Bağdat-Hewlêr seferlerinin amacı

Forum Haberleri —

Fidan/Barzaniler

Fidan/Barzaniler

  • Türk devletinin Medya Savunma Alanları’na bahar aylarıyla birlikte başarabilirse yeni ve kapsamlı bir işgal hareketini gerçekleştirmek istediği açıktır. Soykırımcı-işgalci Türk devletinin Bağdat ve Hewlêr’e yaptığı ziyaretlerin ve görüşmelerin tamamen bu amaçla olduğu ortadadır.

XALID KARASUNGUR

Soykırımcı-işgalci Türk devleti birkaç hafta önce Bağdat’a ve Hewlêr’e adeta çıkarma yaptı. Önce Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, sonra MİT Müşteşarı İbrahim Kalın, daha sonra ise Savunma Bakanı Yaşar Güler Genelkurmay Başkanı ile birlikte hem Bağdat hem de Hewlêr’de birçok görüşme yaptı. Bağdat ve Hewlêr’e giden Türk heyetleri protokole göre mevkidaşı olan ve olmayan birçok kişi ve kurumlarla da görüştüler. Şüphesiz bütün bu görüşmeler belli bir plan ve strateji gereği olmuştur. Soykırımcı-işgalci Türk devlet heyetlerinin ayrı ayrı yaptıkları tüm görüşmelerde en demirbaş ve en baş gündemin PKK konusu olduğu kesindir.

Soykırımcı-işgalci Türk devletinin hem Rojava’ya hem de Medya Savunma Alanları’na yönelik ciddi bir saldırı hazırlığı içinde olduğu bilinmektedir. Rojava’ya dönük zaten hep saldırı halindedir. Hiçbir uluslararası hukuk ve kural tanımadan saldırmaktadır. Kuzey ve Doğu Suriye ve Suriye topraklarını işgal değil, artık doğrudan ilhak etmiş durumdalar. Rojava’ya yönelik son saldırıların amacı ise ekonomik altyapı ve yaşam alanları başta olmak üzere sınır şeridinde tüm şehir, kasaba ve yerleşim alanlarını bombalayarak halkı iç göçe zorlamaktır. Ancak ne yaparlarsa yapsınlar Kuzey ve Doğu Suriye halklarının her türlü işgal ve saldırılara karşı hep birlikte güçlü direnecekleri son saldırılar karşısında gösterdikleri duruşta da anlaşılmaktadır.

Soykırımcı-işgalci Türk devletinin Medya Savunma Alanları’na ise bahar aylarıyla birlikte başarabilirse yeni ve kapsamlı bir işgal hareketini gerçekleştirmek istediği açıktır. Soykırımcı-işgalci Türk devletinin Bağdat ve Hewlêr’e yaptığı ziyaretlerin ve görüşmelerin tamamen bu amaçla olduğu ortadadır. Soykırımcı-işgalci Türk devleti Bağdat ve KDP’yi Kürdistan Özgürlük Gerillası’na karşı savaşa ortak etmek istemektedir. Mevkidaşı ve muhatabı olmadıkları halde birçok kişi ve kurumlarla görüşme yapmalarının nedeni budur. Tabii bir de ileriye dönük kendilerine göre sözüm ona haklı argümanlar oluşturmaya çalışmaktadırlar. Yani yarın-öbürüsü gün Başûrê Kurdistan ve Irak topraklarına yönelik saldırı gerçekleştirdiklerinde “işte bakın biz sizlere söylemiştik. PKK’ye karşı tutum almanız için birçok kurum ve kişilerle görüşmeler gerçekleştirdik. Fakat siz bunun için hiçbir adım atmadınız. Bu nedenle biz böyle bir hareketi gerçekleştirmek zorundaydık” diyeceklerdir.

AKP-MHP faşist devletinin Ortadoğu’da nasıl bir politika izlediğini en iyi bilen bir de Irak devletidir. Erdoğan’ın Osmanlı hayalini yaşadığını, kendisini 5. Halife olarak gördüğünü, Arap devletlerine karşı nasıl üstenci bir yaklaşım içinde kompleks dolu bir kişilik olduğunu, Irak da dahil birçok Arap ülkelerini neredeyse Osmanlı döneminde olduğu gibi halen birer eyaleti olarak değerlendirdiğini çok iyi bilirler. Bir de Irak devleti ile soykırımcı-işgalci Türk devletinin ne genel olarak Ortadoğu politikasında ne Suriye’deki gelişmeler konusunda ne de PKK ve Kürt sorunu karşısında çıkarlarının pek de çakışmadığı bir gerçekliktir. Soykırımcı-işgalci Türk devletinin KDP’yle işbirliği içinde Irak’ın iç sorunlarıyla oynadığı başta Kerkük olmak üzere Irak devletini zorlamaya çalıştığı ortadadır. Buna bir de İran’ın Ortadoğu üzerindeki soykırımcı-işgalci Türk devletiyle ilişki ve çelişki diyalektiği eklenince Irak’ın soykırımcı-işgalci Türk devletinin PKK’ye karşı geliştirdiği savaşa ortak olmasının, yani soykırımcı-işgalci Türk devletiyle birlikte PKK’ye karşı ortak hareket etmesinin hiçbir nedeni ve gerekçesinin olmadığı açıktır. Özetle Irak’ın belirtiğimiz ve bilinen daha birçok nedenlerle soykırımcı-işgalci Türk devletinin PKK’ye karşı beklentilerine olumlu karşılık verebileceğini sanmıyoruz. Kürtler Irak devletinin böyle bir yanlışa düşmesini istemediği gibi bunun Irak’ın çıkarlarına da uygun olmayacağını düşünmektedir. Bu anlamda soykırımcı-işgalci Türk devleti bu konuda Irak’tan yana büyük ölçüde boşa düşmüştür diyebiliriz.

Hewlêr’e gelince işler daha kritik ve daha da sorunlu gözükmektedir. Soykırımcı-işgalci Türk devleti yaptığı görüşmeler sonucunda Hewlêr ile uyumlu ilişkilerinin bundan sonra da kararlı biçimde sürdürüleceğini belirtmiştir. Uyumlu ilişkiler dediği hiç şüphesiz uğursuz ilişkiler olmaktadır. Kürtlerin ve tüm halkımızın çok iyi bilmesi gerekir ki, soykırımcı-işgalci Türk devletinin KDP için dediği uyumlu ilişkileri olmazsa soykırımcı-işgalci Türk devleti Kurdistan Özgürlük Gerillası karşısında tarihinin en büyük darbesini alacaktır. İşte tam da bu noktada KDP’nin soykırımcı-işgalci Türk devletiyle içine girmiş olduğu bu işbirlikçi ve uğursuz ilişkilerden bir an evvel kendisini kurtarması gerekmektedir.

Soykırımcı-işgalci Türk devleti sahip olduğu zihniyete göre kendisinden olmayan herkes düşmanlarıdır. Buna göre istedikleri düzeyde ehlileştiremedikleri YNK de düşmanlarıdır. Bu nedenle YNK üzerinde çok yönlü ve ağır bir baskı uyguladıkları görülmektedir. Kuşku yoktur ki YNK’nin çıkarları yine ulusal onur gereği de soykırımcı-işgalci Türk devletiyle KDP gibi işbirlikçi, uğursuz ilişkiler geliştirmek değil şimdiye kadar ki olumlu sayılabilecek olan tutumunu sürdürmesidir.

Sonuç olarak, 2024 yılı Türk devleti için tam bir kırılma yılı olacaktır. Soykırımcı-işgalci Türk devleti Başûrê Kurdistan’a yönelik 40 yıldır binlerce kez saldırı gerçekleştirmiştir. Halen de inşa ettiği onlarca askeri üslerde binlerce asker bulundurmaktadır. 40 yıldır binlerce kez binlerce çeşit gerçekleştirdiği saldırılarda hiçbir sonuç alamayan soykırımcı-işgalci Türk devleti 40 yılın tecrübesiyle muazzam donanmış, yüksek iradeli, fedai ruhlu Kürdistan Özgürlük Gerillası karşısında kesinlikle sonuç alamayacaktır.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.