AP adını koydu, "Türk işgali" dedi

Dünya Haberleri —

.

.

  • Avrupa Parlamentosu (AP) “Suriye’de ayaklanmadan 10 yıl sonra” başlıklı karar tasarısını kabul etti. Tasarıda Türk devletinin Kuzey-Doğu Suriye’deki işgali açık olarak tanımlandı, bölgeden çekilmesi istendi ve “barışı tehlikeye soktuğu” belirlemesi yapıldı.

 

Avrupa Parlamentosu (AP), 'Suriye çatışması-Ayaklanmanın ardından geçen 10 yıl' başlıklı tasarısında Türk devletinin Kuzey-Doğu Suriye’deki işgaline ilişkin önemli tanımlamalarda bulundu. Türk devletinin bölgeyi yasa dışı şekilde işgal ettiği belirtilirken, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ise “müttefik” olarak adlandırıldı.

“Türkiye, Suriye Demokratik Güçleri tarafından kontrol edilen toprakların Ekim 2019'da işgal edilmesi de dahil olmak üzere, uluslararası hukuka aykırı olarak, ağırlıklı olarak Suriye Kürt yerleşim bölgelerinden oluşan ülkenin kuzey kısımlarını işgal etmek amacıyla 2016 yılından beri doğrudan Suriye'ye müdahale etmektedir” denilen tasarıda, bu işgal sebebiyle bazı Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin Türkiye’ye silah satışlarını askıya aldığı belirtildi.

Efrîn’deki yağma ve talana dikkat çekildi

Türkiye'nin “Suriye'de, Ortadoğu'da, Doğu Akdeniz'de barışı tehlikeye attığı” tespitinin yapıldığı tasarıda ayrıca Efrîn işgaline de dikkat çekildi. “Çatışmalar boyunca farklı taraflarca kültürel mirasa yönelik bir dizi saldırı gerçekleştirildiğinden, IŞİD’in elindeki arkeolojik alanlar ve Afrin'de Suriye Ulusal Ordusu'nca Êzîdî türbeleri ve mezarları yağmalanmış ve tahrip edilmiştir” denilen tasarıda bundan ötürü üzüntü duyulduğu belirtilerek yaptırım önerisi yapıldı.

Türkiye askerlerini çeksin

Tasarıda yer alan diğer tespitler, öneri ve çağrılar ise şunlar oldu:

⇒ Türkiye'yi, herhangi bir BM yetkisi dışında yasadışı olarak işgal ettiği Kuzey Suriye'den askerlerini çekmeye çağırıyoruz,

⇒ Türkiye’nin, Cenevre Sözleşmeleri kapsamındaki uluslararası yükümlülüklerini ihlal ederek, Suriyeli Kürtlerin işgal altındaki Kuzey Suriye'den tutuklanmak ve yargılanmak üzere Türkiye'ye yasadışı olarak nakledilmesini kınıyoruz,

⇒ Türkiye'ye nakledilen tüm Suriyeli tutukluların derhal bölgeye geri gönderilmesini istiyoruz,

⇒ Türkiye’nin devam ettirdiği yerinden etme politikasını, Suriyeli Kürt nüfusa karşı etnik temizlik anlamına gelebileceğinden endişe duyuyoruz,

⇒ Türkiye’nin yasadışı işgal ve istilasının Suriye, Ortadoğu ve Doğu Akdeniz’de barışı tehlikeye attığını vurguluyoruz,

⇒ Suriye'nin dini ve etnik çeşitliliğine sıkı sıkıya inanıyor; Suriye rejiminin Kürtlere karşı uzun süredir devam eden ayrımcılığından üzüntü duyuyoruz,

⇒ 2014-2018'de dini azınlıkların IŞİD tarafından öldürülmesini ve özellikle Êzîdîlere, Hristiyan inancına mensup insanlara ve Şii Müslümanlara yönelik soykırım suçlarını şiddetle kınıyor, silahlı muhalefet grupları altında azınlıklara yönelik zulümden derin üzüntü duyuyoruz,

⇒ BM Uluslararası Bağımsız Komite tarafından belgelendiği üzere Suriye rejimi ve milisleri tarafından veya IŞİD tarafından Êzîdî ve Şii kadınlara yönelik olarak tecavüzün bir savaş silahı olarak kullanılmasını en sert ifadelerle kınıyoruz,

⇒ IŞİD'in Kuzey-Doğu Suriye'de yeniden canlanmasından derin endişe duyuyoruz,

⇒ IŞİD'e karşı Küresel Koalisyon'un çabalarına verdiği desteği yeniden teyit ediyor ve Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) mücadelede müttefik olarak yaptığı önemli katkının altını çiziyoruz,

Türkiye’nin paralı asker transferi şiddetle kınandı

AP tasarısında ayrıca Ermenistan-Azerbaycan arasında Karabağ’da yaşanan savaşa Türk devletinin paralı asker transfer ettiğine dikkat çekildi ve “AGİT Minsk Grubu Eşbaşkanı ülkelerine göre Türkiye, Suriyeli paralı askerleri Dağlık Karabağ'a transfer etmiştir.  Türkiye’nin Libya ve Dağlık Karabağ’daki çatışmalarda Suriyeli paralı askerleri kullanmasını uluslararası hukuka aykırı olarak şiddetle kınıyoruz” denildi.

Tasarıda vurgu yapılan bir başka husus ise Al-Hol ve Roj kampları oldu. AP, “Suriye'nin kuzeydoğusundaki kamplarda, özellikle radikalleşme için üreme alanları olmaya devam eden

Kamplardaki DAİŞ’liler yargılanmalı

Al-Hol ve Roj kamplarında kötüleşen insani, sıhhi ve güvenlik durumundan son derece endişe duyuyoruz. Terör örgütlerine üye olduğundan şüphelenilen ve bu kamplarda tutulan AB vatandaşlarının mahkemede yargılanması gerektiğine inanıyoruz” diye belirtti.

Tasarıda son olarak alınan kararların ve çağrıların ilgili tüm ülke, hükümet ve yetkililere iletileceği kaydedildi.

HABER MERKEZİ

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.