ASKER BARAJI


Çözüm sürecini tıkayan ve HDP karşısında Kürdistan’da ciddi oy kaybına uğrayan AKP, yeni bir savaş politikasını devreye soktu. Özellikle sınır hattındaki karakollara binlerce asker ve mühimmat sevkiyatı yapılırken, adım başı kurulan seyyar karakollar 90’lı yılları aratmayan baskı oluşturuyor.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 2013 Amed Newrozu’nda gerilla güçlerinin sınırdışı çekilmesi açıklamasına AKP hükümeti karakol, kalekol, HES ve ‘güvenlik’ barajları yapımlarıyla cevap verdi. Tüm bu politikaların bir bir uygulamaya konulduğu Botan bölgesi yeniden 90’lı yıllara geri döndü. 7 Haziran genel seçimlerinin yaklaşmasıyla ‘sınır ticaretini engelleme’ adı altında Hakkari’nin Çukurca (Çelê) ilçesinden Şırnak’ın Silopi ilçesine kadar olan Güney Kürdistan sınır hattında Görümlü (Bespin) Taburu, Çalışkan (Gite) Taburu, Şehît Mesut Karakolu, Nazım Dinçer Karakolu, Siyah Kaya Taburu, Zeran Karakolu, Şenoba (Sêgirkê) Taburu, Aydoğdu Karakolu, Beşiktaş Jandarma Karakolu’na binlerce asker ve mühimmat sevkiyatı yapıldı.
Seyyar karakollar
Uludere’nin Roboskî köyü, Şirit Yaylası, Yekmal köyü başta olmak üzere Şırnak’ın İdil (Hezex) ilçesinden Hakkari’nin Çukurca ilçesine kadar ise onlarca seyyar karakol kuruldu. Şirit Yaylası ve Yekmal köyü yakınlarında kurulan seyyar karakollarda bulunan askerlerce son iki ayda sınır ticaretinde kullanıldıkları gerekçesiyle 40’a yakın katır kurşuna dizilerek öldürüldü. Son dönemde birçok kez Roboskî ve Güney Kürdistan sınırında bulunan Beyaz Tepe ve Dündağı’ndan HPG gerillaların bulunduğu Şehit Kendal bölgesine taciz atışları ve top atışları yapıldı. Silopi’den Cudi Dağı eteklerine yönelik hava destekli askeri operasyonlarda da artış oldu.
Adım başı kontrol noktası
Sadece operasyonlar değil, askeri kontrol noktaları da kat be kat artırıldı. ‘İç Güvenlik Paketi’ ile birlikte kontrol noktalarının artırılması dikkat çekti. İdil-Cizre arasında Düzova (Hoser) jandarma, Cizre-Şırnak arasında Kasrik (Qesrîk) jandarma, Şırnak girişinde Sanayı Kavşağı polis noktası, Şırnak çıkışı polis noktası, Balveren (Gundikê Melê) Milli Taburu, Besta Taburu, Uludere Üçyol Jandarma, Yekmal köyü jandarma, Habur 2 Köprüsü jandarma, Çukurcaya bağlı Çığlı (Aşût) jandarma, Cizre girişinde polis noktası, İdil girişinde polis noktası, Şenoba (Sêgirk) jandarma, Yemişli jandarma, Andaç (Şivrezan) jandarma arama noktası kuruldu.
Halk artan baskılara tepkili
Oluşturulan arama noktalarında araçlar didik didik aranırken, sıkı kimlik kontrolleri yurttaşları çileden çıkaracak noktaya getirdi. İHD Şırnak Şubesi’ne yapılan başvurularda da, Şırnak, Cizre ve Siirt üçgeninde bulunan Gabar Dağı eteklerindeki Giver, Mesukê, Bîrove (Görmeç), Qernê (Günedoğmuş), Êrê (Kapanlı), Basret (İncirli), Miştokê (Samanlı), Zivingok (Köprüce), Memîroka (Cevizli), Berbeq (İyice), Bikrê (Çiftekavak) ve Gelî (Kürekli) köylerinin de bulunduğu yol güzergâhları üzerinde askeri kontrol noktalarının kurulduğu bilgisi verildi.
Öldüren ‘güvenlik’
Şırnak’ta ‘güvenlik’ gerekçesiyle artırılan baskılara dair görüştüğümüz İHD Şırnak Şube Başkanı Emirhan Uysal, Türkiye Cumhuriyeti’nin güvenlik anlayışının halkın güvenliği olmadığını belirterek, güvenlik güçlerinin halkı düşman olarak gördüğünü ve uygumalarının da bu zihniyet sonucu olduğunu söyledi. 1990’lı yıllarda da ‘güvenlik’ adı altında çok kirli uygulamalara başvurulduğunu hatırlatan Uysal, “Tüm ‘güvenlik’ adı altında yapılanların yurttaşları öldürmekle sonuçlandığını bu halk biliyor” dedi.
Provokasyon boşa çıkarıldı
Son dönemlerde askerin Roboskî ve Yekmal köylülerine yönelik saldırılarını artırdığına işaret eden Uysal, buralarda geliştirilmek istenen provokasyonların köylüler tarafından boşa çıkarıldığının altını çizdi. “Botan bölgesinde OHAL hiçbir zaman kalkmamış” diyen Uysal, tüm bu provokatif girişimlerinin çözüm sürecini bitirmeye ve Türkiye halklarının ilgi odağı haline gelen HDP’nin “yeni yaşam” projesini yıkmaya yönelik hamleler olduğunu kaydetti.
Şırnak Cumhuriyeti resmileşti
1990’lı yıllarda devlet yetkililerinin bir türlü ağzından düşürmediği “Burası başka yere benzemez, burası herhangi bir yer değil, burası Şırnak Cumhuriyeti’dir” sözlerini de hatırlatan Uysal, “Burası Şırnak Cumhuriyeti’dir söylemi hala devam ediyor ve bu söylem İç Güvenlik Yasası ile resmileşti” dedi.
ERDOÐAN ALTAN/DİHA/ŞIRNAK
300 gözaltı, 78 tutuklama
Seçim tarihi yaklaştıkça iktidar yeniden siyasi soykırım operasyonlarına sarıldı. HDP’ye yönelik saldırılar artırken, son bir ayda 300’ü aşkın kişi gözaltına alındı, 78 kişi tutuklandı.
Seçim stratejisini HDP’yi baraj altında bırakmak üzerine kuran AKP, 7 Haziran seçimleri öncesi siyasi soykırım operasyonlarını güncelleştirdi. Son bir ayda gözaltı ve tutuklama furyası artarken, HDP’nin aktif çalışanlarının hedef alınması dikkat çekiyor. Son bir ayda birçok kentte gerçekleşen operasyonlarda 300’u aşkın kişi gözaltına alındı, 78’i tutuklandı. Baskın ve gözaltı operasyonları Amed, Hakkari, Mardin, Batman, Erzurum, Şırnak, Urfa, İstanbul, Bolu, İzmir, Mersin, Ankara’nın da aralarında bulunuduğu birçok kentte gerçekleşti.
Yeni KCK gündemde!
Amed merkez Sur ilçesindeki ev baskınlarında gözaltına alınan 12 kişiden 11’inin tutuklanması, baskın sırasında kapılara “T.C. burada” yazısının yazılması, Bismil’de belediye Eşbaşkanı Cemile Eminoğlu’nun evine kapı kırılarak baskın düzenlenmesi ve ilçede gözaltına alınan 16 kişiden 8’inin tutuklanması ‘KCK’ adı altında düzenlenen operasyonları hatırlatıyor. Hemen hemen her gün baskın ve gözaltı operasyonları düzenlenirken, baskınlarda evlerin kapıları kırılıyor, evler darmadağın ediliyor, yurttaşlar darp ediliyor. Gözaltı ve tutuklama gerekçesi olarak ise çoğunlukla ‘örgüt üyesi’ ve ‘örgüte eleman kazandırma’ suçlaması kullanılıyor.
Artmasından kaygılıyız
Avukat Mehmet Emin Çoban, seçim öncesi artan gözaltı ve tutuklamaların hukuk ile bağdaştırılamayacağını dile getirerek, yeniden ‘KCK siyasi soykırım operasyonları’ gibi toplu tutuklama ve yargılamaların başlamasından kaygı duyduklarını söyleyerek ekledi: “Avukatlar, öğretmenler, öğrenciler, parti yöneticileri, hakimler, savcılar tutuklanıyor. Bu durumdan ciddi derecede kaygılıyız.”
Erdoğan çılgına döndü!
Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önceki dönemlerde Kürdistan’a geldiğinde verdiği vaatlerin içinin boş olduğunun halk tarafından açıkça görüldüğünü dile getiren Çoban, “Erdoğan Batman’a, Siirt’e, Amed’e geldi. Ama karşısında polisten başka bir kitle bulamadı. Bu yüzden çıldırdı, çılgına döndü. Ev baskınları, gözaltılar ve tutuklamalar Erdoğan’dan sonraki yansımalarıdır. Bekliyorduk açıkçası onun çıldırmış hali, etkilerini gözaltı ve tutuklamalarda gösterdi” dedi.
Tuzakları ellerinde patlayacak
HDP Mardin Milletvekili Adayı Prof. Dr. Mithat Sancar, Gözaltı ve tutuklamaların seçimler öncesi halkı yıldırma politikası olduğunu belirti. AKP’nin provokasyonlarına devam edeceğini kaydeden Sancar, “Bu AKP’nin seçim döneminde bizleri barajın altında bırakmak için giriştiği oyunlardan bir tanesi. Bu da tutmayacak. Buradan bir sonuç çıkacağını düşünmüyorum. Tam tersine bütün bunlar bundan önceki tuzaklar gibi ellerinde patlayacak. Patlıyor da zaten. Hırçınlaştıkça daha fazla baskıcı davranıyor. İktidarlarını kaybetme korkusu başka çılgınlıklara da yöneltiyor ama çılgınlıkların da bir sonu var” dedi.
