim edildiği” yanıtı geldi.

Emniyet: Kayıt yok

 İlçe Emniyet Müdürlüğü ise yazılan müzekkereye verdiği yanıtta, “Bahse konu araçlara ait araç içi görüntü kayıtları ve telsiz konuşma kayıtlarının bulunmadığını” ileri sürdü.  

ATK yanıt vermedi

 Görüntülerin “olayla ilgili ateş etme anına ilişkin görüntü kayıtlarında ses kayıtlarının silinmesi şeklinde bir müdahale veya düzeltme olup olmadığı” hususunda rapor hazırlanması için gönderildiği İstanbul Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi’ne yazılan müzekkere yazısına ise yanıt verilmiyor. 

Avukat oğlu takipte

Annesi Sürmi İnce katledildiğinde Hukuk Fakültesi son sınıf öğrencisi olan Avukat Bünyamin İnce’nin girdiği ilk dava da annesinin katledilmesi davası oldu. Avukat İnce, bu durumun neler hissettirdiğini “Duygusal ve zor bir dava benim için. Yargılama cezasızlık üzerinden yürütüldüğü için aynı zamanda mücadele gerektiren bir dava. Sorumluların yargılanması ve cezalandırılması noktasında çaba veriyoruz” sözleriyle dile getirdi.

Sadece tek bir askerin yargılanmasının “cezasızlık politikası” uygulanacağının göstergesi olduğunu ifade eden İnce, şunları söyledi: “Nitekim öyle de oldu. Bir anne çok yakın mesafeden zırhlı araç silahıyla katlediliyor ve mahkeme ‘taksir’ ön kabulü yaparak yargılama yapıyor. Gerek savcılık gerekse de ilk kararı veren mahkeme, askeri personelin avukatlığı üstlenmiş gibilerdi. Personeli aklamanın yargılaması yapılıyor. Tüm taleplerimiz maktu, mesnetsiz gerekçelerle reddediliyor.” 

Faillerin devlet güçleri olduğu davaların sonucunda faillerin sırtını sıvazlayacak biçimde ödül gibi cezalar verildiğini söyleyen İnce, “Bizim dosyadaki yargılama(ma) silsilesine baktığımız zaman o günden bugüne geldiğimiz tek nokta cezasızlıkta ısrar edilmesidir” dedi. Av. İnce, cinayetin işlendiği yerde aradan geçen 4,5 yılda halen keşif yapılmamasının altını çizerek, şunları ekledi: “Bilirkişiye gidilmeden sadece sanık beyanı çerçevesinde kovuşturma yapıldı ve 20- 30 metre yakın bir mesafeden kasten 55 yaşında ailesine yemek götüren bir anne katledildi. Cezasızlık ya da böyle ödül gibi verilen her karar, bu coğrafyada bir sonraki ölüme davetiye çıkarıyor. Sadece Gever’de bile son dört yılda asker polis kurşunuyla ölen onlarca kişi var ve maalesef her dosyada ceza değil, cezasızlık görebiliyoruz.”

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.