Arap aşiretleri QSD’nin yanında

Dünya Haberleri —

 Mazlum Ebdî  ve Arap aşiretleri

Mazlum Ebdî ve Arap aşiretleri

  • Rojava Özerk Yönetimi Dış İlişkiler Eşbaşkanı İlham Ehmed: Suriye ordusu için net bir yapı oluşana kadar, QSD’nin silahlarını bırakıp dağılması beklenemez. Bu intihar olur. Şam ile görüşmelerde en büyük anlaşmazlık "entegrasyon" kavramının tanımı; Şam bunu bir "devralma" olarak görüyor.
  • Gazeteci Ekrem Berekat: HTŞ, Alevilere 'Silahlarınızı teslim edin' dedi. Katliam başladı. 'Bin 200- bin 300 insan katledildi' diyorlar ama gerçek öyle değil. Sayı 55 bin kişiyi geçiyor. 100 köy yerle bir edildi. Sonra yönlerini Eşrefiye ve Sednaya'daki Dürzi köylerine çevirdiler.
  • Reqa ve Dêrazor’daki Arap aşiretleri El Efadle, El Igêdat, El Şiêtat, El Cebûr, El Begare, El Bû Xabûr, El Icêl, El Fedan, El Haşim, El Bû Şaban, El Bû Nasir ve Serdiye, QSD’ye tam desteğini ilan etti. Türk devleti, Mayıs ayında yürürlüğe giren ateşkesi ihlal etti Tişrîn Barajı’nı bombaladı.

Rojava sahası, önemli diplomatik gelişmelere sahne oluyor. Şam’daki geçici hükümet 10 Mart’ta Demokratik Suriye Güçleri (QSD) Genel Komutanı Mazlum Ebdî ile HTŞ lideri Ahmed El Şara (Colani) arasında imzalanan anlaşmanın maddelerini yerine getirmeyip, QSD’ye silah bırakmayı ve teslim olmayı dayatırken, Kürtler bunu asla kabul etmeyeceğini belirtiyor. 10 Mart anlaşmasının yürürlüğe girmesi için devreye giren ABD ve Fransa da temaslarını hızlandırdı.

Bu kapsamda Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi ile Şam rejimi arasında 24 Temmuz'da Fransa'da yapılması planlanan görüşme ertelendi. Bunun üzerine 25 Temmuz'da Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noêl Barrot ve Mazlum Ebdî bir araya geldi. Fransız Dışişleri Bakanlığı, toplantının QSD ile Suriye geçici hükümeti arasındaki görüşmeler kapsamında yapıldığını belirtti. Üçlü görüşmenin Şam rejiminin "hazır olmaması" nedeniyle ertelendiği belirtildi.

Şam, kendi iradesiyle hareket etmiyor

Hawar Haber Ajansı’ndan (ANHA) gazeteci Ekrem Berekat, Şam’ın görüşmeye katılmamasını, “Rejim, yeni hükümet içerisinde Kürtlerin erimesini istiyor” şeklinde değerlendiriyor. MA’ya konuşan Berekat, “Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi'nin istemleri, ideoloji, felsefesi bellidir. Ama Şam buna hazır değil. Anlaşma kararı, Şam'ın kendi elinde değil. Süveyda'da yaşananlardan bellidir. ABD, İsrail, Şam yetkilileri Fransa'da görüştü. Bazı noktalarda Şam hükümetini zorlayarak Süveyda'dan çekilmelerini istedi. İkinci olarak Süveyda'nın özerk bir yapı olarak tanınmasını, hatta Süveyda'nın kendi kontrollerine olmasını ve HTŞ milisleri dahil tüm güçlerin silahsız bırakılmasını istediler. Perşembe günü QSD ve Özerk Yönetim temsilcileri ve Şam temsilcisiyle görüşme yapacaktı. Ancak Şam hükümeti 'hazır değiliz' dedi. Bu da şunu gösteriyor, bu mesele onların meselesi değil. Birileriyle görüşmek için bile kendi iradeleriyle hareket edemiyorlar" dedi.

 

 

100 köy yerle bir edildi

BAAS rejiminin düşmesinin ardından HTŞ'nin Alevi ve sonra Dürzilere yönelik katliamlarına işaret eden Berekat, "HTŞ, Alevilere 'Silahlarınızı teslim edin' dedi. Alevilerin silahlarını teslim etmesiyle katliam başladı. 'Bin 200- bin 300 insan katledildi' diyorlar ama gerçek öyle değil. Sayı bizim takip ettiğimiz haliyle 55 bin kişiyi geçiyor. Bazı kurumlar bunu belgelediler ve sadece Özgür Basın katliamlara dikkat çekti. 100 köy yerle bir edildi. Bazı köylerde sadece insanları değil hayvanları bile katletmişler. Ancak bunlar HTŞ'ye yeni kıyafetler giydirmeye çalışan uluslararası güçler için yeterli görülmedi. Onlar da bu cesaretle yönlerini Eşrefiye ve Sednaya'daki Dürzi köylerine çevirdi. Bu saldırılar kısmi de olsa durduruldu. Sonra 'Mürşidi' denilen İslam'ın bir mezhebini benimsemiş yurttaşları hedef aldılar. Bunlar basında hiç yer almadı. Sonra yeniden Dürzilere saldırdılar. 'Bedevi aşiretleri güçleri' diye bir şey çıkardılar. Ancak Bedevilerin öyle ağır silahları, giysileri ve o kadar fazla sayıları yok. Sonra baktık bunlar yeniden HTŞ oldular” ifadelerini kullandı.  

 

 

Silah bırakmak gündemimizde yok

Şam rejimi, QSD’ye silah bırakmayı dayatarak yıllardır elde ettikleri kazanımları yok etmek, Kürtleri teslim almaya çalışıyor. Rojava Özerk Yönetimi Dış İlişkiler Eşbaşkanı İlham Ehmed, uzun süredir tartışılan bu konuya dair, QSD’nin gelecekteki Suriye ordusunun yapısının bir parçası olmaya hazır olduğunu ancak bunun silah teslim etmek ve QSD'yi dağıtmak anlamına gelmediğini vurguladı.

El-Nahar gazetesine konuşan Ehmed, Özerk Yönetim ile Şam arasındaki görüşmelerin “gerçek entegrasyon, karşılıklı anlayış ve yapısal şeffaflık” temelinde yürütülmesi gerektiğini söyledi ve ekledi: “Suriye ordusu için net bir yapı oluşana kadar, QSD’nin silahlarını bırakıp dağılması beklenemez.”

Farklı basın mecralarına aynı konuya ilişkin demeç veren Ehmed, QSD’nin Suriye ordusuna entegrasyonunun "teslimiyet" şeklinde olamayacağını, mevcut koşullarda silah bırakmanın gündemlerinde olmadığını, bunun "intihar" anlamına geleceğini ifade etti.

Ehmed, Şam ile yürütülen sürecin tam anlamıyla bir "müzakere" olmadığını, daha çok Suriye krizine çözüm bulmayı amaçlayan bir "diyalog" ve "görüşme" olduğunu belirtti. Temel hedeflerinin Suriye'nin birliği içinde, tüm kimliklerin tanındığı bir ortaklık kurmak olduğunu vurguladı. Görüşmelerdeki en büyük anlaşmazlığın "entegrasyon" kavramının tanımı olduğunu; Şam'ın bunu bir "devralma" olarak gördüğünü, kendilerinin ise "karşılıklı tanıma ve iradeli katılımı" esas aldığını söyledi.

Gazeteci Berekat ise Şam rejiminin QSD’nin silah bırakmasını “yenilgi” olarak kabul edeceğini ifade etti: “Silahları bıraktığı an yaşanacaklar ortada. Özerk Yönetim şu anki haklarını savunmada ısrarcıdır; ancak görünen o ki bir savaş istiyorlar. Şayet HTŞ bu zihniyette ısrarcı olur ve Özerk Yönetim'le savaşmayı seçerse bu kendi sonu olacaktır.”

12 Arap aşiretinden destek  

Özerk Yönetim çatısı altındaki tüm halklar eşit bir şekilde yaşıyor ve kararlarını ortak bir mekanizma çerçevesinde alıyorlar. Ancak yıllardır Kürtler ve Araplar arasında çatışma çıkararak, kurulan düzeni bozmak isteniyor. Bu kimi zaman Türk devleti, kimi zaman BAAS rejimi, kimi zaman ise İran destekli yapılar eliyle devreye konuldu. Süveyda’da Dürzilere saldırıların başlamasıyla aynı plan yeniden gündeme geldi. İlham Ehmed, aşiret liderlerini bu tür planlara karşı uyanık olmaya ve birliğin baltalanmasına izin vermemeye çağırdı.

Öte yandan Reqa ve Dêrazor’daki 12 Arap aşireti, QSD’ye karşı “seferberlik” çağrısında bulundukları yönündeki haberleri yalandı, QSD’ye tam destek verdi.  El Efadle, El Igêdat, El Şiêtat, El Cebûr, El Begare, El Bû Xabûr, El Icêl, El Fedan, El Haşim, El Bû Şaban, El Bû Nasir ve Serdiye aşiretlerinin adına yapılan açıklamada, barış için çalışma zamanının geldiğine işaret edildi.

Ebdî, aşiret liderleriyle bir araya geldi

QSD Genel Komutanı Mazlum Ebdî ise 27 Temmuz’da Dêrazor’da Arap aşiretleriyle bir araya geldi. Toplantıya Mazlum Ebdî’nin yanı sıra, YPJ Genel Komutanı Rohilat Efrîn, Şam hükümetiyle Diyalog Komitesi Eşbaşkanı Foza Yusuf ve Komite Sözcüsü Yasir es-Süleyman, Dêrazor Askeri Meclisi ve İç Güvenlik Güçleri komutanlığı, Dêrazor Sivil Meclisi ile çok sayıda aşiret lideri ve önde geleni katıldı.

Ebdî toplantıda, “nefret söylemlerinin terk edilmesi ve toplumsal barışın tesisi için ortak çalışmanın önemine” vurgu yaptı. “Dêrazor halkının ve sivil-askeri kurumlarının Şam hükümetiyle gelecekte yapılacak herhangi bir anlaşmada rol sahibi olacağını” belirten Ebdî, “QSD, bölgedeki istikrar ve güvenliğin güvencesidir ve görevlerini herhangi bir tereddüt veya gecikme olmaksızın sürdürecektir” dedi.

Ateşkesten sonra ilk saldırı

Sürekli hareket halinde olan sahada dün dikkat çekici gelişme de yaşandı. HTŞ’nin Aralık 2024’te Şam’da iktidarı ele geçirmesiyle SMO çeteleri Tişrîn Barajı’na saldırdı. QSD’nin aylarca süren direnişi ve halkın desteğiyle çeteler geri çekilmek zorunda kaldı. ABD’nin arabuluculuğuyla 5 Mayıs’ta ateşkes yapıldı. Ancak dün saat 17:00 sularında Türk devleti ve çeteleri, ateşkesi ihlal ederek Tişrîn Barajı ve bölgedeki sivil yerleşim yerlerini bombaladı. HABER MERKEZİ

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.