Aziz Herne Pêş’le Rojava’ya gitti

Haberleri —

Rojava’nın DAİŞ çetelerine karşı savaşırken hayatını kaybeden ve cenazesinin Türkiye’ye geçişine izin verilmeyen BÖG Rojava Karargah Komutanı Aziz Güler’in annesi Elif Güler, Aziz’in insanlık onuru için Herne Pêş marşını söyleyerek Rojava gittiğini belirtirken, kardeşi, “Gerekirse cenazemizi sırtlayıp getiririz. Ama o cenaze mutlaka kendi topraklarına gelecek” dedi. 

Rojava’nın Cizîr Kantonu’na bağlı Serêkanîyê kentinde 21 Eylül günü DAİŞ çetelerinin döşediği mayına basarak yaşamını yitiren Birleşik Özgürlük Güçleri (BÖG) Rojava Karargah Komutanı Aziz Güler’in (Rasih Kurtuluş) annesi Elif Güler, Anayasa Mahkemesi’nden (AYM) de çocuğunun cenazesine ilişkin bir sonuç alamayınca Suruç’a geldi. Önceki gün Mürşitpınar Sınır Kapısı‘ndan Kobanê’ye geçen anne Güler ve oğlu Ersin Güler, Aziz’in cenazesinin tutulduğu Serêkanîyê’ye geçti. Oğlunun cenazesini gördükten sonra cenazenin başında bekleyen eşi Mehmet Güler’i de alarak dönecek olan Güler, dosyayı AİHM’e götürecek.

50 yaşındaki anne Güler, Kobanê’ye geçmeden önce sorularımızı yanıtladı. Oğlunu anlatmakta zorluk çeken Güler, 21 Eylül gününden bu yana Aziz’in hasretiyle tükenme noktasına geldiğini söyledi. Oğlunun okulda olduğu gibi mücadele hayatında da başarılı olduğunu ifade eden anne Güler, oğlu Aziz’in insanlık onuru için Rojava’ya gittiğini ve çetelere karşı kahramanca mücadele ettiğini dile getirdi. Hayatı boyunca Aziz’in kendisini ağlatmadığını kaydeden anne Güler, Aziz’in sadece bağlama çalarken kendisini hüzünlendirdiğini söyledi. 


Aziz’im beni tek bir kez ağlattı

Aziz’in Hernepêş şarkısını ve Kürtçe dilini çok sevdiğini belirten Güler, “Aziz’im hep bana Herne Pêş marşını söylememi isterdi. Herne Pêş’î çok severdi. Kürtçe dilini, Kürtçe şarkılar söylemeyi ve söyletmeyi de çok severdi. Onun için ona hep bu marşı söylerdim. O dünyaya geldiğinde bir melek gibiydi. Çok güzel bir çocuktu. Okulunda da çok başarılı bir öğrenciydi. Hayatım boyunca Aziz beni hiç üzmedi. Aziz beni bir kere ağlattı sadece, o da bağlama çalarken ağladım. Aziz’im çok iyi bağlama çalardı. Acımızı bile yaşamaya izin vermiyorlar. Oğlumun doğup büyüdüğü yerde yanı başımızda olmasını istiyorum” diye konuştu.


‘İnsanlık suçu işliyorlar’

Oğlunu “DAİŞ çetelerine insanlığın onur mücadelesini yürüten bir devrimci” olarak değerlendiren Güler, “Oğlum canını hiçe sayarak gözünü kırpmadan gitti. Anneleri ikinci kez ağlatmasınlar, bu şekilde anneleri ikinci kez öldürüyorlar. Bir annenin en doğal hakkı çocuğunu yanı başında istemektir. En azından bayramlarda oğlumu ziyaret edebileyim. Bundan daha doğal bir şey olamaz. Yeter artık cenazelerin üzerinden siyaset yapmasınlar. Bu bir insanlık ayıbı, insanlık suçudur. Annelerin gözlerinde yaşlar akamaz oldu. Sınırda bekleyen onlarca cenaze var ve ailelerine verilmiyor. Ben oğlumu almadan asla bu mücadeleyi bırakmam. Eşim Serêkanîyê de Aziz’in başucunda bekliyor” şeklinde konuştu.


‘Aziz büyüdüğü topraklara gelecek’

Güler’in kardeşi Ersin Umut Güler ise bayramı babası ile birlikte Serêkanîyê’de geçirdiklerini, kendisinin geri geldiğini ancak babasının Aziz’in yanında kaldığını belirtti. Güler, “Cenazemizi almak için Suruç Kaymakamlığına başvurduk ama ilgilenmediler. Daha sonra Ankara’ya gittik AYM’ye başvurduk ve orada da reddedildi. Dönünce Avrupa’ya gideceğiz ve AİHM’e başvurucağız. Oradan da netice alamazsak cenazemizi sırtlayıp getireceğiz. Ne pahasına olursa olsun Aziz Türkiye’ye gelecek” diye konuştu.


MEHMET SIDDIK DAMAR/DİHA/RIHA




Varlık: Karar siyasi


Aziz Güler’in Ailesinin Avukatı olan Sinan Varlık, Güler’in cenazesinin verilmemesini, 7 Haziran’dan sonra uygulanan bir siyasi konsept olarak değerlendirdi.

Türk hukukunda bir netice alamadıkları için davayı AİHM’e taşıyacaklarını söyleyen Av. Varlık şunları ifade etti: “Aile ile beraber HDP Urfa Milletvekili İbrahim Ayhan, Suruç Kaymakamlığına bizzat başvurarak cenazenin verilmesini talep ediyor. Kaymakamlık yanıt olarak, ‘Bakanlar Kurulu’nun vermeme kararı’ olduğunu söylüyor. Bizler böyle bir kararın olup olmadığını araştırdık. Böyle bir karar yok. Daha sonra bizler müdahil olarak yazılı bir şekilde taleplerimizi yineledik. Bizlere yazılı olarak cevap olarak, ‘Anakara’dan gelen talimat doğrultusunda hareket ediyoruz’ dediler. Sadece Aziz Güler’in değil sınırda bekletilen yaklaşık 20 cenaze var. 7 Haziran’a kadar bu cenazeler sorunsuz bir şekilde geçiyorken neden 7 Haziran sonrasında bu durum bir yasaklandı? Siyasi bir konsept izlenmekte. Bu başvurularımızdan sonuç alamadığımız için Anayasa Mahkemesine başvurduk. Orası da bizim başvurumuza hızlı bir şekilde yanıt vererek, ‘Ailenin maddi ve manevi bütünlüğü bozulmamıştır’ dedi. Bu durumun insanlıkla hiç bir alakası yok. Haftalardır aile cenazesini alamıyor, defnedemiyor. Manevi yönden nasıl bozulmamış olabilir. Evlatlarının naaşı orada bekliyor. Bizler bu durumu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) taşıyacağız, Perşembe günü başvurumuzu yapacağız. Oradan çıkan karar diğer cenazelerinde önünü açacaktır.” 


 HABER MERKEZİ

paylaş

Haberler


   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.