Artık devletin adımlarına bağlıdır

• ÖHD Amed Şubesi Eşbaşkanı Zeynep Karayılan, PKK ve Kürt Halk Önderi'nin tek taraflı ve sami adımları attığına dikkat çekerek, "Bundan sonrası devletin atacağı adımlara bağlıdır" dedi. 

Kürt sorunun barışçıl ve demokratik çözümü için hukuki ve siyasi adımlara işaret eden ÖHD Amed Şubesi Eşbaşkanı Zeynep Karayılan, silah bırakma sürecinin, şüphe ve tedirginlik yaşanmadan tamamlanması gereketiğini söyledi. 

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) 2014'te Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a şartlı tahliye imkanı olmaksızın "ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmesini", Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) 3. maddesinde düzenlenen "işkence yasağına" aykırı bularak, ihlal kararı verdi. AİHM, ihlale neden olan uygulamaya dair yasal düzenleme yapılarak, ihlalin ortadan kaldırılmasını istedi. Türkiye’nin yasal düzenleme yapmaması üzerine hukuk ve insan hakları örgütleri, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’ne başvurdu. Başvuruyu işleme alan Komite, Türkiye’ye Eylül 2025'e kadar süre tanıdı. Hem bu süre zarfında hem de Kürt sorununun tartışılmaya başlandığı günden beri en çok tartışılan konuların başında gelen 'umut hakkı'na dair bugüne kadar bir adım atılmadı. 

Bir an önce bitirilmeli

MA'ya konuşan Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Amed Şubesi Eşbaşkanı Zeynep Karayılan, tecridin tam olarak kaldırılmadığını; avukatları ve ailesiyle rutin bir şekilde görüştürülmediğini söyledi. 27 yıllık İmralı tecrit sisteminin bir an önce lağvedilmesi gerektiğini vurgulayan Zeynep Karayılan, “Etkin bir şekilde rolünün oynayabilmesi için özgür yaşar ve çalışır durumda olması gerekmektedir. Onun bu süreci yürütebilmesi için fiziki özgürlüğünün sağlanması ve sağlıklı, güvenli bir ortamda çalışmasının önünün açılması lazım” dedi. 

İnfaz Kanunu ve TMK'de değişiklik

'Umut hakkı'na dair AİHM’in verdiği ihlal kararlarına işaret eden Zeynep Karayılan, “Türkiye 10 yılı aşkın süredir bu noktada bir adım atmadı3 diyerek, bu hakkın tanınabilmesi için öncelikle İnfaz Kanunu ile Terörle Mücadele Kanunu’nun (TMK) ilgili maddelerinin değişmesi gerektiğini söyledi. Düzenlemelerin ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası almış diğer tutsakları da etkileyeceğinin altını çizen Zeynep Karayılan, şöyle devam etti: "Nasıl tecrit İmralı Ada Hapishanesi'nde başlayıp tüm Türk hapishanelerine yayılmış, bir bütünen Kürt halkı üzerinde uygulanmışsa, aslında çözüm de Sayın Abdullah Öcalan şahsında gerçekleşecek. ‘Umut hakkı’nın tesis edilmesi, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan binlerce tutsağın da bu işkence halinden kurtulmasının önünü açacak. Yine hasta mahpusların tahliye edilmesinin önü açılacak. Yani bu durumun Sayın Öcalan şahsında yapılacak değişikliklere bağlı olduğunu söyleyebiliriz.” 

Şüphe ve tedirginlik yaşanmasın

Kürt Halk Önderi'nin çağrısı ve PKK'nin kararları sonrası 'umut hakkı' dahil yasal değişikliklerinin önemini vurgulayan Karayılan, şunları söyledi: "Diyalog ve müzakere süreçlerinin işletilmesi için özgürlük sağlanmalı ve bu önemli süreçte etkin rol oynayabilmesi için önü açılmalıdır. Şimdiye kadar yapılanlar PKK ve Sayın Abdullah Öcalan tarafından atılan tek taraflı ve samimi adımlardır. Bundan sonrası devletin atacağı adımlara bağlıdır. Kürt sorunun barışçıl ve demokratik çözümü için hukuki ve siyasi adımlar atılması gerekmekte. Silah bırakma sürecinin, karşılıklı şüphe ve tedirginlik yaşanmadan tamamlanması gerekmekte.” 

Meclis'te komisyon kurulmalı

Çözüm yerinin Meclis olduğuna katılan Zeynep Karayılan, şunları ekledi: “Sayın Abdullah Öcalan'ın da işaret ettiği üzere Meclis’te bir komisyonun kurulması ve bu komisyonun bir an önce çalışmalara başlaması gerekmekte. Yasa değişikliğinin gerçekleştirmesi aslında Meclis’in sorumluluğu olduğu kadar, sivil toplum örgütlerinin, siyasi partilerinin ve derneklerin de sorumluluğundadır. Bundan sonra çağrıyı büyüterek kolektif bir mücadeleyle seferberlik halinde olmalıyız. Devletin de bir an önce hukuki ve şeffaf adımlar atması gerekiyor.” AMED