Anti faşist güçlerin birleşme zamanı

Forum Haberleri —

Emek ve Özgürlük İttifakı

Emek ve Özgürlük İttifakı

  • İkinci tur seçimlerinde daha etkili ve atak bir politika izlemek ve örgütlenme, halkı sandıklara götürme ve sandıkları koruma çalışmalarında herhangi bir gevşeme ve geri adım atma olmamalıdır.

ZEKİ AKIL

Türkiye’de yapılan 14 Mayıs seçimleri tarihi önemde bir seçimdi. Çünkü faşist bir rejimin sistemi tümüyle ele geçirip geçirmemesiyle ilgiliydi. Erdoğan devleti ele geçirme ve faşist bir sistem kurma yolunda çok yol almıştı. Bu seçimi kazanmayla artık faşizm kendini kurumlaştırmış olacaktı. Faşist yönetim meşruiyeti sağlamak için yine de seçime gitmek zorundaydı. Devletin gücünü de kullanarak seçimi alacak ve önündeki engelleri kaldırmaya devam edecekti. Bu açıdan seçim, bir seçim olmanın ötesinde anlam kazanmış ve rol yüklenmiş oluyordu.

Seçimin adil ve eşit şartlarda geçmediği açıktı. Buna rağmen muhalefet sürece asılır ve faşizme karşı etkili bir kampanya yürütürse seçimi kazanabilirdi. Türkiye ağır sorunlar içinde debeleniyordu. Bunların sorumlusu da AKP-MHP iktidarıydı. Çünkü uzun yıllar boyu onlar ülkeyi yönetiyorlar. Savaş, yolsuzluk ve adaletsizlik onların yönetim biçimi olmuştu. Ayrıca halkı sınırları zorlayacak kadar bölmüş ve karşıtlaştırmışlardı.

Millet İttifakı, Emek ve Özgürlük İttifakları’nın kurulmasıyla muhalefet etkili olmaya başlamış ve siyasi hem de toplumsal bir karşı güç ortaya çıkmıştı. Dediğimiz gibi buna karşı da Erdoğan ve Bahçeli en tehlikeli ve gerici çevreleri de açıktan yanlarına (Erbakan’ın oğlu ve Hüdapar) aldılar. Basın ve devletin bütün güçleri ellerindeydi. Oldukça pervasız ve saldırgan bir tutum içinde oldular. Yalan, iftira ve kara propagandayla muhalefeti bastırmaya çalıştılar. HDP eşittir PKK, CHP eşittir HDP dolayısıyla Kandil’in emrine girmiş, dış güçlerin Türkiye’yi bölme planlarının bir parçası olmuşlar gibi kampanya yürüttüler. Muhalefeti baskılayıp savunma pozisyonuna soktular. Türkiye’nin gerçek sorunlarının tartışılmasının önüne geçtiler.

Seçim hileleri, oy çalma gibi konularda da zaten çok mahirler. Öyle bir imaj yarattılar ki, Erdoğan iktidarı vermez, kazanmanın bir yolunu bulur. Algı operasyonları seçim gecesi bile devam etti.

Bütün bunlara rağmen ilk turda kendisini seçtiremedi. Hile yoluyla yapabilirdi. Ancak tartışılacağını ve meşruiyetinin riske gireceğini bildiği için o kadar ileri gitmedi. Ancak açıklanan seçim sonuçlarıyla ikinci turda nasıl olsa kazanacak, kazanmaya ramak kaldı algısı yaratarak seçimi garantilemek istiyor.

Erdoğan, Kürtlerden umudunu kestiği için bütün ağırlığını milliyetçiliğe, militarizme ve dinin kullanılmasına verdi. Kürt halkı yıllardır ağır baskı altında. Bütün belediyeleri gasp edildi. Yönetimleri sürekli baskılar ve tutuklanmalarla budandı. Dışlandılar, aşağılandılar, ötekileştirildiler. Bir bütün olarak devlet Kürtlerin üzerine salındı. Rojava ve gerilla bölgeleri sürekli işgal ve saldırıların hedefi oldu. Kürtlere büyük zararlar verdi. Bütün saldırı ve baskılara rağmen Erdoğan Kürtleri sindirmede başarılı olamadı. Kürtler onun iktidarını sarstılar. Boyun eğmediler. Kürtler, İstanbul ve Ankara gibi belediyeleri Erdoğan’dan aldırarak muhalefeti de canlandırdılar. Esasında Kürt halkı direnişi ve siyasi tutumuyla Türkiye’yi değiştirecek, geleceğe dair umutlarını güçlendirecek temel güç oldu. 

14 Mayıs seçimlerinde Kürt halkı duruşu, tutumu kutlanmayı hakkediyor. Kürtlere yapılan baskının onda biri AKP’ye yapılsaydı AKP diye bir parti kalmazdı. Bütün dışlamalara, açıktan düşman olarak lanse edilmelerine ve devlet güçleri tarafından kuşatılmalarına rağmen başı dik, onurlu duruşundan taviz vermedi, geri adım atmadı. Belki istediği kadar milletvekili çıkaramadı, alabileceği oyları alamadı. Bu daha çok örgütlenme ve planlama yapmayla ilgili bir konu. Yeşil Sol Parti çatısı altında birleşen partiler ve ittifak güçleri kuşkusuz kendi durumlarını analiz edecekler. İttifakı güçlendirmek ve eksiklikleri gidermek eksenli çalışmalarını sürdürecekler.

İkinci tur seçimlerinde daha etkili ve atak bir politika izlemek ve örgütlenme, halkı sandıklara götürme ve sandıkları koruma çalışmalarında herhangi bir gevşeme ve geri adım atma olmamalıdır. Partilerimiz, milletvekili adaylarımız seçime girmiyor deyip kimse geri durmamalıdır. Erdoğan’ı durdurmak ve ona kaybettirmek Türkiye’nin geleceğini ilgilendiriyor. Dolayısıyla herkesi ve her partiyi ilgilendirecek bu tarihi kavşakta finale yaraşır bir ataklık ve girişkenlikle harekete geçilmeli.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.