Beyrut'taki felaketin kökenleri

Toplum/Yaşam Haberleri —

GEMI

GEMI

  • Beyrut'taki felaketin kökenlerinde, denizcilik sermayesi ve yasal hilelerin oluşturduğu, işletmeleri her ne pahasına olursa olsun koruyacak şekilde dizayn edilmiş küresel ağ var.

LALEH KHALİLİ

Gürcistan'dan Mozambik'e ticari patlayıcı götürmek üzere yola çıkan, Moldova bandıralı, bir Rus'a ait ama Bulgar şirketine kayıtlı geminin Beyrut'ta sonlanan hikayesi, uluslararası denizciliğin güvenlik, insan hayatı ve emek gibi "gereksiz" engelleri aşmak üzere örülmüş korsanımsı yapısını ele veriyor. Felaketin kökenlerinde, denizcilik sermayesi ve yasal hilelerin oluşturduğu, işletmeleri her ne pahasına olursa olsun koruyacak şekilde dizayn edilmiş küresel ağ var.
4 Ağustos günü akşam 6'da, Beyrut limanının tahıl ambarları yakınındaki bir depoda başlayan görünüşe göre küçük bir yangın, kızıl kıvılcımlar püskürtmeye başladı. Kıvılcımlar, mantar biçimli bir su ve moloz bulutu ve depodan yükselen turuncu ve siyah bir duman sütunu ile devasa bir patlamaya neden oldu.

Felaketin kökleri daha derin
Şok dalgası civardaki depolarla apartmanları yerle bir etti, kilometrelerce uzakta bile kapıları menteşelerinden çıkarıp pencereleri patlattı.
Şu an dikkatler ve öfke Lübnan hükümeti ile yetkililerin beceriksizliğine ve bir işe yaramayışına odaklansa da, felaketin kökleri çok daha derin ve geniş yayılıyor: İşletmeleri her ne pahasına olursa olsun korumak üzere dizayn edilmiş bir deniz taşımacılığı sermayesi ve yasal hileler ağına.
İlk yangının kıvılcımını çakan ne olursa olsun, limanı ve şehrin bunca bölümünü yıkan ikincil patlamaya, limandaki bir depoda depolanmış olan 2750 tonluk amonyum nitrat sebep oldu. Hem tarımda hem de inşaatta kullanılan bir kimyasal olan amonyum nitrat, Londra'daki 1993 Bishopsgate ve 1995'teki Oklahoma City bombalı saldırıları ile ilişkili. 1947'de Teksas-Galveston ve 2015'te Çin'deki Tianjin limanında da devasa patlamalara sebep olmuştu. Bu son iki patlamada çok sayıda insan hayatını kaybetti. Böylesine tehlikeli bir yanıcı maddenin yolu, nasıl oldu da Beyrut'un yerleşim bölgelerinin bu kadar yakınındaki bir depoya düştü?

Gemi ne zaman yola çıktı?
Eylül 2013'te, kargo gemisi MV Rhosus - sahibi bir Rus, Bulgaristan'daki bir şirket üstüne kayıtlı ve Moldova bandıralı - Gürcistan'ın Batum limanından Mozambik'e doğru yola çıktı. Ticari patlayıcılar üreten Fábrica de Explosivos de Moçambique adlı şirket tarafından satın alınmış bir amonyum nitrat kargosu taşıyordu. Gemide sekiz Ukraynalı ve iki Rus mürettebat vardı, önceki mürettebatın maaşları ödenmediği için protesto olarak gemiyi terk ettiğini bilmeden görevi almışlardı.
Rhosus sahibi tarafından daha fazla kargo almak üzere Beyrut'ta ekstradan durmaya zorlandığında, Lübnanlı yetkililer Uluslararası Denizcilik Örgütü Standartlarını ihlal ettiği ve liman harçları dahil ücretleri ödemediği için gemiye el koydu. Gemiler, başka sebeplerin yanı sıra gerekli evrakları yoksa, güvenliksiz veya çevreye zararlı bulunursa ya da ödenmemiş bir borca karşı rehin olarak "gözaltına" alınabiliyor.
Geminin sahibi Igor Grechushkin, gemisini gemi tescilinin çalışma, sağlık ve güvenlik ile çevre düzenlemeleri açısından çoğu yerden daha gevşek olduğu Moldova'da tescil ettirmişti. Bunun gibi açık siciller, "elverişli bayrak" olarak değerlendirilir. Buna göre bir gemi, sahibinin ülkesinden başka bir ülkenin bayrağını taşır.
Elverişli bayraklar, ilkin Amerikalı avukatlar tarafından Panama, Liberya ve Honduras gibi bağımlı devletlerde hayata geçirilmiştir. Bugün dahi, en büyük açık sicillerden bazılarının karının büyük kısmı, ABD'deki özel şirketlere aktarılmaktadır. "Elverişli bayrak"taki "elverişlilik," Amerikalı yazar John McPhee'ye göre, "vergiden kaçınılabilmesi, sigortanın ciddi ölçüde gözardı edilebilir olması ve dünyanın herhangi bir yerinden toplanabilen ticari denizcilere, gemi sahiplerine cazip gelen ücretler ödenebilmesidir."
Grechushkin Rhosus'un alınkonmasının kendisine pahalıya patlayabileceğini fark edince, iflas işlemlerine başladı ve gemi ile mürettebatını ortada bıraktı. Amonyum nitratın Mozambikli alıcıları da kargodan vazgeçtiler.

Rehine pozisyonu
Gemiler, çoğu zaman mürettebata birikmiş maaşları ödememek için sahipleri tarafından alarm verici bir düzenlilikte terk edilmektedir. Bu o kadar sık yaşanan bir şeydir ki, Uluslararası Çalışma Örgütü terk edilmiş denizciler veri tabanı tutmaktadır. Bazen terk edilen bir geminin kargosu alacaklılara ödeme yapmak veya mürettebatın birikmiş maaşlarını ödemek ya da temizlik ve bertaraf etme maliyetleri için açık arttırmaya çıkarılır.
Lübnan'da, kargonun satış yoluyla elden çıkarılması gerçekleşmedi ve yetkililer, denizcilerden dördünün, yerlerine mürettebat bulmadan gemiyi terk etmesine izin vermedi. Kaptan ve kalan mürettebat, halen patlayıcı kargo taşıyan gemide neredeyse bir yıl, hiç maaş almadan, hiçbir elektronik iletişim imkanına erişimleri olmaksızın ve giderek azalan gıda ve yakıt tedariki ile mahsur kaldı.
Fillen, Rhosus’un mürettebatı, geminin tehlikeli kargosunun sorumluluğunu almak istemeyen Lübnan liman yetkilileri ile gemi sahibi arasındaki pazarlıkta rehine pozisyonundaydı. Ağustos 2014’te, bir Lübnan yargıcı denizcilerin serbest bırakılmasına hükmetti ve 2750 tonluk amonyum nitrat kargosu, bunun ardından gemiden Beyrut limanındaki bir depoya taşındı.

Beyrut trajedisi
Dünyadaki tüm ülkeler, çalışma koşullarını ve tehlikeli kargoyu düzenleyen uluslararası denizcilik antlaşmalarının imzacısı değil. İmzacı olsa bile, birçok devlet hiçbir prensibe uymayan gemicilik şirketlerine karşı alacaklarının peşine düşecek kaynaklara sahip değil. Dahası, hükümetler ile yabancı yatırımcılar arasındaki uluslararası ihtilaflar nadiren hükümetler lehine karara bağlanıyor.
Esasen sermayeyi korumak üzere dizayn edilmiş bir offshore aracı olan elverişli bayraklar, güvenli olmayan gemilerin hiçbir prensibe sahip olmayan işverenlerin istismarına açık mürettebatlarla açılmasına imkan veriyor. Merkezleri Avrupa’da ve doğu Asya’da olan dünyanın en zengin gemicilik şirketleri bile, maaşlardan, vergiden ve sigortadan kısmak için gemilerini açık sicillere ait bayraklarla donatıyor.
Böylesine sık şekilde denizcilerin ve güçsüz ülkelerin aleyhine işleyen bu offshore kolaylıklarının giderilmesi, elverişli bayrakların ortadan kaldırılması ve arbitraj mekanizmalarının esaslı şekilde elden geçirilmesi, Beyrut trajedisini yaratan suistimalleri çözmenin sadece ilk adımı. Beyrut’ta toz duman yatıştığında, daha yapacak çok iş var.

• Laleh Khalili Londra’nın Queen Mary Üniversitesi’nde uluslararası siyaset profesörü ve Sinews of War and Trade: Shipping and Capitalism in the Arabian Peninsula kitabının yazarı.

Çeviren: Serap Güneş
Kaynak: The Guardian

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.