Bedenlerimiz didikleniyor

Kadın Haberleri —

Seda Yılmaz

Seda Yılmaz

  • Kadınlar küçük yaşlardan itibaren bedenleriyle ilgili kısıtlamalara maruz kalıyor, bedenlerinden nedeniyle utandırılıyor ve değersiz hissettiriliyor. Seda Yılmaz, ‘İşte Bu Benim Bedenim’ kitabında toplumun kadına bedeni üzerinden yaptığı dayatmaları irdeliyor.

SERAP GÜNEŞ

Yakın moda tarihini irdelediği “Giysiler Ne Anlatır” kitabıyla dikkat çeken gazeteci yazar Seda Yılmaz’ın bedenlerimizi kalıplara sokmaya çalışan herkese ve her şeye karşı mücadeleye davet ettiği yeni kitabı “İşte Bu Benim Bedenim” DEX yayınlarından çıktı.

Seda Yılmaz, “Genç kadınlar tüm bunlarla baş etmeye çalışırken, onlara bedenlerini tanımaları ve bedenleriyle daha iyi ilişki kurmaları konusunda rehberlik etmek istedim” diyor ‘şte Bu Benim Bedenim’ kitabını anlatırken.

Editörlüğünü Senem Kale’nin yaptığı, kapak ve kitap içindeki illüstrasyonların Riya İğit’e ait olduğu “İşte Bu Benim Bedenim” kitabının yazarı Seda Yılmaz’la konuştuk.

Yıllardır moda sektörünün içindesiniz ve bu sektöre yön veren politikaları takip ediyorsunuz. Feminist bir kadın olarak “şte Bu Benim Bedenim”de genç kadınlara hitap etme gerekçenizden biraz bahseder misiniz?

Ergenlik dönemi kadınlar için her açıdan zorluklarla dolu. Regl olmak ve beraberinde gelen bedensel değişim kadınlığın farklı aşamalarında olduğu gibi çeşitli sorunları da ortaya çıkarıyor. Bu dönemde beden fiziksel ve fizyolojik olarak çok hızlı bir biçimde değişiyor. Bu değişim, toplumun kadına bakışı yüzünden genç kızların bedenlerinden utanmasına ve ondan hoşnut olmamasına yol açabiliyor. Kadınların maruz kaldıkları kısıtlamalar, yaftalamalar, baskılar artıyor. Genç kadınlar tüm bunlarla baş etmeye çalışırken onlara bedenlerini tanımaları ve bedenleriyle daha iyi ilişki kurmaları konusunda rehberlik etmek istedim.

Kitabınızda “kendiyle/bedeniyle barışma”ya dair “öğretici” tartışmalar açıyorsunuz. Bu tartışmalar on yıllardır feminizm tarafından zaten yapılıyor. Kadın özgürlüğü bağlamında değerlendirirsek bu tartışma neden bir türlü aşılamıyor?

Özellikle ikinci dalga feministler beden politikaları hakkında ciddi tartışmalar yürüttüler. Güzellik standartlarının yarattığı baskıya karşı kıyasıya mücadele ettiler. Onların ve takip eden kuşaklardaki feministlerin bu konudaki mücadelesi ve bu sayede alınan yol yadsınamaz. Yine de kadının bedeniyle ve kendiyle barışmasının önündeki engeller tamamen ortadan kalkmış değil.

 Kitabınız dergicilik geleneğinden gelişinizle de ilişkisi olduğunu düşündüğüm bir şekilde çok farklı alanlardan çok sayıda insanla yaptığınız röportajlardan referanslar da barındırıyor. Bunu tercih etmenizdeki kastı, bedenlerimize dönük saldırının çok geniş bir yelpazeden/cepheden gelmesiyle okuyabilir miyiz?

Elbette. Burada farklı kadınlara, onların sesleri ve deneyimlerine yer vererek bedenimiz ve dış görünüşümüzle ilgili düşüncelerimizin müşterekliğine dikkat çekmek istedim. Güzellik idealleri her kadını farklı boyutlarda etkiliyor. Bunu açık açık konuşabilmek önemli. Röportajların, okura yalnız olmadığını hissettirmesini önemsiyorum.  

Bedenlerimiz biriciktir. Tamamıyla bize ait olan tek şeydir. Bizi bedenlerimize düşman etmeyi nasıl başardılar?
Bu tarihsel, kültürel ve toplumsal süreçlerin bir sonucu. Kadın bedeni tarih boyunca farklı biçimlerde kontrol altına alınmaya çalışılmış.
deal beden imgesinin yaratılması ve bu imgenin her çağda değişime uğraması da kontrol mekanizmalarından biri. çinde bulunduğumuz çağda bedenin neredeyse bir proje gibi sürekli değiştirilmesi ve geliştirilmesi gerektiği mesajı her taraftan veriliyor. Bu da özellikle kadınların daima bedenleriyle çatışma içinde olmasına sebep oluyor.

Kitabınızda genişçe yer veriyorsunuz ama yine de sormak istiyorum: Sanal bir kuşatma altındayız ve bu kuşatılmışlık aslında sanal olmasına rağmen hayatımızdaki birçok somut girdi-çıktıyı belirler hale geldi. Bunu nasıl aşacağız?

Kuşatma tabirinin biraz olumsuz bir çağrışım yaptığını düşünüyorum. Sosyal medya ve yapay zeka gibi gelişen teknolojilerin sadece kötülüklere gebe olduğunu düşünenlerden değilim. Kitabımda sosyal medya platformlarını, fotoğraf filtreleri ve rötuşlama uygulamalarını irdelediğim bir bölüm var. Bunların kesinlikle beden algımızı olumsuz etkilediği yanlar var. Ama kusursuzluk ve pürüzsüzlükle dolu sosyal medya platformları aynı zamanda çeşitliliği de barındırıyor. Her şeye rağmen bu durum önemli bence.  

Bedenle kavgamız sadece kendi bedenimizle ilgili değil. Başkalarının da bedeni üzerine istesek de istemesek de bir yargı halindeyiz. Bunun sebepleri ve aşmanın yolları üzerine neler söyleyebilirsiniz?

Bilhassa kadınlar küçüklüklerinden itibaren bedenlerine göre değerlendirildiklerini öğrenerek büyüyorlar. Kilosu, boyu, memesi, bacağı... Bir kadının bedeni hep didikleniyor. Bu şekilde büyümek, bizi de hem kendi bedenimize hem de başkalarının bedenlerine karşı daha duyarlı hale getiriyor. Fiziksel özelliklere yönelik yapılan iltifatlar da aşağılamalar kadar zarar verebiliyor kişiye. Birbirimizi dış görünüşümüze göre yargılamamak için bize dayatılan şekilciliğe karşı gelmek gerekiyor.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.